Kurban Bayramını O’nun şanına layık olarak uğurlayamadık. İşin aslı hiçbir ibadetimiz “taklitten” öteye geçmiyor da bu bayramı da elimize yüzümüze bulaştırdık.

İşin kötüsü, “Biz evliya mıyız?” diyerek işin içinden sıyrılmakta da oldukça başarılıyız.

“Ne yapalım herkes öyle yapıyor” örneklemesiyle de kendimizi rahatlatıyoruz.

Biraz yalancıyız sanırım.

Acıdır ki, KURBAN yakınlık vesilesiyken biz her Kurban Bayramında olmamız gereken yerden biraz daha uzaklaşıyoruz. 

Temizlenme ve arınmak için bir vesile olan Hac zamanını “Tatil Cennettir” diye yutturulan CEHENNEMî ortamlarda tüketiyoruz. Otellerin doluluk oranını %100 tutturdu diye seviniyoruz(!).

Allah bizi affetsin!

“Niye böyleyiz?” demek için geç değil. Tövbe kapısı açık…

En az siyasiler kadar ekranda boy gösteren zavallı topçuların, popçuların eleştiri yapacak vakitleri yok. Zira onlar milletin aile yapısını, ahlâkını bozmakla görevliler.

Fakat en çok öz eleştiriyi siyasilerin yapması gerekir.

AKP, CHP, MHP, HDP, SP, BBP… Birbirlerine gidip gelirken her bayramda olduğu gibi Kurban Bayramını kendi siyasi çıkarlarına kurban ettiler. Hazır seçim varken kameraların karşısında birbirlerine “laf giydirme” yarışına girdiler.

Sormak gerekir:

Yakıştı mı? 
Oldu mu?
Hani bayramdı?
Bayram yakınlık, muhabbet, ibadet; hoşgörüydü; barışmak kucaklaşmaktı. Hatırladınız mı?

***

Bizim politikacılar %100 dünyalık çıkarları değil de, keşke, bayramı konuşsalardı.