Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Terörle mücadelede dört hassas nokta

Terörle mücadelede dört hassas nokta

Devletin çözüm sürecindeki en büyük hatası, Öcalan’a, HDP’ye, Kandil’e “Kürtlerin temsili” pozisyonu sağlamasıydı.

O dönemde bölgeden gelen “Kürt sorunu sadece bunlarla konuşulursa bunların bölgedeki hakimiyeti çok daha keskin hale gelir” şeklindeki itirazlar ne yazık ki yeterince görülmedi. Yine bu yönde, başka bölgelerde ifade edilen ve raporlara geçen “kuşkular” da yeterince dikkate alınmadı.

Bu, PKK çizgisindeki oluşumların, uluslararası planda da “Kürtlerin temsili” rolü içinde görülmesine imkan sağladı. Hatta uluslararası odakları sıcak Suriye gündemi dahil bölgenin tanziminde Kandil’i “partner” olarak görmeye sevk etti.

Kandil de “partner”likten yola çıkarak “Rojava - Türkiye denklemi”ne ilişkin bir strateji geliştirilebileceği düşüncesine kapıldı.

Sonrası, devletin, sorunun çözümü için hayati değerde gördüğü çözüm sürecinin akamete uğraması, daha kötüsü, bu süreçte devletin esnek tavrı içinde bölgenin silah ve patlayıcı deposu haline getirilmesi ve bugünlerde bölgede görülen savaş iklimine gelinmesidir.

Bu sonucu gören bir devlet duyarlılığı olmalıydı, diye düşünüyorum. O zaman belki ilçelerde devlet hakimiyetinin sağlanması için bunca sokağa çıkma yasağı, insanların bunca mağduriyeti gerçekleşmez ve tabii bunca şehit verilmezdi.

Neyse... Yine de zararın neresinden dönülse kardır diyelim.

Şimdi...

Devlet kararlılıkla terör örgütünün üzerine gidiyor ve “sokak sokak temizleme” iradesini sergiliyor.

Örgütün ülke içindeki ümidi bitirilsin ki, Suriye üzerinden bir fesat planı amacına ulaşmasın.

Bunun yanında devlet, “Kürtlerin temsili” meselesinde, çok daha farklı temsiliyet merkezleriyle iletişim sağlıyor. Devletin bu yönelişinin sağlıklı ilerlemesi, yani doğru temsil alanlarının bulunması ve istikrarlı biçimde o temsilin ete kemiğe büründürülmesi de hayati önem taşıyor.

Bunun yanında terörle mücadelenin şu anda yoğunlaştığı bazı ilçelerin temizlenmesiyle sona ermeyeceği, çok daha uzun vadeli bir mücadele stratejisi oluşturma zarureti de açık.

En son medyaya yansıyan “etekli teröristler” olayı, belki de sembolik anlamda terörün hangi kılıklara bürünebileceği bakımından ilginç bir örnek oluşturuyor.

Terör örgütü, sadece elinde silah olanlardan ibaret değil.

MGK kararlarına giren “Legal görünümlü illegal yapı” tanımlaması belki de en çok PKK terör örgütünün bağlantılı yapılarına denk düşüyor. “Uzantısı” diye nitelenebilecek siyasi, diplomatik, kamu kurumu (mesela belediyeleşmiş) ve STK nitelikli kaç organizasyon sayılabilir, bakmak lazım.

Kanaatimce şu sıralar şunlara dikkat etmek gerekiyor:

Bir: Terör yapılanmasının sökülüp atılması yönündeki çabaları akamete uğratmak için yükseltilen ve içerde - dışarda kiminin stratejik hesaplarla kiminin “ahmak otu”na tav olmaya yatkın halleriyle prim verdiği “barış” söyleminin sahteliğine... İlçelere el koyarken, sokakları bomba düzenekleriyle geçilmez hale getirirken “barış” diye bir meselesi olmayanların şimdi barışa sarılmalarının hiçbir inandırıcılığı bulunmadığını hem unutmamak hem de bu sahteliği açığa çıkarmak için çalışmak gerekiyor.

İki: Öcalan’a, örgüte ve uzantılarına yeniden temsiliyet imkanı sağlamak için yürütülen kampanyaya boyun eğmemek... Öcalan’la, örgütle  ve uzantılarıyla önce de sadece “silahlardan arındırmak” için konuşulmalıydı, bugün de öyle konuşulabilir. Anayasa, yasalar vs... sadece Meclis’te ve tüm partilerin katılımı ile ve tüm Türkiye’nin sorunları çerçevesinde ele alınabilir. “Kürt sorunu” için evet, Kürtler de dinlenmeli, ama bütün Kürtlerin temsiliyetini sağlayarak... Bugün Öcalan’la veya örgütle silahların bırakılması görüşülecekse o da, ülke içinde örgütün içerdeki iradesi çözüldükten sonra yapılmalıdır.

Üç: Çok şehit verildi. Lütfen herkes verilen her şehidin acısını yüreğinde taşıyarak politika belirlesin.

Dört: Ve orada yaşı 18’i bile bulmamış gençlere “ilçelere el konabileceği” cesaretinin verilmemesi lazım. Çünkü bu onları ölüme götürüyor. Kandil o ölümleri düşünmeyebilir ama devlet onları da düşünmek zorunda.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Taşgetiren Arşivi