Ali Osman Gündoğan

Ali Osman Gündoğan

Delilik

Delilik

Bazıları delilikleriyle bazıları da bilgelikleriyle övünür”. Delilik ve övünme bir arada bulunamayacağı gibi özellikle bilgelik ve övünme hiçbir biçimde bir arada bulunamazlar. Dolayısıyla ister delilikleriyle isterse bilgelikleriyle olsun böyle bir övünme problemlidir.

Şüphesiz delilik, aptallığa göre daha değerlidir; lakin sırf delilik adına ve uğruna yapılan herhangi bir şey, fazlasıyla aptalcadır.

Bilgelik, deliliğe nazaran akıllılığa işaret eder. Ama delilik, bilgeliğe nazaran akılsızlığa işaret etmez ama ölçüsüzlüğe işaret eder. Çünkü delilerin bazen akıllıca ama akıl almaz dediğimiz türden yaptıkları işler, söyledikleri sözler vardır. Öte yandan akılsızlık ile ölçüsüzlük arasında elbette bir ilişki vardır ama aralarında tam bir örtüşme olduğu söylenemez.

İnsana konuşmalarında ve eylemlerinde ölçü koyan bir hakem olarak aklın yanında aklî olan ile bir ilişkisi olmak zorunda olmayan gelenekler, örfler, töreler, inanç ve ahlak değerleri de ölçü olarak alınır.

Deli, ölçüsüz olmak bakımından eylemlerindeki nedenleri ve amaçları, toplumun kabul ettiği ölçü koyucu standartlardan değil, sadece kendi ölçüsüz, nedensiz ve çoğu zaman da amaçsız eğilimlerinden, sınır tanımayan tutumlarından, akıl ve mantık düzleminin dışında kalan “aklına esen” dediğimiz tarzda düşüncesizliklerden alır. Dolayısıyla deli, bizde utanmayı da sağlayan ve başkalarıyla belli bir durumda bulunmanın asgari koşulları sayılan her türlü değer yargısının dışında bulunabilir. Bundan dolayı da deli, sınır tanımaz ve utanma duygusuna yabancı kalabilir. Bu durum onu elbette ahlaksız yapmaz ama ahlaki bir özne olmaktan çıkarır. Onun dünyasında nedenler ile sonuçlar arasında bağ olması zorunlu değildir. Bundan dolayı zevzeklik yapabilir, başkalarını kötü duruma düşürebilir, kendisine ait olanlar genel olanların genellikle dışında bulunduğundan bazen gülünç, bazen acınacak ve merhamet duyulacak birisi konumuna düşebilir. Bu durumda çok yanlış bir biçimde, “Allah insanı aklından etmesin” diye dua ederiz. Oysa bu dua delilere değil ama aptallara daha çok yakışır.

Bazen deliliğin, akıl almaz biçimde yaratıcılıklara neden olduğu söylenebilir ama çılgınca olan ve kendisini her türlü korkaklığın dışında gören kimi delilik durumlarında deli, gerçekten de aptallık ile birleşebilir ve asıl tehlike bu durumda başlar. Çelişik gibi görünse de, delinin aptalca davranması diye nitelediğim bir durumdur bu. Zaten deliyi belki de yerine göre gülünç ve yerine göre de acınacak hale getiren aptallık tehlikesine kapılmasıdır. Aptallar için de delilik tehlikesine kapılmak aynı derecede söz konusudur.

Modern toplum, karmaşık ve karışık ilişkileri yoğun olarak yaşatan bir toplumdur. Bundan dolayı sadece bilgece tavırlara rastlamak zor olduğu gibi naif ve doğal delilik tavırlarına rastlamak da zordur. Ve aslında naif ve doğal olan delilik tavırlarına sahip olanlardan bu yazı için özür dilemek gerekir. 

Modern toplumun sorunu deli olmayan ama delirmiş, aptal olmayan ama aptallaşmış veya aptallaştırılmış insanların fazlasıyla bulunduğu bir toplum oluşudur. Bugün aptalca davranan deliler ile delice davranan aptalların çokluğu, modern toplumu risk toplumu haline getiriyor. Buna “şapşallık” denilebilir. Çünkü siyaset, sanat, ilim, din, spor kısacası hangi alana bakarsak bakalım, sürekli aklın altını oyan, duygusal olarak çatlakların oluşmasına neden olan saçma ve zırva olayların yoğunluğu karşısında akli ve duygusal istikrarı yakalamak zor görünüyor.

Böylesi bir durumda manevi dünyaya ait ve oranın sakini olmak en doğru yol görünüyor. Kısacası, kendi iç dünyamıza dönmek ve orayı imar etmek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Osman Gündoğan Arşivi