Yener Dönmez

Yener Dönmez

Tek Mutlu HDP

Tek Mutlu HDP

Türkiye 1 Kasım’da yeniden sandık başına gidiyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu seçim kabinesinde yer almasını istediği isimlere tebligatını dün ulaştırdı.

Tahmin edildiği gibi CHP’li ve Tuğrul Türkeş’in dışındaki MHP’li üyeler davete olumsuz cevap verdi. Sayın Davutoğlu’nun hiç zaman kaybetmeden B planını devreye sokarak CHP ve MHP’li üyelerin yerine bağımsızları atayarak kabineyi oluşturması bekleniyor.

Dolayasıyla ortaya AK Parti, HDP ve bağımsızlardan oluşan bir seçim hükümeti çıkmış olacak. Bu tablonun HDP’nin dışında hiçbir partiyi mutlu edeceğini zannetmiyorum.

Zaten dünden itibaren partiler ağır biçimde birbirlerini suçlamaya başladılar. Elbette bunun seçimlerde bir faturası olacak. Kime, nasıl kesileceğini ise sandıklar açılınca göreceğiz.

HDP gökte ararken yerde bulduğu ve rüyasında dahi ulaşamayacağı, kendisine altın tepsi içerisinde sunulan böyle bir fırsatı oya dönüştürmek için tepe tepe kullanacaktır.

Kamuoyuna doğru dürüst anlatıl(a)mayan bir mesele var maalesef son yıllarda.

PKK’dan hiçbir farkı olmayan hatta daha tehlikeli bir örgüt her halükarda kazanıyor. 

Bence bu durumun bir numaralı müsebbibi goygoycu, riyakar medyadır.

Kendi çıkarları için bu ülkenin insanlarını yanlış yönlendirdiler, geldiğimiz şu ortama zemin hazırladılar. Şahsi ikballerini, ülkenin istikrar ve istikbaline tercih ettiler. 

Son dört yılda terör örgütü aleyhine tek bir satır haber yapmadılar, yapmak isteyenlere engel olup susturdular. “50 bin savaşçıyla şehirleri cehenneme çeviririm” diye ülkeyi tehdit eden Öcalan’ı barışsever bir kahraman gibi sundular. Her gün şehit haberinin geldiği şu günlerde dahi goygoycu medyada örgütün tartışmasız lideri Öcalan, aleyhine tek satır haber görebiliyor musunuz? Göremezsiniz. Çünkü o medyanın tek derdi var: Rant… Hesap, kitap, menfaat…

Biz daha iş bu noktaya gelmeden Allah için gerekli uyarılarımızı yaptık. Dilsiz şeytan olmadık. Ama her fırsatta “siz 90’lara mı dönmek istiyorsunuz, şiddetten, kandan yana mısınız?” eleştirileriyle karşılaştık.

Ne demek kardeşim 90’lara dönmek? Hiçbir fikri altyapıya, istihbari bilgiye; bilimsel, sosyolojik ve arazi araştırmasına dayanmayan ezberlenmiş boş sözler bunlar…

Gidin bakın bir bölgeye… 90’lar mı kalmış 80’ler mi? Bölücü örgütün alan hakimiyeti kurduğu koca koca ilçeler harabeye dönmüş; her taraf hendek, enkaz, insanlar evlerini barklarını terk ediyor! 

90’larda şehir savaşları mı vardı? Örgüt kırsalda, mağaralarda, dağlardaydı. Şimdi hem kırsalda, hem de ağırlıklı olarak şehirlerde, metropollerde…

Üst aklın çizdiği plan ve projelerle Türkiye’yi Irak ve Suriye’ye çevirmek için adım adım ilerliyorlar… 

Hiç olmadığı kadar silah ve patlayıcı yığınağı yaptılar. Örgütün hem silahlı hem de silahsız kanadı altın çağını yaşıyor. Parti genel başkanlarını gözlemliyorum bir süredir. İçlerinden en rahatı Demirtaş… Sırtını PKK’ya yaslamış, PR’cı bir kısım medyanın şişirdiği yelkenlerle uçtukça uçuyor. 

O, keyif içerisinde olmayacak da kim olacak?

Ülke olarak bugün iki büyük tehlikeyle karşı karşıyayız.

1-Bölme-parçalama stratejisine dayanan terör…

2-Değerlerimizdeki ciddi yozlaşma.

Büyük bir muhasebe ve öze dönüşle birlik, bütünlük, kardeşlik içerisinde bu iki sorunumuzu çözüp vahdeti sağlarsak, dünyada bizi kimse durduramaz.

Aksini düşünmek dahi istemiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Yener Dönmez Arşivi