Yener Dönmez

Yener Dönmez

Haçlı vahşetini vahdet bitirir!

Haçlı vahşetini vahdet bitirir!

Bölücü Terör Örgütü’nün saldırıları aralıksız sürüyor. Şehit sayısı 20’yi geçti. Maalesef her geçen gün daha da artacağı anlaşılıyor. Çünkü PKK hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlendi.

Bundan birkaç yıl evveline kadar örgüt ağırlıklı olarak kırsaldaydı ve kamplarının yeri belliydi. Karakollara saldırılar düzenler, yollara mayın döşer tuzaklar kurardı. Şimdi ise Türkiye’nin her yerine yayılmış vaziyette.

Süreçten yararlanarak şehir yapılanmalarını tahkim ettiler. Hiç olmadığı kadar silahlandılar.

Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi örgüt çözüm sürecini tamamen istismar aracına dönüştürdü.

Önceki gün manşete taşıdığımız haberimizden ayrıntılı biçimde yansıttık. Terör örgütü PKK’nın uzantısı PYD, Suriye’nin en geniş petrol yataklarının olduğu Rimelan bölgesinde rafineri işletir hale geldi. IŞİD’ten boşaltılan bölgelere yerleşen “PYD Kantomu” petrol çıkartıyor ve günlük 15 bin varil petrol elde ediyor. PKK için artık kaçakçılık, haraç ve uyuşturucu küçük ticari kalemler haline geldi.

Suriye’de durum böyle…

Zaten Barzani Irak’ta çıkarttığı petrolü istediği gibi satıyor ve merkezi yönetime tek kuruş ödemiyor. Barzani ekonomik olarak hem aşırı zenginleşti hem de ordusu ve kurumlarını çok güçlendirdi. Artık Bağdat’ın sözü Barzani’ye sökmüyor.

Bunun anlamı şu: Resmi olarak olmasa da hem Irak’ta hem de Suriye’de fiilen Kürt devleti kuruldu.

Gelelim Türkiye’ye…

Hatırlar mısınız?

Gültan Kışanak 2014 seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olur olmaz  demokratik özerkliğe ilk adımı attıklarını söylemiş ve petrol başta olmak üzere, bölgede üretilen enerjiden pay istemişti.

Bu o zaman bizim PKK’yı şirin göstermekle meşgul olan goygoycu medyamızın önemsemediği bir mesele değildi. 

Şimdi geldiğimiz noktaya bir bakalım.

4-5 yıl önce yazdığım yazıları bugünkü gibi hatırlıyorum. Dost acı da olsa doğruyu söyler kabilinden uyarı niteliğindeki, “Terör örgütüyle müzakere olmaz, masaya oturulmaz. Bütün şartlarını kabul etmek üzere Öcalan’ın önüne boş mukavele dahi koysanız hiçbir şey değişmez. Çünkü onların ipi Siyonistlerin elinde. PKK’ya uluslararası statü kazandırmadan bu işten vazgeçmezler” ifadeler bugünkü gibi hafızamda canlılığını koruyor.

Nitekim önceki gün Demirtaş’ın açıklamalarını gördünüz…

Ne diyor Demirtaş?

“Erdoğan’a hatırlatmak istiyorum. Bu ülkede bir Belediye Başkanı vardı bir şiir okudu diye içeri attılar. Geri adım atmadı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu. Hikayenin gerisi hazindir anlatmayayım. O kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sen o küçük baskılar karşısında geri adım atmadıysan, bizim gibi bir direniş hareketinden geri adım atmamızı beklemen hayaldir.”

Neye ve kime karşı direnç hareketi acaba?

PKK’da bir inanmışlık var: İlk aşamada Türkiye sınırları içerisinde bir Statü. Elde etmeden bir adım geri adım atmayacaklarını kendileri de açık açık söylüyor.

Peki bizim ne yapmamız gerekiyor?

Kıymetli okuyucular, bölgede şartlar hızla değişiyor.

Üst akıl daha evvel PKK gibi bir terör örgütü peydahlamak için 20 yıl uğraşıyordu. Şimdi 2 yıl içerisinde PKK’dan daha etkili sonuçlar alan örgütler peydahlayabiliyor. 

Üst akıl Müslümanları terörist gibi göstermek ve Ortadoğu’yu işgal etmek için çok daha büyük maliyetlerle ikiz kuleleri vuran terör faaliyetleri planlayabiliyordu. Şimdi ise daha düşük maliyetlere Batı’daki eroinman, esrarkeş meczuplarını IŞİD adı altında Ortadoğu’da toplayabiliyor. Böylece kısa sürede hem kendi radikal meczuplarından kurtuluyorlar hem de Ortadoğu’yu cehenneme çeviren terör faaliyetleri gerçekleştirebiliyorlar.

100 yıllık temel hedeflerinde bir milim sapmak yok.

İslam Coğrafyasını parçacıklara ayırmak.

Onlar için IŞİD/PKK fark etmiyor. IŞİD’in boşalttığı bölgelere PYD/PKK itina ile yerleştiriliyor.

Mücadelemizi de stratejimizi de yeni konsepte göre belirlemeliyiz. Zira şu an bölgede 3-4 yıl öncesinin şartları yok. Farklı bir durum oluştu. Hamlelerimizi yeni duruma göre yapmalıyız, kartlarımızı ona göre oynamalıyız.

Kalemimiz yettiği, gücümüz elverdiği ölçüde yazıyoruz.

Ümitsiz, çaresiz değiliz. “Ümit de, çare de sizsiniz, biziz.” diyoruz.

Biz toprakları üzerinde dünya enerjisinin yüzde 75’ini bulunduran 2 milyarlık İslam Alemiyiz…

Bir gün bu kutsal topraklarda Haçlılar istemese de vahşet bitecek vahdet sağlanacak.

“Onların bir hesabı var ise Allah’ın da bir hesabı vardır.”

Hiç kuşkunuz olmasın. Ortadoğu’daki Haçlı İttifakına karşı Müslümanların vahdetinden başka amacı olmayan gazetemiz, uyarı ve önerilerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacaktır.

Güç merkezleri bizden rahatsızmış, terör örgütlerinin hedefindeymişiz. Ne gam!

Canımızdan aziz bildiğimiz vatanımızın birlik ve bütünlüğü tehlikedeyse bizim için gerisi teferruattır.

Bu böyle biline… 

Vereceğimiz bir can, ha yorganda ha urganda!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Yener Dönmez Arşivi