Halil Mert

Halil Mert

Kobani’de “Sıçana Bakmak!”

Kobani’de “Sıçana Bakmak!”

Bölgemize, Medeniyet Coğrafyamıza, Mikro Milliyetçilik, Kavmiyetçilik ve hatta Irkçılık Vebası ve fitnesi bulaştırılmış durumda.

Bölgede 1400 yıldır kurulan büyük devlet ve medeniyetlerin hiçbirinde ırk temeli yoktu. Ne Sultan Alparslan’ın Selçuklu’sunda, ne Büyük Bahadır Selahaddin’in Eyyübi’lerinde, ne Sultan Baybars’ın Memluklu’sunda, ne de Osmanlı’da. Kurulan tüm devletler İslam ve Medeniyet devletleriydi.

Malum Birinci Dünya Savaşı devam ediyor. Medeniyetimizin en uzun soluklu devleti Osmanlı paramparça edildi. Yetmedi. Şimdi emperyalizm daha çok parçalama ve kalıcı düşmanlıklar oluşturma derdinde.

Gelinen duruma bakalım. Eskiden çocukları sünnet ettirirken dikkatlerini başka şeye çekmek için “Sıçana bak!” deyip başka yere baktırırlarmış. Çocuk gözleriyle sıçanı ararken sünnetçi gereğini yaparmış. Sıçan mı ne? Eskiden evlerde küçük fareler olurdu. Ona sıçan denirdi. Şimdi Kobani’de Türkiye’ye bölgeyi kanatacak güçler “sıçana bak!” diyorlar. Biz de büyük oyunu göremiyor, olabilecek olayların büyüklüğünü değerlendirmekte zorlanıyoruz.

Peki, bölgede ne oluyor?

Başta İngiltere olmak üzere Avrupa, Basra, Musul, Kerkük petrol bölgesinin petrol ve hammadde kaynaklarının Türkiye üzerinden geçirilmesini istemiyor. Rusya’nın doğalgaz hatlarını Türkiye’den geçirmek istemesini de düşünürseniz, Avrupa’nın tüm vanaları Türkiye’ye teslim. Türkiye’nin alternatifi enerji yolu ise, Afrika kıtasını denizyolu ile dolaşarak Avrupa’ya ulaşmak. Bu da enerji ve petrol maliyetlerini çok arttırıyor ki, sonucunda Avrupa Çin’le rekabet edemez hale geliyor. Çünkü maliyetler artıyor. Stratejik anlamda da düşünün Avrupa bütünüyle Türkiye’ye bağımlı hale gelecek. Bu onları çıldırttı.

Ortadoğu’da Irak ve Suriye’nin etnik yapısı, siyasi yapısı herkesçe malum. Ateşi atmaya gör. Önce IŞİD çıkartıldı. Bu tam bir İngiliz operasyonuydu. Kullandıkları ilk argüman da Irak’ta Şii Hükümetten kaynaklanan baskı ve adaletsizlikti. Sünni Aşiretlerin tamamına yakını buna maalesef ilk günler destek verdiler. Sonucunda IŞİD Irak’ın petrol bölgelerine adeta çöktü. IŞİD yöneticileri yanlarındaki İsrail’li danışmanlar aracılığı ile askeri harekâtı da yönetmeye başladılar. Akdeniz’e inecek koridorun ilk aşaması bölgede oluşturulacak fiili durumdu.

Bu arada “Kobani ve PYD nereden çıktı?” diyenleri duyar gibiyim. Emperyalizmin her zaman A, B, C, …. Planları vardır. A Planında %100 mağdur olursunuz, B Planında %90, C Planında %80..

Emperyalizmin IŞİD ile oluşturacağı koridora alternatif PYD ile Kürt Koridorudur. Her iki gurupta İngiltere öncelikli ABD destekli, Almanya ve Fransa’nın da onayladığı projelerdir.

Kürtler’e söylenmesi gereken ilk söz şudur. “BEDAVA PEYNİR, FARE KAPANINDA OLUR.” Kobani’de oluşturulan kanton ve sözde yerel hükümet, çatışmalardaki hava desteği onları yanıltıyor. Ne olacak peki en nihayetinde? Size bu toprakları yedirirler mi zannediyorsunuz? İran’a saldırttıkları Saddam nerede şimdi? Ya halkının durumu?

Peki, IŞİD de PYD de İngiltere ve ABD’nin güdümünde ise neden birbiri ile savaştırılıyor? Birincisi, bölgeyi daha çok parçalamak ve çeşitlendirmek için. İkincisi, kalıcı ve köklü acılar, düşmanlıklar bırakmak için, üçüncüsü birbirine alternatif projelerini yürütmek için. En önemlisi de IŞİD’i saldırtarak PYD’ye meşruiyet kazandırıyorlar. Bu arada medeniyetimizin insanları ölüyorlar. Evlerinden, yurtlarından kopartılıyorlar. IŞİD insanları göçmeye ve yer değiştirmeye, evlerini boşaltmaya zorlamadı. Radikal Sünni ve mezhepçi bir görüntü ile ve cihatçı önceliği ile davranırken PYD bölgedeki Kürt olmayan tüm aileleri Türkiye’ye göçe zorlayarak bölgeyi tamamen Kürtleştirmeye ve gelecekte yapılabilecek bir fizibiliteye hazırlıyor.

Türkiye kuşatılıyor. BOP acımasızca devam ediyor. Bizim için daha da kötüsü çevremizdeki her ateş ülkemize kolayca sıçrayabilir. Allah korusun Irak’ın durumuna da Suriye’nin durumuna da düşebiliriz.

Gelelim içpolitik duruma ve medyanın duruşuna. İngiltere başta olmak üzere Batı Medyası sözbirliği etmişçesine, bir elden kontrol ediliyorcasına hükümetleri ile birlikte hareket ediyorlar. Tabii muhalefet partileri de. Türkiye’de öyle mi? Hayır! Malum Kobani’ye bir gurup IŞİD Militanı saldırdı. Gelenler Türkiye’nin tam tersi güneyden giriyorlar. PYD dahi bunu söylüyor. Ama HDP Eşbaşkanı ve Paralel Medya batıdaki hasımlarımıza malzemeyi veriyor. IŞİD Militanlarının Türkiye’den geçmiş olabileceği… MİT Tırları ihaneti kadar büyük ihanet… Şimdi batıda manşetler, teröre destek veren ülke durumuna düşürülüyoruz. Adeta Saddam’ın 20 yıl sonra olmadığını itiraf ettikleri kimyasal silahları gibi. Petrol denizinde yüzen martı görüntüleri gibi. Adamların attığı iftira çamurunda boğuluyoruz. Cumhurbaşkanımızın iftar masası gibi. Süreci doğru okumak, sonucu lehimize oluşturmak için “Sıçana bakmak!” yerine bütüne bakmak gerekmektedir. Halkımız da bu yönü ile bilgilendirilmelidir.

Ülkemizdeki provokatif ve asılsız haber, algı ve yönlendirilmelere karşı kesinlikle tedbir alınmalıdır. Şu soruyu sormadan edemeyeceğim. Tüm bu algı operasyonlarına karşı başta hükümet olmak üzere devletin kurumları MGK, MİT, TSK, KGM, Emniyet ne yapar? Medya ile bir koordinasyon gerekmez mi? Paralel Medya başta olmak üzere, bölücü medya ve dış güçlerin güdümünde hareket eden tüm unsurların oluşturmaya çalıştıkları algı bozukluklarına karşı önalmak gerekmez mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Halil Mert Arşivi