Yener Dönmez

Yener Dönmez

Gerçek Faili Daha Ne Kadar Perdeleyeceğiz?

Gerçek Faili Daha Ne Kadar Perdeleyeceğiz?

Önceki gece IŞİD mevzilerinden açılan ateşle askerlerimizin şehit edilmesi, Bağdat’ta 18 vatandaşımızın kaçırılması bir tesadüf mü?

Vaziyet insanı dehşete düşürüyor. Her gün şehit haberleri gelmeye, bölgemizdeki Müslümanlar arası kanlı çatışmalarda yüzlerce insan ölmeye devam ediyor. Ayrıntıları burada paylaşıp felaket tellallığı yapmak değil maksadımız.

Ama Doğu-Güneydoğu bölgemizde, komşularımızda, İslam coğrafyasında olup bitenler hayra alamet gelişmeler değil.

Kuzey Irak’ta Barzani bağımsız devletini fiilen kurdu. İşin bir tek resmi tarafı kaldı. Barzani istediği gibi at oynatıyor. Merkezi hükümete petrol gelirinden tek kuruş ödemiyor. Suriye’de ise PKK uzantısı PYD devletleşme yolunda emin adımlarla ilerliyor. ABD’nin her türlü lojistik desteğini arkasına alan PYD/YPG ekonomik ve kültürel altyapısını oluşturmak için yoğun faaliyet içerisinde. Artık rafineri işletir düzeye geldiklerini, Öcalan heykellerinin dikildiği resmi binalar, üniversiteler açtıklarını haber sütunlarımızdan yansıttık.

Çok değil birkaç yıl sonra Barzani gücüne ulaşacaklarından hiç şüpheniz olmasın. İlk seçimde de Öcalan’ı devlet başkanlığı için aday göstereceklerinden… Çünkü IŞİD’i vuran ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri PYD’ye alan açıyor. IŞİD pasifize edilir edilmez hem Barzani, hem de PYD yeni atak ve hamlelerle bir üst aşamaya geçecekler. 

Bölgemizde Anglosakson-Yahudi planı tıkır tıkır işletiliyor. Bir değil İsrail’i aratmayacak iki sözde Kürt devleti gün sayıyor…

Peki biz ne yapıyoruz? 

Devlet politikalarıyla ilgili hesap kitap yapmadan, şahsi maslahat gözetmeden, fikirlerimizi eğip bükmeden söyleyebiliyor muyuz? Gerekli önlemlerin alınması, stratejik hamlelerin yapılması için samimi dost uyarıları yapabiliyor muyuz?

Bunun cevabı maalesef hayır…

Eğer bunu zamanında yapabilseydik ve… 

Yetki ile sorumluluğu elinde bulunduran siyasi idareciler de oy yerine ülke çıkarı, bölge çıkarı, millet çıkarı, ümmet çıkarı gözetselerdi bugün bu hallerde olmazdık.

Basit hesaplar, ikbal planları bizi bu noktalara getirdi…

Neresinden baksanız çıkmaz sokak…

Bölgemizdeki bu fiili durum dünden bugüne oluşmadı. Birinci Dünya Savaşı’ndan bu tarafa yürütülen bir projenin, büyük bir operasyonun ürünü...

Hatırlayalım 10 yılı aşkın süren İran-Irak savaşının kazananı kim oldu? İran mı, Irak mı? Yoksa hem İran’a hem Irak’a silah satıp petrol paralarını kasasına dolduran ABD’li baronlar mı?

Tarihe “İrangate” olarak geçen o skandalı, Müslümanlara oynanan bu karanlık oyunu ilk ortaya çıkartan Washington Post,  New York Times veya herhangi bir Siyonist yayın kuruluşu değil, Lübnan’da yayınlanan yerel bir gazete olmuştu.

Fakat kimse meseleye bu yönüyle bakmıyor…

ABD’nin Irak’ı işgalini tekrar hatırlayalım bir…

Bizim ülkemizde de son 30 yılda olup bitenlere bakalım…

80 öncesi çatışmalarda peş peşe seri numaralarla sağcıya da, solcuya da verilen silahların tek merkezden temin edilişi; ardından “bizim çocuklar” müdahalesiyle, 80 darbesinin yapılması sıradan bir gelişme miydi?

28 Şubat’ın ABD’den gelen bir kripto ile başlatıldığını belgeleriyle birlikte bizzat rahmetli Erbakan hoca açıklamıştı.

Gerçek tehlikeyi anlamak için o kadar çok işaret var ki…

Ergenekon sürecinin kime yaradığına bakıp bugün devam etmekte olan sürecin kime yarayacağını hala anlayamıyorsak; bırakalım Anglosakson-Yahudi ittifakı kazanmaya devam etsin!

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ifadesiyle “bulanık havayı seven çakallar”ın dışında kim mutlu, kim huzurlu bu durumdan söyleyin Allah aşkına!..

Ufkumuzu daraltan, şuurumuzu kapatan menfaatperestleri bir kenara itip; gerçek faili perdeleyerek, kirli oyunu bozmaz isek daha kötü günler bekliyor hepimizi haberiniz ola…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Yener Dönmez Arşivi