Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Birleş/me/miş Milletler

Birleş/me/miş Milletler

Birleşmiş Milletler (BM)’nin 70. Genel Kurulu’ndan geriye, somut bir başarı olarak, üç sene önce (29 Kasım 2012) ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsü kazanan Filistin’in bayrağının bugün göndere çekilecek olmasından başka bir şey kalmayacak. İki dünya savaşından sonra çatışmaları önlemek ve barışı tesis etmek için kurulan uluslararası sistemin en üst çatı teşkilatı olan BM’nin bugün için barışı inşâ etmek adına etkin aktör olma özelliği neredeyse hiç kalmadı. BM’ye sunulan en eski iki kriz olan Filistin ve Keşmir sorunları oldukları yerde durmuyor sadece; derinleşerek devam ediyor... Yılda bir defa liderlerin buluşup tanışmalarına vesile olmak ve ulusal zeminlerde gündem olmayan iklim değişikliği, insan hakları ve çevre ile bazı konuların küresel bir platformda gündeme gelmesinden başka bir işlevi de yok BM’nin bugün.

Mevcut yapısıyla yıkıcı savaşlara, katliamlara, devasa göçlere engel olamayan BM, barış, özgürlük ve güvenlik isteyen milletler için de tam bir hayal kırıklığı oldu. Bu duruma hiç şüphesiz İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri olan beş ülkeye Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeliği verilmesi sebep oldu. Veto hakkına da sahip olan bu beş ülke (P5) aslında BM kurucu anlaşmasıyla uluslararası hukukun üstünde konumlandırıldığı gibi, diğer tüm ülkelerin geleceklerine de karar verecek fevkalade bir yetkiyle donatılmış oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen sene yüksek sesle dillendirdiği “Dünya Beşten Büyüktür” gerçeği bu çarpık yapıya dikkat çekmek içindi ama bu haykırış maalesef güçlü ve küresel bir kampanyaya dönüştürülemediği için şimdiye kadar hak ettiği uluslararası desteği bulamadı.  

Hâl böyle olunca BM Genel Kurulu büyük ve çok sesli bir tiyatro salonuna dönüştü. Neredeyse sürpriz hiç bir gelişmenin yaşanmadığı, nelerin söyleneceği önceden bilinen, etkin bir aktör olmak yerine edilgen bir gözlemci konumunda olan devasa bir yapı oldu BM. 

Beş daimi üyenin (P5) oybirliği olmadan BM’nin 194 üyeli yapısı hiçbir şekilde inisiyatif alamıyor ve bu işlevsizlik sebebiyle daha önce Bosna’daki katliama mani olamadığı gibi bugün de Suriye’den Yemen’e, Filistin’den Keşmir’e, Doğu Türkistan’dan Arakan’a cereyan eden çatışmaları  engelleyemiyor ve barış inşâ çalışmaları da akim kalıyor. Muhtelif kriz bölgelerinde konuşlandırılan barış güçleri ise daha çok çatışmaları dondurmaya ve yeni krizlerin doğmasına vesile oluyor. 

Libya’da Rusya ve Çin’in ikna edilmesiyle “koruma sorumluluğu” (R4P) kuralına dayanarak alınan karar üzerine NATO’nun bölgeye müdahale etmesi ancak bu müdahalenin alınan kararın sınırlarını zorlaması Rusya ve Çin’in Suriye krizindeki mevcut pozisyonlarına da mazeret teşkil etti ve ellerini güçlendirdi. 

O yüzden Rusya lideri Putin, Esed’in yanında pozisyon alırken ve DAEŞ’e karşı yeni bir koalisyon oluştururken oldukça rahat davranabiliyor ve yapılacak operasyonların BM kararına dayandırılmasını savunabiliyor. Açıktan olmasa da diplomatik bir dille, Libya’daki NATO oldu bittisine Suriye oldu bittisiyle misilleme yapıyor ve Ukrayna krizinden çıkış için bu durumu kullanışlı bir tramplen gibi kullanıyor. 

BM’nin devletler tarafından itibar görmesi ve adalet üretmemesine rağmen hâlâ sorunların çözümü için meşru bir merci olarak kabul edilmesi gelecek için hâlâ ümit veren bir kurum olduğunu gösteriyor. 

BM’nin barış inşası ve çatışmaların önlenmesi için etkinliğinin artması ve beklentileri karşılaması ancak BMGK yapısının değişmesine, daimi üyelerin sayısının artmasına ve temsil kabiliyetinin güçlenmesine ve krizlere yaklaşımda paradigma değişikliğine gitmesine bağlı. Aksi takdirde her geçen yıl 70 yaşındaki teşkilatın güvenilirlik ve itibarını biraz daha törpüleyecek ve mevcut krizler genişleyip derinleşecek ve bunlara yeni krizler eklenecektir... 

Birleşmiş Milletler, mevcut haliyle daha çok “birleşememiş milletler” görüntüsünde maalesef!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi