Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Bonjour Fransa, Good Morning Dünya!..

Bonjour Fransa, Good Morning Dünya!..

Yaaa koca dünya!..

Biz 1984’ten beri yaşıyoruz o terörü. 31 seneden beri 129 değil, binlerce insanımızı kurban verdik teröre ve 30 yıldır da bütün dünyaya bu terörü anlatmaya çalışıyoruz ama anlamadınız, anlamadılar. Canlı bomba kemiğinize dayanınca IŞİD’e savaş ilan ettiniz.

Hem bonjour hemi de good morning!...

Çok geç kalmadınız mı teröre karşı savaş açmakta.

PKK denen terör örgütü, asker, polis, öğretmen, sivil insanlarımızı katlederken; şehirlerimizde canlı bombalar patlatıp askerlerimizi, sivil insanlarımızı katlederken, susuyordunuz ve hatta devletimiz teröre karşı tedbir aldıkça, devletimizi özgürlük düşmanı olarak suçlamaya kalkıyordunuz. Ülkelerinizde PKK temsilcilerini koruyor, finansal destek sağlamaları için imkânlar sağlıyor; uyduruk akademik kuruluşlarına finansal destekler veriyordunuz. 

IŞİD Paris’in göbeğinde 129 insanınızı katledince, terörü gördünüz ve acılara, öfkelere gark oldunuz. Biz bu duyguyu 31 yıldır yaşıyoruz.

Şimdi tutmuş,  IŞİD’e karşı savaş ilan ediyorsunuz. Bu iyi. Haydi gelin size bir iyilik daha yapmanızı tavsiye edeyim: Gelin PKK teröristlerine karşı da bir koalisyon kuralım ve PKK’yı bitirelim. 

IŞİD saldırıp öldürünce “terror”; PKK saldırınca “rebellion (isyan)” ha?..

IŞİD saldırıp 129 Fransız ölünce derhal savaş ilan edeceksin ama yıllardan beri binlerce Ortadaoğulu insan PKK saldırısında ölünce, kılını kıpırdatmayacaksın.

Olmadı Fransa!..

Olmadı dünya!..

Başbağlar, Efeler ve onlarca köyde ölen çoluk-çocuk, kadın-erkek yaşlılar vicdanlarınızı hiç sızlatmadı. Sızlatmazdı tabii. Onlar Ortadoğlu’ydular ve köylüydüler; Paris’te katledilenler gibi “Parisien” ve “şehirli” değillerdi. Doğu Anadolu’da ölen köylüler için hiç vicdan sızlatmaya gerek yoktu değil mi?

Size göre, Doğu’da ölen insanlar değersiz, Batı’da ölen insanlar değerliydi… Tek bir insanınızın kılına zarar geldiğinde yeri göğü inleten; bütün kurum ve kuruluşlarınızla zarar verene yüklenen Avrupalılar için Doğu insanının hayatının önemi olmadığı gibi, onlar için Doğulu olsa olsa egzotik bir olgudur. Paris’teki terör suçlularının bulunması için polis gibi çalışan ajanslarınız için bizim ülkemizdeki terörist, egzotik bir figürdür. Basında gördünüz. Ajance France Presse (AFP), Diyarbakır’ın Sur ilçesine gelip hendekler ve kum torbalı barikatların arkasına gizlenen eli silahlı, yüzü kapalı PKK’lı teröristleri, sanki bir film seti kahramanıymışlar gibi masum bir şekilde takdim etmeye çalıştı. Ucu size değen terörist kötü, sizin desteklediğiniz teröristler iyi; masum, direnişçi çocuklar ha?..

Ey Fransa!.. Bizim yıllardan beri çekmekte olduğumuz, senin önceki hafta maruz kaldığın terörün yer yüzünden silinmesini istiyorsan, hiçbir teröristi destekleme!.. Hiç birine silah verme ve satma!.. Hiç birine ülkende faaliyet imkânı tanıma!.. Yoksa, rüzgar eker, fırtına biçersin ve o hurmalar da seni tırmalayarak kapını çalar.

Tabii, “Fransa sana söylüyorum, dünya sen anla” modunda konuşup yazıyoruz günlerdir ama içimizdeki “bize Fransızlar”a  da lafımız var. Paris saldırısının üstünden günler geçti; tek bir muhalif parti, gazeteci ve aydın, terör üzerinden devlete ve iktidara yüklenmedi. Muhalefet dediğin böyle olur. Böyle bir muhalefetin olduğu ülkede, demokrasi güvenli ve sağlıklı bir şekilde işler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi