Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Biz Buyuz-2

Biz Buyuz-2

Yazı hayatının çok ilginç mükâfatı var. Benim aldığım ilk mükâfat, bir edebiyat öğretmeninden. “Yazınızı, sınıfta öğrencilerime okudum.” mailini okuyunca gözlerim dolmuştu. Sonra, “Biz Buyuz” yazısını, bir okul müdürünün duvara astığını; seminerlerde okuduğunu öğrendim. O günden beri yollarda şâhit olduğum, “İşte biz buyuz!” dedirten hâdiseleri biriktiriyorum.

Otobüse binip cihaza kartınızı tuttuğunuzda, “Bakiye yetersiz” sesini bilmem duydunuz mu? İki seçeneğiniz vardır. Ya inersiniz ya da otobüs yolcularına döner, “Kartınızda fazlalık var mı? diye sorarsınız. Bazen de biletiniz veya kartınız yoktur. Almaya vakit olmadan otobüs geliverir. Bir umut otobüse biner; o soruyu sorarsınız.

Elbette bir sürü kişinin kartı doludur. Bâzı yolcular dışarı bakar; bâzıları duymamış gibi yapar. Bâzı yolcular ise “Keşke birinin bileti olmasa da ben versem.” diye hazırdır inanın. Hem de bilâbedel. Sırf iyilik olsun diye. Sırf bir yolcunun yolunu açmak için. Bunu, defâlarca müşâhade ettim. Bir hanımın, sırf biletsiz yolculara vermek için fazla bilet taşıdığını duymuştum.

Bir seyahatimde, otobüse bir adam bindi. Bakiyesi yetersiz çıktı. Daha, “Fazla bileti olan var mı?” diye sormadan iki hanım elini çantasına attı. Birisi kartını çıkardığında, adam sorusunu tamamlamıştı. Kadın kartı uzattı. Adam, bileti basıp geri döndü. Kartla birlikte parayı uzattı. Kadın parayı kabul etmedi. Adamın ısrarı geçersiz kaldı. Kartını vaktinde çıkaramayan hanım, bu hanıma bakarak gülümsedi. O da ona. Biz buyuz.

Bir başka otobüs seyahatinde ise şunu gördüm. Bir adam, elinde para ile otobüse binip kart sordu. Hemen önde oturan hanım, kartını verdi. Adam da parayı. Kadın kabul etmedi. Adam, parasız kabul edemeyeceğini söyledi. Kadın “İyi o zaman kartımı geri verin. Bu karta para geçmez.” dedi. Merakla sonucu bekledim. Adamcağız, başkasından kart bulamayınca bu hanımın ikrâmını kabul etmek zorunda kaldı. Biz buyuz.

Geçenlerde daha ilginç bir şeye şâhit oldum. Kartı boş basan bir adam inmeye yeltenince bir yolcu, “İnmeyin” diye seslenip adamı geri döndürdü. Kartını verdi. Para kabul etmedi.

Bir tanıdığımın başına şöyle bir şey gelmiş. Dâima, bileti olmayan yolculara kartını bastırır. Bir gün yine bastırıyor. Sonraki durakta bir yolcu daha biletsiz binince ona da bastırıyor. Bir sonraki durakta, bir yolcu daha bilet isteyince, “Ya Rabbi! İstediğin kadar yolcu gönder. Bitene kadar vereceğim. Sen karşılıksız bırakmazsın.” diyor. Otobüsten inince gideceği yere vasıta yok. Sâdece taksi var. Bir türlü boş taksi gelmiyor. “Allahım! Sen beni yolda bırakmazsın.” diye duâ ederken biraz önce önünden geçen taksi geri geri geliyor. İçindeki yolcu hanım, “Buyrun, sizi gideceğiniz yere kadar götüreyim.” diyor. Biz buyuz.

Bildiğiniz gibi yaşlılara yer vermek eskisi gibi değil. Geçenlerde, otobüste öyle bir nezâkete şâhit oldum ki Beylerbeyi’nin teşrifatı halt etmiş. Orta yaşın üstünde bir hanıma, ondan daha genç olan bir hanım yer vermek istedi. Diğeri kabul etmedi. 

Genç olan, “Ama ben rahatsız oluyorum.” deyince yaşlı olan, “Asıl ben rahatsız oluyorum. Biz bedâvâ biniyoruz.” dedi. Demek ki bu hanım, 65 yaşın üstündeydi. Bu sefer diğer hanım. “Asıl böyle düşünürseniz olmaz. Ne alâkası var?” diye kalkmaya çalıştı. Beriki omuzundan tutarak kalkmasına izin vermedi.  Bir süre gidince genç olanın, “Bâri değişerek oturalım.” teklifini de reddetti. “Düşünmeniz yeter. Çok şükür elim ayağım tutuyor.” dedi. Allah’tan bir süre sonra bir yolcu inince yer boşaldı.

İşte biz buyuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi