M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Türkiye’nin Kalkınmasının On İki Ana Maddesi

Türkiye’nin Kalkınmasının On İki Ana Maddesi

HİT­LER Al­man­ya­’ya bin yıl­lık  çok par­lak bir ge­le­cek va­at et­miş­ti. Va­adi­nin ba­lo­nu on yıl son­ra, 1945’te  fe­ci şe­kil­de pat­la­mış, ül­ke­si ve dev­le­ti ye­rin di­bi­ne geç­miş­ti.

Tür­ki­ye­’nin ge­le­ce­ği­nin iyi ve par­lak ol­ma­sı için ne­ler ge­rek­mek­te­dir, ne­ler ya­pıl­ma­lı­dır? Bun­la­rı sa­ya­ca­ğım:

Bi­rin­ci­si: ADA­LE­T’­tir.  Mil­lî kim­li­ği­mi­ze, kül­tü­rü­mü­ze, ya­pı­mı­za uy­gun ada­let ol­maz­sa ge­le­cek ka­ran­lık­tır, fe­la­ket­tir. Bu­gün­kü hu­kuk sis­te­mi­miz­le ayak­ta dur­ma­mız çok zor­dur. Me­de­nî Ka­nu­nu­muz ai­le­yi, Ce­za Ka­nu­nu­muz top­lu­mu yık­mak­ta­dır.  Genç ne­sil­ler ada­let kül­tü­rü­ne, duy­gu­su­na sa­hip ola­rak ye­tiş­ti­ril­mi­yor. Ada­let ol­ma­dan dev­let sağ­lık­lı bir şe­kil­de ya­şa­ya­maz.. İl­le de ada­let il­le de ada­let.

İkin­ci­si:  Tür­ki­ye­’nin BİL­GE­Lİ­ĞE (hik­met) çok bü­yük ih­ti­ya­cı var­dır. Bir ül­ke­ye bil­ge­lik ha­kim de­ğil­se, zen­gin­lik ve mad­dî güç bir işe ya­ra­maz, ak­si­ne za­rar ve­rir. Bil­ge­lik ada­let­ten de, hür­ri­yet­ten de ön­ce ge­lir. 
 

Üçün­cü­sü: Yük­sel­me­miz, mil­lî kim­li­ğe, mil­lî kül­tü­re, ta­ri­hî de­vam­lı­lı­ğa uy­gun çok güç­lü  bir EĞİ­TİM sis­te­miy­le müm­kün­dür. Eği­tim sis­te­mi bo­zuk­sa, va­sıf­lı Tür­ki­ye­li­ler ye­tiş­ti­re­mi­yor­sa,  sa­de­ce mad­dî imar ve zen­gin­lik­le kur­tu­la­ma­yız. Hal­kın eği­ti­mi iyi de­ğil­se, mad­dî zen­gin­lik az­gın­lı­ğa, çıl­gın­lı­ğa, be­yin­siz­li­ğe yol açar. Bu­gün­kü va­sıf­sız, hat­tâ müf­lis res­mî ide­olo­ji eği­ti­miy­le yük­se­liş ol­maz, ba­tış olur.

Dör­dün­cü­sü:  Kal­kın­ma, kur­tu­luş, iler­le­me, yü­cel­me AH­LAK ve FA­Zİ­LE­T’­le  olur. Ah­lak ve fa­zi­let yok­sa,  yü­cel­me ve zen­gin­leş­me ba­lo­nu bir ye­re  ka­dar yük­se­lir ve son­ra pat­lar.  Sis­tem ve­ya dü­zen de­ni­len şey, ah­la­ka fa­zi­le­te uy­gun de­ğil­se, bun­la­ra ria­yet et­mi­yor­sa, onun ge­tir­di­ği kal­kın­ma ve zen­gin­lik al­da­tı­cı­dır.

Be­şin­ci­si:  En ge­niş şek­liy­le DİN HÜR­Rİ­YE­Tİ­’dir. Tür­ki­ye Müs­lü­man bir ül­ke­dir, hal­kı­nın ezi­ci ço­ğun­lu­ğu  (şöy­le ve­ya böy­le) Müs­lü­man­dır. Bu mem­le­ket­te İs­la­m’­a kar­şı ka­nun­lar­la, sis­tem­ler­le, dü­zen­ler­le ka­lı­cı kal­kın­ma ol­maz. Dev­le­tin mut­la­ka en  ge­niş şek­liy­le din, inanç, iba­det, di­ne uy­gun bir ha­yat  tar­zı hür­ri­ye­ti ver­me­si ge­re­kir. Din dev­let uyuş­maz­lı­ğı de­vam et­ti­ği müd­det­çe Tür­ki­ye  sağ­lık­lı ve den­ge­li şe­kil­de kal­kı­na­maz. Din ile dev­let ba­rı­şık ol­ma­lı­dır. Din dev­le­te de­ğil, dev­let di­ne hiz­met et­me­li­dir. Din sö­mü­rü­sü ön­len­me­li­dir. 

Al­tın­cı­sı: İÇ BA­RIŞ ve sos­yal mu­ta­ba­kat­tır. Ül­ke­de­ki bü­tün meş­ru çe­şit­li­lik­ler ara­sın­da, bir­lik­te ba­rış için­de ya­şa­ma mu­ka­ve­le­si im­za­lan­ma­lı­dır. Bu ol­maz­sa ge­mi  gü­nün bi­rin­de ba­tar.

Ye­din­ci­si: Hiç­bir ül­ke is­raf eko­no­mi­siy­le  ila­ni­ha­ye kal­kı­na­maz, yük­se­le­mez. İs­raf, tem­bel­lik, ra­hat, aşı­rı tü­ke­tim, aşı­rı kon­for, lüks eko­no­mi­si mut­la­ka fren­len­me­li­dir. İs­raf ve ra­hat­lık ta­rih­te ni­ce im­pa­ra­tor­luk­la­rı yık­mış­tır, bi­zi de böy­le gi­der­se yı­ka­cak­tır.

Se­ki­zin­ci­si: Sİ­YA­SE­T’­in TE­MİZ ol­ma­sı. Si­ya­se­tin ala­bil­di­ği­ne kir­len­di­ği, ari­vist­le­rin yük­sel­di­ği, mak­ya­ve­list pren­sip­le­rin  ge­çer­li ol­du­ğu bir sis­tem ül­ke­yi ayak­ta tu­ta­maz.  Si­ya­se­te, ida­re­ye te­miz­lik, ada­let, hak­ka­ni­yet, eh­li­yet, doğ­ru­luk ve dü­rüst­lük, ruh soy­lu­lu­ğu ha­kim ol­ma­lı­dır.

Do­ku­zun­cu­su: Tür­ki­ye­’nin bi­rin­ci gü­cü olan MED­YA  ıs­lah edil­me­den, ah­lak­lı va­tan­se­ver âdil hik­met­li va­sıf­lı ha­le ge­ti­ril­me­den ül­ke­nin, dev­le­tin, hal­kın ge­le­ce­ği par­lak ol­maz.

Onun­cu­su: İm­pa­ra­tor­lu­ğun mi­ra­sı ola­rak Tür­ki­ye­’de yet­miş kü­sur et­nik kö­ken, alt-kim­lik bu­lun­mak­ta­dır. Bir de, bir mil­yon ka­dar KRİP­TO YA­HU­Dİ  ve bir mil­yon da Krip­to Hı­ris­ti­yan bu­lun­mak­ta­dır. Bu son iki giz­li azın­lık­la an­laş­ma­dan, uz­laş­ma­dan de­vam­lı, sağ­lık­lı, den­ge­li kal­kın­ma ola­maz. Bu an­laş­ma, uz­laş­ma, ba­rış na­sıl sağ­la­na­cak­tır? Tür­ki­ye­’nin böy­le bir işi ba­şa­ra­cak bir Le­e Ku­an  Ye­w’­i  (Sin­ga­pur) var mı­dır?

On bi­rin­ci­si: DİN SÖ­MÜ­RÜ­SÜ ke­sin ve ra­di­kal şe­kil­de ön­len­me­den Tür­ki­ye­’nin ge­le­ce­ği par­lak ol­maz. Bir ül­ke ki, onun va­ro­lu­şu, te­mel kim­li­ği İs­lam­dır ve ora­da İs­lam mın­cık­lan­mak­ta­dır, sağ­lık­lı bir kal­kın­ma­dan bah­se­di­le­bi­lir mi?

On İkin­ci­si:  Tür­ki­ye be­de­vi­lik kül­tü­rüy­le uzun müd­det ayak­ta du­ra­maz.  Ken­di ME­DE­Nİ­YE­Tİ­MİZ­LE me­de­nî ol­mak ve­ya ol­ma­mak bi­zim için bir ölüm ka­lım me­se­le­si­dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi