Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yemine Bak, Yemin Etmeyene Bak!

Yemine Bak, Yemin Etmeyene Bak!

Bu yemine kökten karşıyım!

Milletvekili yemin metninin Anayasa’da yer alması birinci saçmalık. İkinci saçmalık yemin metnine yüklenen anlam. İçinde neler yok ki? Varlar dahi yok! Çünkü düzgün cümle yok, dolayısıyla gerçek anlam da yok. Bu, tarihte görülmemiş saçmalıkta bir yemin metni. Dili bozuk, zihniyeti bozuk...

Yemin metninin saçmalığı onun sadece bir usûl konusu olmasına yol açıyor. Yemin metnini okur, usûle uyarsınız. 

Şimdiki mesele o: Usûle uymak. 

Milletvekillerinin tamamı usûlü yerine getirdiler. Biri hariç. Metni değiştirerek okudu. Usûl bazen esastan önce gelir. Usule uymazsanız, esasla ilgili sonuçlardan da mahrum kalırsınız. 

Bilet almadan uçağa binmek gibi bir şey.

Usulü esas zannedenler çıkıyor. Yeminin şurası da şöyle, burası da böyle. Ben de diyorum ki, toptan yanlış! 

Fakat bu vak’a yanlış üzerinden gitmiyor. 

Bu yemin metnini usule uyup okuyanların büyük çoğunluğu, bu yemin metninde ifade edilenleri benimsemiyor. Fakat kapıdan geçtikten sonra Meclis’in yetkisi vardır, kanunları Meclis yapar, Anayasa’yı Meclis değiştirir. 

Bu bayanın esası görüşmek için dahi usule uyması gerekir. 

Meclis başkanı da bunu sağlamak zorunda. 

Yeni bir yemin metninde “Türk milleti” tabiri geçmeyebilir. Fakat “Türkiye milleti” bir saçmalıktır, böyle bir şey olmaz. Nasıl bir Almanya milleti, Fransa milleti, Rusya milleti yoksa, Türkiye milleti de olmaz. Bu ülkeye asıl rengini veren, kültürel temsilde kapsayıcı olan üzerinden konuşulur ve Alman milleti, Fransız milleti, Rus milleti ve elbette Türk milleti denilir. 

Türkiye için Türk milleti tabirinin şaşırtıcı bir tarafı yoktur. Burada bazı akıldaneler etnik farklılıkları dikkate alarak konuşulması gerektiğini öne sürüyorlar. Türk milleti tabiri, etnik farklılıkları inkâr değildir. İsteyen etnik kimliğini ifade eder, bunun ifade yolları neyse ona da cevaz verilir. 

Kusura bakılmasın: 14 yaşında evlendirilmiş, kocasının şöhretine binaen, kocası vekil olamayacağından vekil yapılmış bir bayanın tezeğinde boncuk bulmaktan vazgeçelim. Bu bayan soyadına rağmen ne bilgili, ne de bilge. Sağdan soldan diploma uydurulmuş bu bayanın eğer böyle bir vasfı olsa idi, Meclis’te kendini gösterirdi. O sadece Meclis’in girişini tıkamak için var. İki defa bunu yaptı. Eğer usûle uymayı reddediyorsa, bunda da kararlıysa, edebiyle milletvekilliğinden vazgeçer. Bilgisini ve bilgeliğini –varsa- Meclis dışında sergiler. 

Ona şartları yerine getirmeden milletvekilliği bahşedilmesini bazı akıldaneler öne sürüyorlar. Hatta birisi yeni seçilen Meclis başkanına “Rizeli” hitabıyla bunu öneriyor. 

Bu dürüstçe söylenmeyen bir etnik imadır. Rizeli İsmail değil “Laz İsmail” demek istiyorlar. 

Elbette Karadeniz’de Lazlar vardır. Bunların sayılarının çok cüz’i olduğunu kaynaklar söylüyor. Fakat bütün Karadeniz İstanbul’dan veya Ankara’dan Lazlarla dolu görülüyor. Görülsün zararı yok. Fakat etniklik üzerinden verilen öğüdün İsmail Bey’i ikna edeceğini sanmak ayrı bir hamakat. 

Yemine kökten karşıyım, yemin edenin siyasi Kürtçülük adına Meclis’e posta koymasına da karşıyım! Yanlış yanlışla düzeltilmez! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi