Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Ak Beyanname’de Dış Politika

Ak Beyanname’de Dış Politika

Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Ak Parti’nin 288 sayfalık seçim beyannamesi tüm sosyal kesimleri kapsaması, beklentileri karşılaması, gerçekçi ve reformist vaatler sunması ve 7 Haziran’da seçmenin vermiş olduğu mesajların alındığını göstermesi bakımından oldukça ümit ve heyecan verici. Tüm algı ve yıpratma operasyonlarına rağmen hâlâ siyasetin ‘oyun kurucusu’ ve en güçlü aktörü olan Ak Parti’nin 1 Kasım keskin virajına günler kala, milletvekili aday listelerindeki hassas ayardan sonra seçim beyannamesine de titizlikle çalıştığı beyannamenin içeriğinden açıkça görülüyor. 7 Haziran sonrası tedirginleşen ekonomik yapı ve terör olaylarından dolayı kırılganlaşan sosyal güvenlik zemini umarız 1 Kasım sonrası kurulacak güçlü hükümetle yeniden normalleşme sürecine kavuşur.  

Beyannamede başkanlık sisteminin ve yeni anayasanın yer alması sosyal reformlarla birlikte anayasal reformların da devam edeceğinin en güçlü işareti. Bunun da olumlu bir nokta olarak altını çizelim.

Muhalefet partilerinin en çok eleştirdiği ve bugün iç siyasi gündemin de en belirleyici unsuru olan dış politikaya ise beyannamede önemli bir yer ayrılmış.   

“Etkin, Hakkaniyetli, İtibarlı Dış Politika” başlığı altında bugüne kadar yapılanların ve yapılacakların sıralandığı ilk kısımda özellikle “değer odaklı dış politika” çerçevesinde Kıbrıs, Irak, Suriye, Kuzey Afrika ve Ortadoğu, Kafkasya’daki mevcut pozisyonlar korunurken İsrail’le ilgili şu cümle dikkat çekiyor: “İsrail’in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak Mart 2013‘te özür dilemesinin ardından başlayan normalleşme sürecinde ilerleme kaydedilmesi, İsrail‘in Filistin‘e yönelik saldırıları ve başta Gazze olmak üzere uyguladığı acımasız ambargo sona ermedikçe mümkün olamayacaktır.” 

Kezâ son dönemde sekteye uğrayan ‘Afrika Açılımı’nın yeniden güçlendirilecek olması oldukça sevindirici. Ben de Afrika ile ilgili önemli ve stratejik sivil bir projeyi önümüzdeki haftalarda buradan tanıtacağım. 

“Küresel Kalkınma Gündemine Katkı ve İnsani Diplomasi” başlığı altındaki bir diğer bölümde ise öncelikle TİKA’nın 2002’de 12 olan Program Koordinasyon Ofisi (PKO) sayısının 2015 yılı itibariyle 47 ülkede 49’a ve faaliyet gösterdiği ülke sayısını 20’den 140’a ulaştırdığı hatırlatılmış. 

Bu sahada kamu kurumlarında “Dış İlişkiler Uzmanlığı” kadrosunun oluşturulacak olması, Kalkınma İşbirliği “Temel Politika ve Strateji Belgesi ve Dış Yardım Kanunu” hazırlanacak olması ve uluslararası örgütlerdeki Türk uzman personelin artırılacak olması önemli adımlar olarak dikkat çekiyor.  

“Bölgesel ve Uluslararası İşbirlikleri” başlıklı bölümde de başta Avrupa Birliği (AB), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), BM ve G-20 olmak üzere uluslararası örgütlerdeki etkinliğimizin nasıl yükseltileceğine dair atılacak adımlara dikkat çekilmiş. Siyasi nedenlerden dolayı tıkanan AB katılım sürecindeki tıkanıklıkların aşılması ve katılım müzakerelerinin yeni fasıllar açılarak canlandırılması için gereken adımların atılacağı ifade ediliyor. İSEDAK sekretaryasının güçlendirilmesi için İSEDAK kanununun çıkarılacak olması da altı çizilmesi gereken bir madde. Yine 2016’da Türkiye’nin İİT Zirvesi’ne ve Dünya İnsani Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak olması bu sahadaki çalışmaları önemli kılıyor. 

Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlarımız ve Akraba Topluluklar” başlıklı son bölümde ise Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) bünyesinde son beş yılda gerçekleştirilen başarıların daha da artması için devasa adımların atılacağının ifade edilmesi beyannamenin en heyecan verici kısmı kanaatimce. Sözgelimi, gelecek dönemde akraba topluluklarla ilişkilerin geliştirilemesi için Liderlik Akademisi, Bürokrasi Akademisi, Yerel Yönetimler Akademisi, Sivil Toplum Akademisi ve Medya Akademisi programları yürütülecek. Ayrıca, soydaş topluluklara mensup öğrenciler için 2015’te “Yerinde Burslandırma” uygulaması başlatılacak. 

Ak Parti’nin 1 Kasım Seçim Beyannamesi’ndeki dış politika konularını incelemeye yeni teklifler sunarak ve eksiklerine dikkat çekerek temas etmeye devam edeceğiz. 

Türkiye’yi merkezî ve etkin bir aktör yapacak güçlü dış politika için 1 Kasım virajından güçlü bir siyasi iktidarın çıkması şart…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi