Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sisi ya da İdiz!

Sisi ya da İdiz!

Sonunda Ergenekon davası kapsamında onların da ifadesine başvuruldu..
İdiz’in rolü ve misyonu bilinmiyordu, ama Sisi, 28 Şubat'tan bildik bir isim..
Sisi'den tarikatçı olursa Nurseli İdiz'den de Atatürk neden olmasın?!.
Bu sorgulamayı kel alaka bulmuş olabilirsiniz.
Buyurun size konu ile ilgili bir haber:
Nurseli İdiz Atatürk oldu. Nurseli İdiz, "Cumhuriyet Kadınları" adlı proje için plastik makyajla Atatürk oldu. 19 Temmuz'da Edirne Erikli Festivali'nde "Cumhuriyet Kadınları" defilesiyle start alacak projede Atatürk'ü canlandıran Nurseli İdiz, Maslak'taki Planet Ajans'ta Faruk Saraç'ın hazırladığı kostümle objektif karşısına geçti. İdiz, "Amacımız Edirne'den Kars'a kadar Türk kadınlarının sesini duyurmak, onlarla bir yumruk olup Cumhuriyet'e sahip çıkmak" dedi.
Atatürkçüler bu işe ne der bilmem ama, İdiz'in adını google'dan taratırsanız imajı hakkında bilgi sahibi olursunuz.
Sisi'ye çarşaf giydirenler, sonunda İdiz'e Atatürk kostümü giydirmişler..
İdiz son zamanlarda “Cumhuriyet Kadınları” Projesi için harıl harıl çalışıyordu.
Herhalde bu projenin arkasında da Ergenekon'un ayak izleri bulunmuş olmalı ki, gözaltına alınanlar arasında onun da adı vardı..
Bir yandan Harbiyeliler, öte yandan Sisi, İdiz taifesi..
Hani cumhuriyet kadınını kurtarmak İdiz'e kaldı ise geriye fazla bir şey kalmamış demek..
Hani ben de ulusalcıların durumunun bu kadar trajikomik, vahim olduğunu bilmiyordum..
Her şey vatan için! Laik cumhuriyet için.. Ulusal devlet için!
İşin içine emekli subaylardan sonra “genç subaylar” da katıldığına göre, takım tamam demektir..
Erinden astsubayına, subayından generaline, emeklisinden muvazzafına olmayan kalmadı.
Sivili de var siyasetçisi de..
Gazetecisi de var, yargıcı da..
Bir arkadaş diyor ki; hiçbir bilimsel kariyeri olmayan, dil bilmeyen, makale yazmayan, bilimsel bir konferansta tebliği olmayan kişileri profesör yaptılar!
Zekeriya Beyaz'a baksanıza, bir yabancı Tv kanalında magazin yapmasına bile izin verilmeyen bir adamı ilahiyata dekan yapmadılar mı?
Böyle yüzlerce adam var..
Hatta avukat, savcı da olduğunu söyleyenler var. Hani sahte doktoru duyduk da, sahte hakim, savcı, avukat nasıl olur, bunu ben de anlayamadım..
Zaten bu işi yapan, iki şapkalı bir sürü adam var, biliyoruz da, bu nasıl oluyor peki, derseniz oluyor işte.
Bu işin içinde manken kızlar da var, süper starlar da..
Hani şu kırmızı kitab, sauna çetesindeki eskort kızların gardrobunda çıkmamış mı idi?
Devletin gizli belgeleri, çuvalla şunun-bunun evinde bulunuyor.
İşin ilginç yanı, bu iddialarla ilgili soruşturma basına yansımıyor..
Yani resmi kayıt altında olması gereken silahlar, bombalar, çetede ele geçiyor, ama bunların üzerine zimmet olması gereken kişiler hakkında bir işlem yapılmıyor.. Ya da yapılamıyor..
Buyurun en son Danıştay saldırısı sanıklarından biri patladı, birtakım itiraflarda bulundu.
Şimdi ne olacak?
Mızrak çuvala sığmıyor artık.
Bu işin bu şekilde sürüncemede bırakılmasının kimseye faydası yok.
Bu iş ne kadar uzarsa, Türkiye de, bu işe karışanlar da bu işten daha fazla zarar görürler..
Birilerinin bu çevrelere ümid vermesinin kimseye faydası yok.
Bu işi sadece Ergenekon'la sınırlandırmanın da faydası yok..
Anlıyorum, birileri sıranın kendisine geldiğini görüp ve geçmişte yapılanların dehşeti aklına gelince bu işten kurtulmak için zaman aramaya koyuluyor ama, bu çare değil..
Burada asıl sorumluluk, Meclis'e ve hükümete düşüyor.
Öncelikle bu yapının mali kaynaklarının kesilmesi gerek.. Petrol, uyuşturucu, silah kaçakçılığı, hazine arazilerinin yağması önlenmeli, yurtiçindeki ve dışındaki para kaynakları kurutulmalı..
Hani bunu söylemek kolay da, bunu kim yapacak. Bu iş farelerin kedinin boynuna çıngırak takma hikayesine dönmemeli.
Ve silah stoklarına el konularak kayıt altına alınması, miadı dolanların imhası gerek.
Bu silahlar öyle bir minibüs, 50-100 el bombası filan değil. Rusya Türkiye'yi işgal ederse, işgal altındaki topraklarda Rusya'ya karşı gerilla savaşı verecek kişileri donatacak kadar çok..
Bu yapıda görev alıp da sorumluluk üslenenlerden lider kadrosunu gözaltına aldıktan sonra, yapıda yer alan kişiler itirafta bulunur, ellerindeki para, mal ve silahları teslim ederlerse, bir af çıkartılarak, şartlı tahliye edilmeleri gerek.
Yoksa bu iş bitmez..
Birileri de ortalığı bulandırmak için bu kadroları kullanmaya çalışır.. Darbe senaryolarının önü alınamaz.
Aftan yararlanmak için başvurmayanların ise üzerine şiddetle gitmek gerek..
Bunlar Mafialaştı, yabancı ülke istihbaratları ile dirsek teması içindeler. Gırtlaklarına kadar batmış durumdalar. Kimi ilaç, kimi uyuşturucu kullanıyor.
Çoğu alkolik, psikolojik sorunları olan insanlar bunlar.. Bunların ve ailelerinin ciddi şekilde psikolojik rehabilitasyona tabi tutulması gerek.
Bu yanlış bir proje idi ve artık bitirilmesi gerek..
Genelkurmay'ın da bu aşamada ciddi bir engel çıkaracağını sanmıyorum. AB ve ABD ülkeleri, NATO'dan da destek gelir.
Bu iş hemen şimdi yapılabilirse ne ala, değilse, bu iş patlar, yine çözülür ama, kanlı ve trajik bir sonla biter..
Bu işin bir şekilde bitmesini en çok çeteler istemeli. Yarın işler kötüye giderse, sonları daha vahim olacak!
Keşke başlarındaki adamların, Evren-Demirel, Baykal tipi politikacıların yalanlarına, Malum Medianın meydan okumalarına kanmasalar..
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi