D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

‘2. Malazgirt Zaferi’ Arifesindeyiz: İlk Şehidi Verdik!

‘2. Malazgirt Zaferi’ Arifesindeyiz: İlk Şehidi Verdik!

Malazgirt jandarma kumandanı, düşmanla savaşarak şehid olmayı tercih ederdi; bundan asla şüphe etmiyorum.         Kalleşçe, namussuzca katledildi,     katiller onunla karşı karşıya gelmeye; erkekçe, yani yüz yüze dövüşmeye cesaret edemediler. 

Malazgirt’te şehid olmak... Malazgirt zaferinin yıldönümünden bir ay önce... Bu demektir ki, Malazgirt zaferi kutlamalarına bu sene Türkiye’nin her tarafından akın akın gelenler olacak... 

Millet olarak varlığımızın ilk şerefli hamlesi: Malazgirt! Devlet olarak varlığımızın bin yıllık önsözü... Orada erkekçe savaştık, zaferi hakkıyla kazandık. Mehmed Alparslan, mağlup ve esir Bizans İmparatoru huzuruna getirildiğinde ona saygılı davrandı, “savaşı sen kazansan ne yapardın” dedi. O da “seni öldürürdüm” cevabını verdi. 

Alparslan, Bizans İmparatoru’nu affetti...

Buna “âlincenaplık” derler. Bunu ancak büyük ruhlar yapar! Malazgirt’te dün yapılan bunun tersidir...

Burası Muş... Yolu Yokuş! Yemen’e diriltici nefesini ulaştıran bir şehir. Burası Malazgirt... Denilir ki, Malazgirt’te savaşan Alparslan’ın ordusunda Kürtler de vardı. Bu doğru ise, bugün Kürtlük iddiasında olan bu katiller Bizans’ın safına geçmiş demektir!

Tarih boşuna yaşanmaz...

Türkmen fatihler ülkeler aşarak Anadolu’ya gelir ve kaç asırdır İslâm’a açılamamış Anadolu’yu Müslüman ülkesi yapar... Ki onların yüzü suyu hürmetine bu ülkede Müslüman olarak var oluruz. Selçuklu akıncıları beş yılda Anadolu’nun batısına ulaşır ve İznik’i başkent yapar... Sonra Haçlı seferlerini bu topraklarda göğüslerler...

Türk’ün hakkını ketmeden bu ülkedeki varlığının sebebini bilmiyor demektir. İz’an sahipleri bunu bilir, hakkı teslim eder. İnsafı olanlar bilir. Vicdanı olanlar bilir... Hakkı teslim etmemek, şerefsizliktir, ahlâksızlıktır haysiyetsizliktir! 
Bunlardan yoksun olanlar, Kürtçülük iddiasıyla bu ülkeyi fetheden ordunun devamı olan bir orduyla savaşa kalkışır. Hem de kalleşçe, arkadan vurarak...

Evet, savaş isteyenle savaşmak, Allah’ın emridir! “Barış süreci” başladıktan sonra Ordu kışlasında bekledi. Bu arada bir sürü terörist eylem vuku buldu. 13-15 yaşında binlerce çocuk dağa kaldırıldı. Teröristler iyi insan, iyi vatandaş olacak küçücük çocukların eline silah tutuşturdu...

Bütün bunlar barışı dilinden düşürmeyenlerin aslında nihaî savaşa hazırlandığını apaçık gösteriyordu. Barışı kendi hâkimiyetini tesis uğrunda kullananlara gereken cevabın verilmesi gerekiyordu. İşte o zaman geldi. Malazgirt şehidimiz Aslan binbaşının şehadeti bir dönüm noktasıdır! O Aslan’ı Alparslan’ın ruhlar âleminde alnından öptüğü muhakkaktır.

Şimdi ülkede barış olmaması için yırtınanlar, “size savaş yaptırmayacağız” diyorlarmış. Bunun yolu var: PKK’lı teröristleri durdurun! 

Türkiye’ye barış yaptırmayan koro! Terörden beslenenler korosu. Bunu yapabilecek misiniz? Sizin vicdanınız olsa bunu yapardınız. “Bu ülkenin geleceği bizim geleceğimizdir” deyip, bu saldırganları durdurmak için vücudunuzu siper ederdiniz. Sizin yapmak istediğiniz, teröriste en iyi anladığı dilden konuşulmasını önlemek. Kusura bakmayın: Şimdi susma zamanı değil!

Dün insaniyetten yoksun, taş ve demirden ibaret eş-başkanın beyanatını dinledim. “Kaybedecek bir şeyimiz yok” diye efeleniyor. İlk defa doğru konuşuyor!

Sen haysiyetini kaybettin: Daha ne kaybedeceksin? Yasin Börü’yü, masum bir çocuğu katlettirdin. Sen vicdanını yitirdin, çocuklarını PKK’ya kaptırmış anaların gözyaşlarını görmezden geldin, daha yitirecek neyin kaldı? Sen her şeyden önce izzetinefisten mahrumsun; para-pul mühim değil, mal mülk önemsiz... Yeter ki insan ol, ruhunu satma!

Zaman’ı biyografimden çıkardım!

Dün, Zaman gazetesi insaniyet yoksunu taş ve demirin beyanatını yukarıdan gördüğü halde PKK’nın şehid ettiği binbaşıyı sayfanın en altına sıkıştırmış. Bu tıynetsizliktir! Bu yüzden Zaman’ı biyografimden çıkardım!

Nureddin Topçu’dan:

Yarınki Türkiye, şu temellerin üstünde kurulacak: Anadolu’nun toprağından kaynayan bir kan, cemat için harcanen emek, bin yıllık tarih, otoriteli bir devlet ve ebedî olduğuna inanmış bir ruh...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi