Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Rus oyunu ABD’nin irade felci

Rus oyunu ABD’nin irade felci

Sovyetler’den Rusya Federasyonuna uzanan emperyal hesaplar. Hatta belki Çarlık döneminden Sovyetler’e, oradan Rusya’ya uzanan... Sıcak denizlere inme stratejisi hiç bitmedi. Diğer dünya güçlerinin irade zaafı geçirdiği her durumda bir hamle yapıp zemin kazanmaya çalıştılar. 

Çekoslovakya işgali, Çek yönetimine rağmen, bir komünist enternasyonal hakkı gibi meşrulaştırılmıştı.

Afganistan’a yönelik Sovyet işgali ise Babrak Karmal isimli sözümona yerli bir güdümlü komünistin daveti sonucu gerçekleşmişti.  

1979’dan 2015’e gelmişiz ve Rusya bugün Esed’in daveti ile Suriye’de askeri operasyon yapıyor.

Amerika ve Avrupa mı?

Neredeyse “Onlar ne ki?” diye soracak dünya. Onların dünya dengesinde bir kıymet-i harbiyeleri var mı? Ukrayna’da nerede idiler, Kırım’da nerede? Aslında 2’inci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa’yı Sovyetler’e peşkeş çekerken de bir garip pazarlığın tarafı olmuşlardı.

Suriye’de “Mısır’dan, Tunus’tan sonra oraya da İslamcı kadrolar gelir” yaklaşımı, Amerika’nın stratejik aklını da dümura uğrattı, Avrupa’nınkini de.

Arap Baharı’nın islamcı kadroları iktidara getirmesinden rahatsız oldular.

Erdoğan ve Ak Parti’nin bu sürece ilham vermesinden rahatsız oldular.

Erdoğan ve Ak Parti’nin bölgeye ve küresel politikalara ilişkin sorgulamalarından rahatsız oldular.

Bu sebeple önce Esed’in gitmesinden yana iken, sonra cinayetlerine göz yumdular.

Sonra İŞID veya DEAŞ diye bir heyula çıktı ve Amerika’nın bütün önceliği DEAŞ’la mücadeleye yöneldi.

Öyle ki DEAŞ’la mücadele için Amerika açısından Esed’le işbirliği alanları bile oluştu.

Bu arada Rusya, yine “DEAŞ’la mücadele” ortak cephesinde Amerikan stratejik aklı ile paralellik sağladı.

Sonunda süreç geldi, Esed’in daveti ile Rusya’nın, Suriye’de bazı hedefleri bombalaması ile sonuçlandı.

Olay dünyaya, “Rusya Suriye’de hava operasyonu ile DEAŞ hedeflerini vurdu” diye pazarlandı.

Bu pazarlamanın hazır müşterileri olduğu biliniyordu. Sözümona “İslamcı terör” karşısında ABD’den Avrupa’ya, Rusya’ya hatta Çin’e uzanan bir ortak cephe oluşmuştu. Rusya bu gerekçe ile Çeçenleri vurduğunda Amerika’dan meşruiyyet onayı görüyordu, Çin Doğu Türkistanlıları vurduğunda... Hatta Amerika’da, Avrupa’da, esmer renkli insanlara yönelik polis müdahaleleri de basbayağı bu sebeple normal karşılanıyordu.

Rus hava operasyonu sonrasında Amerika, “Yahu bu sizin vurduğunuz yerler DEAŞ mevzileri değil, Esed muhalifi mevzileri vurmuş olmayasanız” diye utangaç bir tepki gösterdi.

Bu cılız tepki, “Sizin ne yaptığınızı biliyoruz ama, bunda çok da mahzur görmüyoruz” anlamına gelmekteydi.

ABD Dışişleri Bakanı, Obama ile Putin görüşmesinde Esed’den sonra Suriye’de “laik bir yönetim kurulması”nda anlaşıldığını açıklamıştı.

Yani İslami hüviyeti hala öne çıkan Özgür Suriye Cephesi’nden memnun olmamakta Rusya ile Amerika arasında çok bir fark görünmüyordu.

Belki de Amerika, o yüzden Suriye’de silahlı laik Kürt hareketine yatırım yapmayı tercih ediyordu.

Büyük kuşku şuydu:

Acaba Amerika, Rusya’nın stratejik hamleleri karşısında silik tepkiler verecek ölçüde bir irade felci mi yaşıyordu, yoksa DAEŞ karambolü altında bütün İslami oluşumları bitirmek gibi pis bir işin Ruslar’ın eliyle gerçekleşmesini mi tercih ediyordu?

Ne garip, Amerika PYD’nin desteklenmesinden en küçük bir taviz vermiyor, ama mesela Esed muhalifi güçlerin Ruslar tarafından bombalanması karşısında silik tepkilerle yetiniyor. Ne dersiniz, Ruslar PYD bölgelerini bombalamış olsaydı Amerika’nın tepkisi yine böyle cılız mı kalırdı?

Bölgemizde şeytani hesaplar sahneleniyor. Bunların içinden öncelikle Türkiye’nin güvenliğini çekip kurtarmak, İslam dünyası için de en az zararlı sonucun doğması için çaba sarf etmek bugünün vacibi haline gelmiştir.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Ahmet Taşgetiren Arşivi