Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

MM cephesinde yeni olan ne?

MM cephesinde yeni olan ne?

Malum Media (ben ona kısaca MM diyeceğim) sanki nasıl geldi ise öyle gidecek.
Medianın “Amiral Gemisi”nin de, ondan sonra gelenin de bir geçmişi var.. Ve bu geçmiş bu gazetelerin yakasını bırakmayacak.
Simavilerin ya da Karacanların başına gelen, Malum Media patronunun da başına gelecek..
Bu piyasada vefa diye bir şey yok.. Mumcu ya da Abdi İpekçi olsan ne farkeder, bir kalemde siliyorlar..
Göreceksiniz, sonunda Malum Media patronu da “geldiği gibi gidecek”.
Yarış atları yara aldıklarında, sütçü beygiri olmaz. İşleri bitirilir..
İnfaz edenler, infaz edilir..
Cem Ersever’i hatırlasanıza..
MM patronları bu anlamda Tayyip Erdoğan’dan çok, en yakınındaki en güvenilir adamlarından korkmalı.. Yerine o görevi daha iyi yapacak biri bulunduğu an, ipini çekerler..
Dün MM ana kanalı neyse, bugün de o..
Deniz Feneri davası bitti. Artık onun üzerinde yazılacak, söylenecek fazla bir şey yok.. Hem Alman yargısı üzerinden iktidara yüklenmek, Malum Media için riskli bir hale geldi.
Doğan Media şimdi en iyi bildiği alana dönecek. İrtica bayrağına sarılacak.
Zeki Ergezer’le başladılar..
Aslında karı-kız işlerini daha iyi bilirler.
İrtica konusunda Fethullah Gülen’in Türkiye’den ayrılması ile sonuçlanan o bir haftalık yayını hatırlayın..
Ardından bir hafta süreyle bana saldırdılar..
Şimdi de aynı yolu bir başkalarına denemek istiyorlar sanki.
Havaalanında namaz kılan hanımlardan başladılar..
Bir yandan Ramazan programı, öte yandan irtica-mürteci tartışmaları.
Ergezer’le laiklik tartışmasına girdiler..
Hep derin devletten söz ediliyor ya, birtakım STK’lar, şirketler, bu derin yapının taşeronundan başka bir şey değil.. Şirketler örtülü KİT gibi. “Seçilmiş” sandıklarınız atanmış bir “memur” olabilir..
Bakalım bu iş ne zaman, nasıl ve nerede duracak..
Doğan’ın sanki içeride fazla bir malı kalmadı gibi. Bir kısmı yabancılara gitti, bir kısmı Borsa’da.. Geri kalanı belki devlete, piyasaya borcunu bile ödemez..
Malum Media’nın yeni bir “Topyekûn Savaş”tan fazla bir maddi kaybı olmayacak..
Bana kalırsa bu savaş, yeni bir durumun sonucu.. Bu bir iktidar hesaplaşması..
Toplumun gündemini o kadar meşgul ediyor ki, Ergenekon davası bile ikinci plana itildi.
Şimdiden peşreve başladılar.. Ramazan boyunca düşük yoğunlukta sürecek gibi. Bayramda bir ara verirler ve bayram sonrası başlayacak, 29 Ekim’e kadar giderek artacak yeni bir kampanyanın ayak seslerini duyar gibiyim..
Ergenekoncuların 30 Ağustos’la başlayıp 29 Ekim’e kadar devam edecek bir planından söz ediliyordu.. Sanırım o planı uygulamaya koyuyorlar..
Evdeki hesaba göre bir taşla iki kuş vuracaklar. Hem Ergenekon soruşturması gölgelenecek, hem de AK Parti’nin seçim başarısı engellenmeye çalışılacaktı. Zaten aynı zamanda ABD’nin İran üzerindeki baskısı da yoğunlaşacağından, ekonomi de savaş baskısı altına alınacak, bu durum da toplumda gerilime sebeb olacaktı..
Daha da önemlisi Erdoğan kendileri ile ağız dalaşına çekilerek Türkiye’nin acil çözüm bekleyen Anayasa Değişikliği, Hukuk Reformu ve yapısal değişikliklerle ilgili konuları gölgelenecekti..
Yani iktidarın kurumlar ve rejime ilişkin yeni girişimlerinin önü kesilecekti..
CHP durumdan vazife çıkartarak bu yeni cephede yerini almıştır..
Aslında CHP ve MM, yeni savaşın iki önemli aktörü olarak önümüzde durmaktadır. Yakın gelecekte STK ve DTÖ içindeki öncü sivil kadrolar da cephedeki yerini alacağa benziyorlar..
Bu arada yeni bir taktik ise AK Parti’yi, içinden ve arkadan vurmak, bölmek, halkın gözünde küçük düşürmek..
Eski ya da yeni kadroda yer alan birileri parti içindeki işlerle ilgili ifşaatlarda bulunabilir.. Karı-kız ve yolsuzluk olaylarının üzerine gidilecek.. Rejim tartışması, laiklik ve Atatürkçülük tartışması başlatılacak..
Bunlar bildik senaryolar..
Ama çok kötü gidiyorlar, bu işleri yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar, karşı tarafı suçlarken, kendi gözlerindeki merteği görmeden başkasının gözünde çöp aramaya koyuluyorlar.
Daha da önemlisi, hedef, yöntem, liderlik konusunda kendi aralarında görüş birliği yok.. İçeriden bilgi sızıyor.. Konjonktür de bu işler için çok müsaid değil. Evdeki hesap çarşıya uymadığı gibi, dengeler radikal bir şekilde ve çok hızlı değişiyor.
Ergenekon soruşturması derinleştikçe, MM ile daha çok karşılaşacağız.
Petrol kaçakçılığının üzerine gidin, bakın yine aynı çevreleri göreceksiniz..
Petrol kaçakçılığını önlemeden, derin güçlerin finans kaynaklarını kesemezsiniz, dolayısı ile de bu güçle başedemezsiniz.. Onlar da MM’yi kullanarak kamuoyunu kışkırtmaya, gerçekleri saptırmaya devam ederler.. “Topyekûn savaş” sürer.. Bu savaş 27 Mayıs’ın, 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün ve 28 Şubat’ın devamı olan bir savaştır. Bu savaş sadece mevcut hükümete karşı verilen bir savaş değildir. Bakmayın laik cumhuriyetten, devleti korumaktan söz etmelerine, ulusalcı geçinmelerine.. Bu savaş demokrasi taleplerine, hukuk devletine, insan haklarına, özgürlüklere ve ülkenin ekonomisine karşı verilen bir savaştır. 28 Şubat’ı, Sincan’ı hatırlayınız. Çete baskısı ile Meclis’i, hükümeti, yargıyı kontrolleri altında tutmaya çalışanları hatırlayın..
Son gözaltılarını biliyorsunuz.. TSK’da muvazzaflara doğru genişleyen yeni operasyonlar oldu. Önümüzdeki günlerde, yeni ihbarlar ve yeni gözaltılar olacak gibi.
MM’nin psikolojik harbi sonlanmadan, bu çevrelerin önünü almak pek kolay değil sanki. Seslerini kısarken, para kaynaklarını ve ellerindeki silahları da toplamanın bir yolunu bulmak gerek..
Ha, sahi, Amerikan Genelkurmay Başkanı, “bizim çocuklar” konusunda kimseye bir şey dedi mi acaba?. Hani ABD ve İngiltere, Almanya, İtalya da bu işi yakından takip ediyor da.
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi