Ali Eren

Ali Eren

Kandırılıyor muyuz?.

Kandırılıyor muyuz?.

Türk milleti, İsviçre Davos’taki “one minute / van minüt” hadisesinden sonra, Türkiye ile İsrail’in arasının açıldığını ve iplerin tamamen koptuğunu düşünüyor(du). 

Doğrusunu söylemek gerekirse, benim baştan beri bu karşılıklı sertleşmeye pek inanasım gelmedi ve daima şüpheyle baktım. 

Hatırlayınız, o toplantıda oturumu yöneten kişi, konuşmasını sona erdirmesi için Tayyip Bey’in omuzuna dokundu. O da sinirli bir şekilde, “Van minüt! Van minüt!” dedi ve konuşmasına devam ederek İsrail Cumuhurbaşkanı’na söylenmesi gerekeni söyledi ve oturumu terketti.

Ortalık karıştı…

Bunun üzerine Sayın Erdoğan hemen, daha o mekânı terk etmeden, “Benim tavrım moderatöreydi (oturumu yöneten) Sayın Cumhurbaşkanı’na değil” dedi. 

Yani daha orada geri adım atılıyordu.

İşte onun için inanasım gelmedi diyorum. 

Düşüncemin doğruluğunu aşağıda anlatacağım.

Evet, İsrail ile aramız milletler olarak gerçekten açıldı. Bu gerginlik devam da etmeliydi. Çünkü bu terörist devlet milletlerarası sularda 9 vatandaşımızı şehit etti. 

Gelelim “İnanasım gelmedi”nin sebebine:

Davos’taki van minüt hadisesinden sonra Sayın Bülent Arınç çıktı,  “İsrail ile yürüttüğümüz bütün faaliyetlere son veriyoruz” dedi.

Yetkili bir ağız böyle söylediğine göre, inanılır. Biz de milletçe inandık. İsrail ile olan ortak faaliyetlerimiz durdurulacakmış dedik. 

Ama dikkat!

Davos’tan sonra üzüntülü bir Mavi Marmara hadisesi yaşandı. İsrail kendi sınırları dışında, beynelmilel / milletlerarası sularda 9 vatandaşımızı şehit etti.

Bu hadiseden sonra aynı Bülent Arınç tekrar çıktı ve ‘van münit’ten sonra yaptığı açıklamanın aynısını tekrar yaptı, “İsrail ile yürüttüğümüz bütün faaliyetlere son veriyoruz” dedi. 

Hani bütün faaliyetlere ‘van münit’ten sonra son verilmişti!

Son verilmemiş ki Sayın Arınç tekrar “İsrail ile yürüttüğümüz bütün faaliyetlere son veriyoruz” diyor.

Dahası da var… 

İsrail ile karşılıklı faaliyetlere son vermek şöyle dursun, Mavi Marmara şehitlerinden sonra İsrail ile ticaretimiz %80 artmış bile.  

Nereden biliyorum?

Gazetelerden…

Gerçi başka gazeteler de yazdı. Ama onların yazmaları neyse ne de, ben bu haberi senelerce köşe yazarlığı yaptığım ve haberlerine inandığım Akit gazetesi yazarsa inanırım.

Evet Akit yazdı ve ben ona inandım.

Ancak, bu haber 2-3 sene önceydi. Şimdiye kadar o %80 kimbilir daha ne kadar arttı?  

Sözde hem İsrail ile kavgalıyız, hem de onlarla alışverişimiz artıyor?

Bu nasıl kavgalı olmak?

N’oluyoruz beyler? 

Kayıkçı döğüşü mü yapıyoruz?

Faaliyetler halktan gizlenerek devam ettiğine göre, yoksa durum halka söylenenin tam tersi mi?  

Alın size halktan gizli yapılan bir görüşme haberi:

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail Dışişleri Direktörü Dore Gold ile Roma’da gizli bir görüşme yapıyor. Bu görüşmeden Türk basınının haberi olmuyor. Görüşmeyi İsrail basınından öğreniyoruz. 

Sonra görüşme iddiası Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından doğrulandı.

Çavuşoğlu, “Hiç görüşmeden nasıl bir uzlaşma sağlanabilir ki? Zaten bu görüşmeler yeni değil. Geçmişten beri uzmanlar düzeyinde iki ülke bir araya geliyor. Bir konuda anlaşma sağlandı” dedi. 

Bakan Bey’in sözüne dikkat: 

“Zaten bu görüşmeler yeni değil. Geçmişten beri uzmanlar düzeyinde iki ülke bir araya geliyor.”

Hımmm… 

Bir taraftan Sayın Arınç millete, “İsrail ile yürüttüğümüz bütün faaliyetlere son veriyoruz” derken, diğer taraftan “Geçmişten beri uzmanlar düzeyinde iki ülke bir araya geliyor”muş… 

Peki bu görüşmelerin Sayın Erdoğan’ın emri, izni ve haberi olmadan yapılması mümkün değil. 

Öyleyse Sayın Cumhurbaşkanı’nın son senelerde meydanlarda İsrail aleyhine veryansın etmesi neyin nesi? 

N’oluyor? Kandırılıyor muyuz?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
36 Yorum
Ali Eren Arşivi