Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Gerçekten indirim mi, vatandaşın cebine göz koymak mı?

Gerçekten indirim mi, vatandaşın cebine göz koymak mı?

Çeşitli markaların indirim günleri düzenlemesi ve bunu çeşitlendirerek “çadır günleri” duyurusuyla bir satış organizasyonu düzenlemesi, gittikçe yayılan bir etkinlik. Tekstil başta olmak üzere değişik sektörler de bu işin içine girmeye başladılar, dikkat çekici “indirim”lerle yüklü satışlar gerçekleştirmeyi planlıyorlar.

İşin ilginç noktası ise bu furyaya kuyumcuların da katılması. Bugünlerde bir kuyumcu markası, çadır günleri düzenleyerek insanlara, altın ürünler de dahil olmak üzere, “büyük indirimler” vaat ediyor. Peki, altın’da nasıl olur da “büyük indirim” yapılabilir? Mümkün mü?

Böyle bir imkanın olmadığını tabi ki hepimiz biliyoruz, altının bir fiyatı vardır, o anki fiyatı ne ise fiyat da odur. Peki, cüzi karlarla çalışan kuyumcuların yüzde 50, yüzde 80 indirim iddiası gerçek mi, yoksa bu durum aslında kuyumcu vitrinlerindeki fahiş fiyatları deşifre eden bir satış çabası mı?

Altın ürünlerde büyük indirimler sunduğunu iddia eden markanın fiyatları incelendiğinde ortaya çıkan manzara özet olarak şu: fiyatlar inanılmaz büyük ölçüde şişirilmiş, sonra bu olağanüstü yüksek fiyatlar üzerinden “indirim” yapılmış. Ama bu ürünlerin fiyatlarındaki son hali dahi, yine de oldukça yüksek…

Örnek vermek gerekirse;  işçiliksiz, sadece altın değeri 250 lira olan bir ürünün etiket fiyatı 900 lira olarak duyurulmuş. Bu ürünün çadır gününde “büyük indirim”le birlikte fiyatının 455 liraya “düştüğü” ilan edilmiş… 

Bu tuhaf durumu nasıl okumak gerekir? İki açıdan yaklaşılabilir olaya:

Bir: içinde 250 liralık altın bulunan 14 ayar bir takıyı kuyumcu 900 liraya satıyor!  (Taşsız, 14 ayar 4.38 gram sade bileklik) 250 liralık malzemeye 650 liralık işçilik koyup 900 liraya satmak gerçekten oldukça karlı bir iş! Bu yüksek karlardan oluşan vergiler de haliyle kuyumcuların vergi levhalarına yansıyacak, hatta böyle yüksek karlarla iş yapan kuyumcuların, bulundukları illerde vergi rekortmenleri listesine girmeleri hiç de şaşırtıcı olmayacaktır…

İki: içinde 250 liralık altın bulunan bir takıyı, önce 900 lira olarak etiketleyip, sonra “büyük indirim” diye 455 liradan satmaya çalışmak, en hafif tabiriyle etik dışı bir satış çabasıdır. Bu tür eski ve etik dışı satış cambazlıklarının bu sektöre zarardan başka bir şey getirmeyeceği muhakkaktır…

Satış yapıp para kazanmak, şirketin faaliyetlerini devam ettirmek, marka değerini parlatmak elbette olması gereken faaliyetler. Ancak tüm bunların ahlaki sınırlar içinde gerçekleşmesi gerekmekte. İtibarlı bir sektörün ve büyük bir marka olma iddiasının gereği budur…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi