Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Nolcek Şu MHP’nin Hali?

Nolcek Şu MHP’nin Hali?

2010 yılında “bağımsız ülkücüler” kavramını ortaya atarken (Kavramın, benden önce tanımsız, içi boş ve etkisiz bir şekilde kullanıldığını daha sonra gördüm.), hiçbir siyasî bağlantısı olmayan bağımsız entelektüel ülkücüleri tanımlamıştım. MHP çizgisinde siyaset yapan ülkücüleri de “partizan ülkücü” olarak adlandırmıştım. 

MHP, 5 sene önceki tespitlerimi kulak arkası etmiş ve hatta kötü amaçlı üretilmiş bir kavram olarak görmüş ve saldırmıştır. Oysa ben, MHP’nin durumu görmesi ve MHP siyaseti dışında kalan ülkücülere ulaşmanın yollarını araması için yapmıştım o tespitleri.

Ben hâlâ aynı kanaatteyim. Bugün MHP dışında kalan bir ülkücü kitle vardır ve bir kısmı da nitelikli, fonksiyonel okur-yazardır. İşte bu bağımsız ülkücü kitle ile MHP siyaseti, artık örtüşmüyor. MHP’de kalan kitle de 1980’lere kadar oluşan fikirden uzaklaşmış vaziyette. Bağımsız ülkücüler, hem 1980’lere kadar oluşturulan birikime sahip çıkıyor, hem de daha sonraki dünya birikimini takip ediyorlar. 

Mesela “bağımsız ülkücüler” Erol Güngör, Dündar Taşer, Galip Erdem gibi şahsiyetlerin yazdıklarıyla donanmışlar, 1980’li yıllarda bu konuda bilimsel çalışmalar yapmışlardır. Bunlara ek olarak Ortega’dan Hayek’e kadar pek çok düşünürü okumuşlar, yorumlamışlardır. 

MHP çizgisinde siyaset yapan “partizan ülkücüler”, ideolojik tükenmişlik yaşamışlar ve en yakın ideoloji olarak erken cumhuriyetin inşacı zihniyetine geri dönmüşler; zaman zaman Lozancı- Kemalist ve partizan cumhuriyetçi renk tonlarının koyulaştığı bir çizgiye kaymışlardır. Hatta “sivil-medeniyetçi milliyetçilik” anlayışını terk etmişler, gene erken cumhuriyet dönemi resmî milliyetçiliğine sarılmışlardır. Oysa, MHP hareketinin arka planındaki en önemli kod olan 3 Mayıs 1944 olayları ve bu olayların muharrik gücü olan Hüseyin Nihal Atsız, 1932’deki Türk Tarih Kongresi’nden itibaren “resmî milliyetçilik” anlayışına karşı çıkıp cumhuriyet tarihinin ilk sivil direnişini gösteren bir şahsiyettir. 

Lafı uzatmayalım…

MHP’de bir ideolojik sapma söz konusudur. Bu sapmadan dolayı, “özgün ve özgür ülkücüler”, MHP siyaseti dışında kalmışlardır. 

İktidara gelmek için kitle partisi olmak şarttır. MHP şu haliyle de, ideolojik parti haliyle de iktidara gelemez. (1999, arızî bir durumdu; esasa ve ideolojiye müteallik bir durum değildi.) 

Peki MHP ne yapmalı?

MHP, siyaset yapma şeklini ikiye ayırmalı: İdeolojik çekirdek ve kitlesel yapılanma. 

İdeolojik çekirdek, siyaset dışı ve hatta siyaset üstü bir tarafsız kurum olmalı, ürettikleriyle kamuoyuna sağlıklı ve vizyonel bilgiler sunan bir yapıda olmalıdır. Kitlesel yapılanmada, klasik tasnif geçerlidir. Yani partizanlar, sempatizanlar, tarafsız kitle ve muhalifler… Kitlesel yapılanma, çekirdek kadroların ürettiği fikirleri, kademeli olarak yeniden işleyecek ve kitlelere mâl olacak bir mahiyet ve üsluba dönüştürecektir.

MHP böyle bir anlayışa evrilmezse, bahçeliler gitmiş, tarlalılar gelmiş, fark etmez!... Olan o tertemiz alınları öpülesi gencecik ülkücülere olur ve iktidar olabilmek için bu defa 400 yıl da “kısır döngü ergenekonu”ndan çıkmayı beklerler.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi