Ahmet Türk

Ahmet Türk

Bunları ABD’ye de Söyleyebilseniz Keşke!

Bunları ABD’ye de Söyleyebilseniz Keşke!

Rusya’nın dengeleri ve stratejileri değiştirecek oranda güç kullanarak Suriye’ye müdahale etmesi, çevre coğrafyamızda yeniden ‘soğuk savaş’ dönemini hatırlatan gelişmelere neden oldu! Bu durum, Obama’nın ve NATO’nun “Rusya’nın Suriye’deki varlığından endişe duyuyoruz” şeklinde açıklamalarına yansırken, Suriye’de olan biten her şeyden ilk etkilenecek ülke olan Türkiye’nin Cumhurbaşkanının beyanlarına ise “hayal kırıklığı” ve “çaresizlik” olarak yansıdı! Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’nın hamleleri üzerine “Yaptıklarını tekrar gözden geçirmelerini isteyeceğim. Rusya’nın Suriye’ye sınırı yok, Rusya niçin bu denli işin içine giriyor?” şeklinde ilginç bir açıklamada bulundu! 

Bu beyanı okuyunca, içimden ilk önce “Bunları ABD’ye de söyleyebilseniz keşke!” demek geçti. Ardından aklıma “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politika danışmanları ne iş yapar?” sorusu geldi! Genel siyasi tarih bilgilerini geçtik, bari soğuk savaş döneminden bu yana yaşanan tarihi ve siyasi gelişmeleri bilen kişiler, açıklamalarda bulunmadan önce Cumhurbaşkanına servis yapmazlar mı? 

Bu işlerin coğrafi “yakınlıkla ve uzaklıkla” alakası olmadığı, Rusya açısından bu müdahalenin 40 yıldır Rus hegemonyası altında bulunan Suriye’deki çıkarlarını korumaya yönelik geç kalınmış bir adım olduğu ve dahî Rusya’nın Lazkiye’de ‘Hmeimim Hava Üssü’nün olduğu şeklindeki bilgi setleri Cumhurbaşkanına verilmeliydi. Buradan yola çıkarak, Suriye’de bu haklara ve imkânlara sahip olmanın “Rusya’yı Suriye’ye sınır yaptığını veya Suriye’nin bu şekilde Rusya’ya sınırı olduğu” anlamına geldiği, danışmanları tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlatılmalıydı. Taa okyanus ötesinden sınırlarımıza kadar gelen ABD’yle, NATO şemsiyesi bahanesiyle yeni askeri üs antlaşmaları imzalamamız ve topraklarımıza Füze Kalkanları’nın yerleştirilmesine izin vermemiz örnekleriyle de tafsilata girilmeliydi! 

Öte yandan, Rusya’nın Suriye’deki varlığını ve operatif hamlelerini yadırgamak adına coğrafya ölçütü üzerinden argümanlar üretmek hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, hem de son 13 yıldır dış politikayı yönetenleri zor durumda bırakmıştır! Önce, milyonlarca insanın hafızasında ‘1 Mart Tezkeresi’ni geçirmek için sarf edilen gayretler canlandı. Ardından milyonlarca İnsan “keşke bugün Rusya’ya sorduğunuz soruyu, zamanında ‘Sizin Irak’a sınırınız yok, neden karışıyorsun?’ şeklinde ABD’ye sorsaydınız!” sorusunu dillendirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kulağını çınlattı! 

Ayrılıkçı terör başta olmak üzere, birçok konuda pamuk ipliğine bağlı olduğu halde, elalemin ipiyle en önden indiği Suriye kuyusundan şimdilerde alelacele çıkmaya çabalayan, mağduriyetleri ve kayıpları hızla artan bir ülke haline geldik. Bu nedenlerle, Türkiye’nin Suriye politikasını sevk ve idare edenlerine her vatandaşın hesap sorması doğaldır:

BOP ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesi’nin eş başkanlığı sıfatıyla, Arap Baharı rüzgârları estiren ABD’nin yanında Libya’da, Tunus’ta, Mısır’da sahaya inen Türkiye’nin bu ülkelerle, coğrafi sınırı mı vardı da bu işlere bulaştı? 

Suriye’yi işgal etmesi için kapı kapı dolaştığınız ABD ve müttefiklerinin Suriye’yle sınırı mı vardı? 

Barış zamanındaki Esad diktatörlüğünü mumla aratacak şekilde, kana susamış mezhepçi Müslüman müsveddeleri tarafından Suriye kana bulanırken, ‘Sabah girsek, ikindi namazını Emevi Camii’nde kılarız!’ şeklinde savaş tamtamları çalmak ve ütopik politikalarda ısrar etmek doğru muydu? Suriye’deki sorunların diplomasiyle ve diyalogla çözülmesi gerektiği istikametindeki politikalarda ısrar edip size dayatılan savaşa direnmediniz?

20 yıldan beri dillendirilen “BOP projesi adı altında Kürtlerin yasadığı 4 ülkeden de toprak kayıplarının planlandığı, sırasıyla; Irak, Suriye, İran ve Türkiye’nin önce karıştırılacağı sonra dış müdahaleye açık hale getirileceği sonra da bölünecekleri…” iddialarını hâlâ komplo teorisi olarak mı niteliyorsunuz?

İtibardan düşüldükçe ve işler daha da kötüye gittikçe, bu tip soruların ülkeyi yönetenlere daha da gür bir sadâ ile sorulacağından emin olunuz! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Ahmet Türk Arşivi