Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Terör örgütü hangi hakların peşinde?

Terör örgütü hangi hakların peşinde?

Yazımın başlığında dile getirdiğim sorumun muhatabının terör örgütü ve Kandil olmadığını öncelikli olarak belirtmek istiyorum. Çünkü terör örgütünün 30 yılı aşkın bir süredir yürüttüğü silahlı mücadelenin hedefinin gasp edilmiş bir takım temel insan haklarının elde edilmesi olmadığını düşünüyorum. Bu sorumun cevabını siyasi mücadele verdiklerini söyleyen HDP yönetiminden bekliyorum. Çünkü birkaç gün önce sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur’da emniyet güçlerinin karşısına çıkıp, teröristleri toplama operasyonunu engellemeye çalışırken bir HDP milletvekilinin bağıra bağıra söylediği ve ekranlara yansıyan, teröristleri, “Verilmeyen hakların mücadelesi veren insanlar” olarak nitelendirmesi bu soruyu aklıma getirdi. Artık tarafların karnından konuşmaya son vermesi gerekiyor. Toplum önüne çıkıldığında hak mücadelesinden söz edenlerin, şehirlerin işgali, hendekler kazılarak patlayıcılar yerleştirerek hangi hakları elde etmek istediklerini açıklamaları gerekir. Bu arada özellikle de uzunca bir süre bir takım merkezlerle varılan mutabakat sonucu sürdürülen ama içi ya doldurulmadığı ya da topluma açıklanmasında sakınca görüldüğü için çözüm sürecinin terör örgütünün özellikle şehirlerde yapılanmasına zemin hazırladığı bugün görülüyor. Hâlbuki daha işin başında masaya oturulurken çözüm sürecinin içi doldurulmuş olsaydı sanıyorum böylesine uzun süre konu ortada kalmaz, terör örgütüne de yığınak yapma imkânı verilmemiş olurdu. Geriye dönüp aynı konuyu yeniden tartışmanın yararı yok ama artık hükümet tavrını net bir şekilde ortaya koymalı, HDP de toplumu terör örgütünün hedefini verilmemiş bir takım hakların elde edilmesi mücadelesi olarak göstermekten vazgeçmelidir. Mesele verilmemiş haklar ise bunlar topuma açıklanmalıdır. Aksi halde toplum enayi yerine konulmuş oluyor.

Kaldı ki terör sorunu sadece iktidar ile HDP’nin meselesi değildir. Tüm siyasi partilerin ve toplumun sorunudur. Atılacak adımlar, sürdürülecek görüşmeler toplum ile paylaşılmalıdır. Çünkü ciddi bir mücadele söz konusudur ve her gün iki taraftan da insanlar hayatını kaybetmekte, yurdumuzun çeşitli köşelerinde gözyaşı dökülmektedir. Kaldı ki, eğer HDP milletvekilinin söylediği gibi mesele verilmeyen hakların elde edilmesi mücadelesi olsa bunun için silahlı mücadeleye gerek yoktur. Demokratik insan haklarının teminat altına alınacağı yeni bir anayasa için iktidar partisine destek verirler olur biter. Bu ülkede zaman zaman toplumun çeşitli kesimleri haksızlığa uğramıştır. Özellikle laik Kemalist anlayışın sahiplerinin dayatması sonucu insanlar inançları sebebiyle kamudan soyutlanma yoluna gidilmiştir.

Gelinen noktada artık çağ dışı yaklaşımın geride kalması, toplumun hiçbir kesiminin temel insan haklarının sınırlandırılması gerektiği hususunda toplumun büyük bir kesiminde mutabakat oluşmuş durumdadır. Uzun yıllardan beri seçim yoluyla alamadıkları iktidarı asker-sivil bürokrasi ile ellerinde bulunduran kesimlerin bu imkânı kaçırmış olmanın telaşı içinde oldukları da bir gerçektir. Bugüne kadar yeni bir özgürlükçü anayasa yapılamamış ise, halkın vermediği iktidara darbe anayasaları yoluyla iktidarı ellerinde bulunduranlar bu imkânı kaçırmak istemedikleri için direnmektedirler. Buna karşılık iktidar sahipleri de var olan yetkileri ile yetinmeyerek ülkemizin bir numaralı meselesini başkanlık sistemi olarak takdim ediyorlar. Cumhurbaşkanının yanında bir de başbakanın olmasını iki başlılık gibi göstererek yeni anayasanın hazırlanmasını geciktiriyorlar.

Gelinen noktada HDP hukuki bir zeminde siyaset yapmaya gerçekten inanıyorsa, güvenlik güçlerine saldıranları özgürlük mücadelesi veren insanlar gibi takdim etmekten vazgeçmeli, ellerinden alınmış haklarının neler olduğuna inanıyorlarsa bunun adını koymalıdırlar. Aksi halde, kazılan çukurları kapatmak, yerleşim merkezlerini patlayıcılardan temizlemek kısacası kurtarılmış bölgelere son vermek için çaba gösteren emniyet güçlerini düşman, teröristleri hak arayan insanlar olarak takdim etmenin dayanağı da faydası da olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi