Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Bütün fesatların maskesi

Bütün fesatların maskesi

Ne demiş Putin? “Sorun çok daha derin” demiş. Müthiş bir keşifte bulunmuş. 

Neymiş derin olan sorun?

“Türkiye’nin mevcut yönetiminin, belli yıllardan beri kasten yürüttüğü politika ile ülkesini İslamlaştırıyor” olmasıymış.

Üstelik “bunu sadece Rusya değil, bütün dünya görmekteymiş.”

“Onlar da İslam’ı destekliyorlarmış ve desteklemeye devam edeceklermiş ama burada asıl söz konusu olan, radikal akımlarmış...”

Putin bu söylemle neyi kamufle ediyor?

Suriye’deki varlığını. Oradaki emperyalist hedeflerini. Orada insanların üzerine yağdırdığı misket bombalarını.

Kimse Putin’e “Niye oradasın arkadaş?” diye sormasın zinhar. Hemen bir “Radikal İslam” heyulası oluşturulur ve tüm bombardımanların, tüm emperyalist hesapların kamuflajı gerçekleştirilmiş olur.

Esed de bütün zulümlerini böyle bir kamuflajı kullanarak gerçekleştiriyor.

Peki soralım Putin’e:

- Ukrayna’da, Kırım’da, Gürcistan’da hangi radikal İslam vardı?

Putin’in Türkiye ile ilgili sözleri, içinde nasıl bir fesat beslediğinin de tipik göstergesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yan yana otururken, içinde böyle bir fesat barındırdığı tahmin edilebilir miydi?

Ancak Putin bu işte kendince oldukça uyanıklık yapmış oluyor.

Bu söylem, dünyada epey bir pazar oluşturuyor çünkü, özellikle de “islamofobik zehirlenme”ye maruz bulunan Batı dünyasında...

Zaten Putin de, bu söylemi, Rusya’nın emperyalist ataklarına karşı isyan etme ve Türkiye’ye destek verme ihtimali bulunan Batı’yı afyonlamak için devreye sokuyor.

“- Türkiye’ye destek olmayın çünkü orada, sizin de düşman olarak bellediğiniz radikal İslam’ı besleyen bir yönetim var!”

Afyon bu. Bunu yuttuğunuzda aklınız, his dünyanız tutulur ve elden ayaktan düşersiniz. Tepki veremez hale gelir, uzun süre refleksleriniz dumura uğrar.

Bu iyi bir araç Batı dünyasını afyonlamak için ve Putin bütün kurnazlığı ile bunu devreye sokuyor.

Batı dünyasının Suriye konusunda nerede duracağını bir türlü belirleyememesinde ve Suriye alanında Rusya ile “DAEŞ’i vurma” hedefinin çok uzağına düşen bombardıman işbirliği gerçekleştirmesinde de bu afyonlanma halinin etkisini yabana atmamak lazım.

Bu maymuncuk, ayrıca, sadece Putin tarafından kullanılan bir araç da değil. Çok müsta’mel bir araç.

Hemen hatırlatalım, Kandil’den HDP’ye kadar uzanan Kürt siyaseti de, Amerika ve Avrupa’ya açılarak “Biz laik Kürt hareketini temsil ediyoruz, onlar ise İslamcı” söylemiyle kendilerine alan açmaya çalışmışlardı. Hatta Türkiye’deki ortak cepheyi de, “Laik, sol” bir şemsiye olarak tasarlamışlardı.

Bu söylemin nasıl bir maymuncuk niteliği kazandığını daha iyi görmek için, Türkiye’de, ne Putin’le, ne Kürt siyasi hareketi ile alakası bulunmayan ama bütün bu alanlarda “Erdoğan-Davutoğlu yönetimi karşıtlığı” ortak cephesinde buluşan bir hareketin tavrına bakmak gerekiyor.

Gülen camiasını kastediyorum.

Paris saldırısı sonrasına bakın, DAEŞ’le mücadele sürecinde Türkiye’nin Suriye’de olan bitene yönelik duyarlılıklarını görmezden gelip, TIR operasyonundan başlayarak “DAEŞ’e destek” iddiasını idam fermanı gibi Türkiye’nin boynuna takma girişimlerine bakın, bu noktada Kılıçdaroğlu ile ağız birliği etmelere bakın... Bunların tamamı, son olayda Putin’in ağzına denk düşen söylemlerdir. Bakıyorsunuz o ağızlarda “Haydi Putin, bastır Putin” dozunda hezeyanlar...

Rusya’nın Çeçenistan Özerk Bölgesi lideri Ramazan Kadirov, Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesini “ihanet” olarak nitelemiş, Ankara’nın bu olaydan dolayı pişman olacağını söylemiş.

Bu kadarına “pes” demem. Çünkü Kadirov gibileri sahibinin sesi olmaya mahkum. Düğmeye bas konuşsunlar. Ama bizdeki Putin ağızlılara söylenecek çok şey var. Onlar nasıl bir akıl tutulması ile malüller ise hırsızın suçunu hiç görmüyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi