Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Erken Hazan: Haziran

Erken Hazan: Haziran

Yok Sü­hey­la!.. Si­ya­set ya­za­ma­ya­cak ka­dar hü­zün do­lu­yum çün­kü her Ha­zi­ran ba­ba er­ken ha­zan­dır.

Ha­zi­ra­n’­da ölü­mün hüz­nü­nü, il­kin 13 Ha­zi­ran 1972’de ya­şa­dım. O gün Dün­dar Ta­şer öl­müş­tü. An­ka­ra­’da bir tra­fik ka­za­sı ge­çir­miş­ti. 

1960’la­rın genç­lik ha­re­ket­le­ri­ni en iyi yo­rum­la­yan ve ta­ma­men yer­li bir genç­lik ha­re­ke­ti­nin mi­mar­la­rın­dan bi­riy­di. Ül­kü­cü ha­re­ke­tin te­mel fel­se­fe­si­ni oluş­tu­ran “yer­li­li­k” fik­ri­nin in­şa­cı­sı idi. Po­li­tik bir ha­re­ke­tin için­de ol­ma­sı­na rağ­men, tes­pit­le­ri, po­li­tik sı­nır­la­rı aşıp bir dev­let fel­se­fe­si ha­li­ne ge­li­yor­du. Ta­ri­hin, geç­miş­te ya­şa­nıp bi­ten bir ol­gu ol­ma­dı­ğı­nı, bi­zim ku­şak on­dan öğ­ren­di. 16 ya­şın he­ye­ca­nıy­la, su içer gi­bi oku­du­ğu­muz ya­zı­la­rı, 18 ya­şı­mız­da hüz­nün kay­na­ğı ola­cak­mış me­ğer. 

Ta­şer hak­kın­da en gü­zel ki­ta­bı Zi­ya Nur Ak­sun yaz­dı. Ge­ne en gü­zel baş­ka bir ya­zı da Erol Gün­gö­r’­ün Türk Kül­tü­rü ve Mil­li­yet­çi­lik ki­ta­bın­da­ki, “Bir Kül­tür, Bir İn­sa­n” bö­lü­mün­de­ki ya­zı­lar­dır.  Bes­len­di­ği kay­nak­la­rı kay­bet­miş genç­le­re, kay­nak­la­ra dö­nüş tav­si­ye eder­ken ilk tav­si­ye ede­ce­ğim ki­şi rah­met­li Ta­şe­r’­dir.

O yıl­lar­da ro­man­la­rı­nı ve ga­ze­te fık­ra­la­rı­nı en çok oku­du­ğu­muz Pe­ya­mi Sa­fa­’nın 14 Ha­zi­ran 1961 gü­nü ve­fat et­ti­ği­ni öğ­ren­miş­tim. Sa­fa ve­fat ede­li 10 yıl fa­lan ol­muş­tu. Der­nek­te, bir se­ne-i dev­ri­ye­sin­de se­mi­ner ver­di­ği­mi ha­tır­lı­yo­rum.
27 Ma­yıs 1980 gü­nü Gün Sa­zak kat­le­di­le­rek şe­hit ol­muş­tu. Bü­tün Tür­ki­ye bu ci­na­ye­tin yo­ğun­lu­ğu­nu ya­şar­ken, Ah­met Mu­hip Dra­nas, ses­siz se­da­sız ve­fat et­miş­ti. Ve­fa­tı­nı, “hoy­rat bir ak­şa­müs­tü” öğ­ren­miş­tim.  Ve­fa­tı­nı du­yun­ca, ha­ya­tın bir ya­lan ve al­da­nış ol­du­ğu dü­şün­ce­siy­le “Ey öm­rün en gü­zel tür­kü­sü al­da­nış!..” de­dim.  “Göz­ya­şı­mı göz­den giz­li si­le­ni­m” de yok­tu. O gün çok sı­cak­tı An­ka­ra. Ve da­ha da bu­nal­mış­tım Dra­na­s’­ın ve­fa­tı­nı du­yun­ca.

Ha­ya­tım­da­ki di­ğer Ha­zi­ran hüz­nü­nü 5 Ha­zi­ran 1983 gü­nü ya­şa­dım. O gün, ne­re­dey­se diz­le­ri­min di­bin­de bü­yü­yen  Sel­çuk Du­ra­cık, Ha­lil Esan­dağ ile idam edi­le­rek şe­hit edil­di. Fa­kir bir ai­le­nin ço­cu­ğu idi Sel­çuk. Der­ne­ğe gel­di­ğin­de, san­dal­ye­ye otu­run­ca ayak­la­rı ye­re değ­mez­di. Pa­zar­cı­lık ya­pı­yor­du. Va­tan­se­ver­lik ko­nu­sun­da çok he­ye­can­lıy­dı­…

Se­mi­ner­le­ri hiç ka­çır­maz­dı. O ka­os gün­le­ri, onu idam seh­pa­sı­na ka­dar gö­tür­dü.

Ha­zi­ran hüz­nü­nü, da­ha son­ra 5 Ha­zi­ran 1985’te ya­şa­dım. O gün ba­bam rah­met­li ol­du. Ke­rim Ça­vuş, Ke­rim Ağa, İğ­ne­ci Ke­rim, Ço­la­ğın Ke­ri­m… Adı anıl­ma­ya­sı has­ta­lık, 61 ya­şın­da­ki ba­ba­mı, 2 ay­da al­dı sat­tı.  Top­rak ko­kan, ter ko­kan, tü­tün ko­kan ba­ba­mı o gün ebe­di­ye­te uğur­la­dık.

7 Ha­zi­ran 1987 gü­nü Ca­hit Za­ri­foğ­lu ve­fat et­ti. Onu 1970’le­rin ba­şın­da Tur­gut­lu­’da Tö­re Ki­ta­be­vi­’n­den sa­tın al­dı­ğım “İ­şa­ret Ço­cuk­la­rı” ki­ta­bı ile ta­nı­mış; da­ha son­ra Ma­ve­ra­’da­ki şi­ir­le­riy­le sür­dür­müş­tüm bu ta­nı­şık­lı­ğı.  Ben şa­ir ola­rak ta­nı­mış­tım ama şi­ir­le­ri­nin ar­ka­sın­da­ki na­if kı­rıl­gan­lı­ğın kay­na­ğı olan ma­sal­la­rı­nı oku­muş­tum.

5 gün son­ra Ce­mil Me­ri­ç’­in ve­fa­tı­nı duy­duk. Bi­zim ku­şa­ğı en çok et­ki­le­yen bir dü­şün­ce ve üs­lup ada­mıy­dı Ce­mil Me­riç. Onu oku­duk­ça ken­di­mi­ze bir gü­ven gel­miş­ti. O san­ki, bu mil­le­te öz­gü­ven aşı­la­yan bir ay­dın­dı. Sor­gu­la­yan, tar­tı­şan, acı­ma­dan eleş­ti­ren bir ay­dın. Biz “ay­dı­n” ke­li­me­si­nin sığ­lı­ğı­nı ve “in­te­li­jan­si­ya­”nın ge­niş­li­ği­ni on­dan öğ­ren­dik.

Son­ra 2 Ha­zi­ran 2000. Ana­cı­ğı­mın; ya­ni He­li­me­elin (Ha­li­me ge­lin) ve­fa­tı. Şid­det­li bir Ha­zi­ran yağ­mu­run­da trab­zan­la­ra da­ya­nıp “Eş­he­dü en­la ila­he il­lal­la­h” der­ken, yağ­mur şa­kır­tı­sı­na ka­rı­şan “eş­he­dü” ile ilk ha­tı­ra­la­rım­dan bi­ri­ni, ya­nı ba­şın­da du­ra­rak ya­şa­dı­ğım ve on­dan son­ra ha­ya­tı hep on­dan öğ­ren­di­ğim; hat­ta dok­to­ra ya­par­ken bi­le ba­zı ke­li­me­le­ri öğ­ren­di­ğim ana­cı­ğı­mı kay­bet­tik  2000 Ha­zi­ra­n’­ın­da­…  

7 Ha­zi­ran 2012, öf­ke­mi­zin es­te­tik çığ­lı­ğı Ab­dur­ra­him Ka­ra­ko­ç’­un ve­fat gü­nü­… Ana­do­lu­’nun ka­ra­ya­ğız de­li­kan­lı­sı­nın, ölü­me de­li­kan­lı­ca yü­rü­dü­ğü gün.

Pey­gam­ber efen­di­mi­zin mi­la­di tak­vi­me gö­re 8 Ha­zi­ra­n’­da ve­fat et­ti­ği­ni öğ­ren­miş­tim vak­tiy­le. Her 8 Ha­zi­ran za­ten hü­zün­dü bu yüz­den.

Yıl­lar­dan be­ri her Ha­zi­ra­n’­da, Meh­met Kap­la­n’­ın de­di­ği gi­bi, bağ­rı­mı Ka­ra­ca Ah­met Me­zar­lı­ğı gi­bi his­se­de­rim ve her Ha­zi­ran be­nim için er­ken ha­zan­dır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi