Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Nasreddin Hoca’nın Çivisi!

Nasreddin Hoca’nın Çivisi!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul havzasında yer alan Beşika askeri üssüne yeni asker sevk etmeyi veya bazı ilavelerle nöbet devrini  ‘rutin rotasyon’ olarak nitelendirdi. Aslında benzerlerini Süleyman Şah türbesi meselesinde de yaşadık. Bu askeri hareketliliğe veya kaydırmaya işgal altındaki Bağdat’tan itiraz geldi. Neymiş efendim Irak hükümetiyle temas kurulmadan ve iletişime veya koordinasyona geçmeden tak yanlı olarak asker kaydırılmış. Emrivaki ile hareket edilmiş. Ayrıca eskisinden farklı olarak bölgeye tanklar da sevk edilmiş. Buna münasebetle askerlerimizi çekmemizi istediler. Halbuki, bu askerler eğitim askerleri. Irak ilkesel olarak itirazlarında haklı olabilir. 

Ama şeytan ayrıntıda gizli. Öncelikli olarak Irak’ta bir hükümet var mı? Bu hükümet İran’ın yedeğinde ve yettirmesinde bir hükümet olmasın? Bağımsızlığını kaybetmiş kukla bir hükümet! Irak hükümetinin kendisine saygısı olsa, içeride ve dışarıda herkese eşit muamele yapsa bunlar hiç yaşanmayacak! Mesele kimseyi uğraştırmadan selametle hallolacak. Lakin içeride ve dışarıda, Şiilerin hükümeti. İçeride ve dışarıda diğer oluşumlara karşı eşit ve adilane davranmıyor. İçeride Şiiler ve dışarıda Şii İran hükümeti imtiyazlı ve avantajlı muamele görüyor. Üstelik İran Irak’taki hükümetini vassalı olarak görüyor ve zerre kadar saygı duymuyor. Amiyane tabirle takmıyor. İran, Irak hükümetini ciddiye alsa herkes de ciddiye alacaktır. İran’ın ciddiye almadığı bir hükümeti faraza biz ne diye ciddiye alalım? Karşılıklı vizelerin kaldırılmasından sonra Irak, İranlı akınına ve akımına uğradı. Irak kukla yönetimi (puppet regime) İran’ı uyardı ama tınmıyor! Bu durumda Türkiye ciddiyet sorunu olan Irak hükümetine niye gereğinden fazla ciddiyet göstersin? Ciddi olsa zaten hem otoritesini hem de sınırlarını koruyacak, temin edecek ve PKK’ya geçit vermeyecektir. IŞİD gibi bir belaya karşı kırılgan olmayacaktır. Irak hükümeti ciddi olmadığından dolayı Türkiye önleyici adımları atıyor.

***

Bununla birlikte Başbakan Ahmet Davutoğlu kimsenin toprağında gözümüzün olmadığını söyledi. Irak’ın temel problemi kötü yönetim. Kendi göbeğini kendisi kesemiyor. Sünnilere yönelik olarak ayrımcı tutum ve davranışlarıdır. Zaten içeride dengeyi yakalasa, dışarıda bize mesafeli olduğu kadar İran’a mesafeli olsa durum değişecek ve etraf güllük gülistanlık olacaktır. Kasım Süleymani’nin sırıtarak ve kırıtarak cirit attığı, poz verdiği yerleri bizden mi kıskanıyorlar? Onun gibi sırıtabilmek ve kırıtabilmek için illa da Şii mi olmamız gerekiyor? Ahmet Davutoğlu, Irak toprağında gözümüz olmadığını söyledi. Yoksa İran gibi Amerikalıların peşine takılır ve leş kargaları gibi davranırdık. 1 Mart tezkeresiyle bunu reddettik. Lakin kukla Irak hükümeti sürekli olarak sınırlarımıza yeni düşmanlar yığıyor. Nuri Maliki gibi zimmetini uluslararası siyaset borsalarında satılığa çıkarmış simsar siyasetçiler Putin’den medet umuyorlar. Keza Davutoğlu, Suriye’de Türkmen bölgesiyle alakalı olarak kanton fikrinin olup olmadığının sorulması üzerine bölücü formüllere kapalı olduklarını söylemiştir. Suriye ve Irak’ta mesele kötü yönetim, ayrımcı yönetim ve onun bunun kuklası olmalarıdır. Yoksa Irak hükümetinin ortakları İran ve Rusya’nın yaptığı gibi, Türkiye yayılma siyaseti izlemiyor. Arap Baharı kötü yönetimlere karşı patlak vermiştir.

Başika Üssü gibi Türkiye, Süleyman Şah Türbesi’nde de asker bulunduruyor ve orada da rutin bir biçimde rotasyon veya devriyeler nöbet değiştiriyordu.

***

Arap basını Başika Üssü’ne yeni askeri güç sevk edilmesini, ‘güvenli bölge Irak’a kaydırıldı’ şeklinde değerlendiriyor. Aslında bu tanım da tam olarak maksadı izaha kafi gelmiyor. Belki iç ve dış gelişmeler karşısında Türkiye gardını alıyor. Buna Araplar mavti-e kadem diyorlar ki İngilizce karşılığı foothold şeklindedir. Türkçe olarak tutunma noktası anlamına gelmektedir. Daha önce Arabia Kanalı gibi kanalların Süleyman Şah Türbesi için kullandıkları deyimi burada da kullanmak mümkündür. Mismar-ı Cuha ya da bizim tabirimizle Nasreddin Hoca’nın çivisi(*) ki, tutunma noktası anlamına geliyor. 

Türkiye’nin bu hakkı ikili anlaşmalarla garanti altındadır. Savunma bakanlığıyla birlikte koordinasyon sağlanmıştır. Lakin Başbakan Haydar Abbadi, Nuri Maliki ve İran’ın baskısı altında olduğundan dolayı köpürüyor ama sonuç değişmiyor. Haydar Abbadi İran ile diğer bölge ülkelerini dengeleyebilirse o zaman Irak krizine kalıcı bir çıkış yolu bulunabilir. Yoksa Irak’ın kaderi krizden krize yuvarlanmaktır. Kundakçı İran’ın umurunda mı?

***

Evin eski sahibinin hini hacette müdahale için sattığı evde geride bir çivisini bırakmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi