Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Ne rezil adamlarsınız siz!

Ne rezil adamlarsınız siz!

Gazeteci Nuh Köklü’nün öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşması yapıldı. 

Katil, “Bıçağı sapladığımı hatırlamıyorum. Galiba bıçağın üzerine düştü” diye bir savunma yapmış. İfadesine, “darp edildiği için gözünün döndüğünü, dükkâna birkaç kez girip çıktığını, sonuncusunda elinde bıçakla döndüğünü” eklemiş.

Sonrası flu...

Sonrasında maktul (yani Nuh Köklü) bıçağın üzerine düşmüş... Hatırlayabildiği bu.

Önce Nuh Köklü’nün nasıl öldürüldüğünü hatırlayalım isterseniz:

Bir grup arkadaş (aralarında Nuh Köklü de bulunuyor), birbirlerine kartopu atarak sokak ortasında eğleşiyorlar. Arkadaş grubundan birinin fırlattığı kartopu yanlışlıkla sokağın karşısında bulunan bir işletmenin (aktar dükkânının) camında patlıyor. İşletme sahibi (yani esnaf) sinirle dışarı fırlıyor, arkadaş grubuyla tartışmaya başlıyor. Küfürler. İtişmeler... O sırada arkadaş grubundan biri uçan tekmeyle işletme sahibini yere indiriyor. Sinirler daha da geriliyor. Derken, yere düşen işletme sahibi elindeki bıçağı önüne gelen ilk kişiye (gazeteci Nuh Köklü’ye) saplıyor.

Bir psikopat vakası...

Neredeyse her sokak başında, her trafik itişmesinde görülebilecek türden bir olay.

İşletme sahibi daha önce bu türden olaylara bulaşmış. Mahkemeye düşmüş, filan. Bildiğiniz “sicilli” saldırganlardan biri...

Hayır, öyle olmamış.

Nuh Köklü’nün katili (esnaf olması hasebiyle), Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın bir kişiymiş... Hatta cinayet emrini bizzat Erdoğan vermiş

Bunu nerden anlıyoruz?

Şuradan anlıyoruz:

Gezi devrimi (Erdoğan’ın talimatıyla) bir gurup esnaf tarafından provoke edildiği için, Gezi olaylarına hoş bakmadığı tahmin edilen Nuh Köklü’nün katili de, otomatikman Erdoğan’cı hüviyeti kazanıyor.

İkincisi: Katilin ağabeyi Erdoğan’a bir mektup yazıyor, öldürülen kişinin (yani Nuh Köklü’nün) “Gezi’ci ve AK Parti karşıtı” olduğunu söylüyor ve yardım istiyor. (Herhalde kardeşinin cezadan muaf tutulacağını zannediyor...)

Dün, paralel medya organları (ve tabii Aydın Bey’in Gezi’ci organları), cinayeti Erdoğan’a bağlayan haberler yaptılar ve katilin ağabeyi tarafından yazıldığı söylenen mektubu manşetlerine taşıdılar.

Buradan da anlıyoruz ki, Nuh Köklü’nün öldürülmesi talimatını bizzat Erdoğan’dan vermiş...

Mahut mektubu manşetlerine taşıyan rezil gazeteler, Nuh Köklü’nün avukatı Mehmet Ümit Erdem’in duruşma esnasında sanığa sorduğu sorulardan hiç bahsetmediler.

İşte o sorular:

BİR- “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘esnaf gerektiğinde polistir’ sözü var. Bu saikle mi hareket ettiniz?”

İKİ- “Siyasi görüşünüz nedir? Herhangi bir partiye üye misiniz?”

Hatırlayalım: Nuh Köklü’nün öldürüldüğü günlerde, isminin başında “Çağdaş” yaftası buluna bir meslek kuruluşu, bir basın bildirisi yayınlamış, cinayeti AK Parti iktidarına bağlamıştı: “AKP iktidarı önümüzdeki dönemde, kendisine tek tehdit ve alternatif olarak gördüğü sokak hareketini bastırmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlanıyor. Kendi dışındaki medyayı hem sermaye hem de mahkeme yoluyla abluka altına alan AKP iktidarı bir yandan da kendi seviyesiz ve saldırgan medyasını yaratıyor. (...) Hal böyleyken polis devleti uygulamalarını iyice yerleştirmek için hazırlanan İç Güvenlik Paketi, tüm toplum tarafından mücadele edilmesi gereken faşizmin yasalaşması ve nüveleri görünen olası bir iç savaşın hukukunu yaratmak istenmesidir.” 

Demek ki “operasyon” genişleyerek devam ediyor.

Bol sayıda da “paralel destekçi” bulmuş durumda...

Bir tür, “Lahey’e gönderemedik, belki Ağız Ceza’dan iş çıkarabiliriz” durumu.

Bu rezil adamlara şunları söylemek lazım:

BİR- Nuh Köklü olayı, sıradan bir “psikopat cinayeti”dir. Bunun AKP’yle Gezi’yle, İç Güvenlik Paketi’yle, yandaş medyayla nasıl bir alakası olabilir?

İKİ- Basın özgürlüğüne bu kadar düşkünsünüz de, gazetecilerin kelepçelenip derdest edildiği (hatta asıldığı, hatta jandarma dipçiğiyle öldürüldüğü) muhataralı dönemlerde niçin göremiyoruz sizi? Niçin “Kemalist istibdat” dönemleriyle ilgili bir tek itiraz cümlesi duyamıyoruz sizden?

ÜÇ- Kendi seviyesiz ve saldırgan medyasını yaratan AKP’ye karşı sergilediğiniz celadetin yüzde birini, neden “hem saldırgan, hem seviyesiz, hem yalancı, hem düşük ahlaklı, hem şerefsiz” bir basın yaratmış ihaleci medya baronlarından esirgiyorsunuz?

DÖRT- Hasta mısınız siz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi