Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Suriye’de Rus Tuzağı!

Suriye’de Rus Tuzağı!

İkinci Viyana toplantısı öncesi, Rusya’nın ABD, İran ve Mısır’la yaptığı görüşme trafiğinin sonuçları ve ‘Rusya’nın Suriye planı’nın ayrıntıları her geçen gün biraz daha berraklaşıyor. 30 Eylül’den beri devam eden ve büyük oranda muhalif unsurları etkisizleştirmeyi hedefleyen Rus hava saldırıları başladığından beri Suriye’de inisiyatifi ele geçiren Rusya, şimdi de sahadaki ‘uluslararası hukuk’a uygun olduğunu iddia ettiği operasyonlarını masada istediği planı kabul ettirerek tamamlamak niyetinde.  

Bu planda ‘Esed’li geçiş’ten çok ‘Esed’li kalış’ vurgusu var gibi görünüyor. Esed’in Moskova ziyareti sonrası adım adım yürütülen ‘Rus planı’nda şimdi de ‘seçim’ hamlesi gündemde. Rus televizyonuna cumartesi günü mülakat veren Dışişleri Bakanı Lavrov’un şu ifadesi hayli ironik: “Dış güçler Suriyeliler adına hiç bir karar veremez. Bizim onları kendi ülkeleri için tüm dini, etnik ve siyasi grupların çıkarlarının yeterince temsil edildiği bir plan hazırlamaya zorlamamız gerekir.” İradesini ortaya koyacak mecali kalmayan bir halkın iradesini önemser gibi yapmak da şimdiki seçim hamlesinin trajik yönü. 

Lavrov’un bu açıklaması ve siyasi geçiş sürecinin seçimleri de kapsaması gerektiğini ve Esed’in seçimlere hazır olduğunu ifade etmesinden bir gün sonra Şam’da Esed’i ziyaret eden Rus parlamenterlerden Sergey Gavrilov, planın önce terörizmle mücadelede zafer, ardından seçim olduğunu ve Esed’in seçimlerde aday olabileceğini açıkladı. 

RUSYA’NIN TUZAĞI!

Esed’in ‘Rus planı’nın bir parçası olarak yaptığı ‘seçim hamlesi’ İran ve ABD’nin oyalamalarından ve Esed’e alan açmalarından sonra Rusya’nın süreci sürüncemeye bırakmak için kurduğu yeni ama bildik bir tuzak aslında. 

Suriye’de mevcut şartlarda sağlıklı bir seçim yapılamayacağı, neredeyse nüfusunun yarısının ülke içerisinde muhacir ve mülteci konumunda olduğu, dörtte birininin ülke dışına sığındığı ve en az üç yüz binden fazla insanın katledildiği bir zeminde Esed’in seçimle işbaşına gelme ihtimali bile krizin devam etmesini istemekten ve Esed’in yerini sağlama almaktan başka bir anlam taşımıyor. 

Muhtemel bir seçimde ülke dışındaki dört milyon Suriyeli, DAEŞ kontrolündeki bölgelerde yaşayanlar ve ülke içindeki mülteci ve mağdur durumdaki Suriyelilerin tercihlerini adil ve şeffaf bir şekilde gösteremeyecekleri belli iken bu teklifi masaya koymak şimdiden siyasi süreci tıkamak anlamına geliyor. 

BLAIR’İN AÇTIĞI ÖZÜR KAPISI!

Dün, Irak işgaliyle ilgili Tony Blair’in ‘itiraflar’ı basına yansıdı. Şimdi kimse umursamasa da Blair’in DAEŞ’in doğuş sürecine nasıl sebep olduklarını anlatması ve bir nevi özür dilemesi hiç olmazsa Irak işgaline atıf yapmadan DAEŞ’i tahlil edenleri uyandırır belki. Blair’in açtığı ‘özür kapısı’ndan daha çok girenler olacağını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Batılı liderlerin en iyi bildiği şey felaketlerin yıldönümünde anma merasimleri yapıp, yeri geldiğinde sempati propagandası için özür dilemek. Aynı Blair’in Mısır darbesindeki rolü ve İsrail planlarına katkısı da meçhul değil. 

Türkiye’nin gücü azaldıkça ve sesi kısıldıkça bölgedeki ateş daha da yükselecek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi