M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Dünya ve İnsanlık Çok Bozulur

Dünya ve İnsanlık Çok Bozulur

ÂHİR zamanda insanlık çok bozulur. Azgınlık korkunç boyutlara ulaşır. Kapkara günah boyutları dünyayı çepeçevre sarar. İslamın fuhşiyyat dediği bütün çirkinlikler, günahlar yaygın ve yoğun hale gelir.

Sözde hür insanlar kötülüklerin ve kötülerin esiri olur.

Gözler görmez olur, kulaklar işitmez, akıllar ve vicdanlar çalışmaz olur.

Altın Buzağı dini hakim olur.

Kadınlar, serbestlik perdesi ardında köleleştirilir.

Sosyal adaletsizlik arttıkça artar.

Edepsizlik, hayâsızlık ayyuka çıkar.

Bütün bu pislikler işler işler ve deri altında büyük bir cerahat birikimi olur.

Sonunda çıban patlar…

Önce mevzii (yöresel) savaşlar olur… Sonra (büyük ihtimalle) Ortadoğu’da bir savaş patlar… Ardından üçüncü dünya savaşı.

Nükleer silahlar kullanılır. Ülkeler, şehirler tahrib olur, Kürre-i Arz yangın yerine döner.

Yedi milyarlık insanlık aleminin büyük kısmı, ya ölerek, yahut radyasyonlardan hastalanıp sakat kalarak saf dışı kalır.

Büyük, kanlı savaşlar, Melhame-i kübralar olur.

Açlıklar, salgın hastalıklar, savaştan kaçan milyonlarca insan…

Giden yüz kişiden ancak biri döner.

Şeytan medeniyeti, kendi icadı olan nükleer silahların kurbanı olur.

Avrupa’da şiddetli savaşlar olur.

Beni Asfar Türkiyeye saldırır, önce başarılı olur, sonra yenilir.

Konstantin şehri düşman eline geçer.

Sonra istirdat edilir (tekrar geri alınır).

Büyük Deccal zuhur eder.

Mübarek sülaleden Mehdi çıkar.

İsa aleyhisselam nüzul eder.

Fırat nehrinin yatağından hazineler fışkırır. Gözleri para hırsıyla dönmüş muhteris insanlar oraya hücum eder, helak olur.

Büyük Deccal öldürülür…

İsa aleyhisselamın nüzulünden sonra Hıristiyanlar fevc fevc (akın akın) hidayete gelip Müslüman olur.

Zamanın Roma imparatorluğu çöker.

Rusya Federasyonu dağılır.

Bütün dünyayı sarsan, silip süpüren o büyük fırtınadan, o dehşetli tufandan sonra Mehdi’nin Altın Çağı başlar. Sükûn ve adalet gelir. İslam Şeriatı hakim olur.

Dünya fânilikler alemidir… İnsan fanidir, hayat fani… Herkes doğar yaşar ve ölür. Her can ölümü mutlaka tadacaktır.

İsa aleyhisselam da, nüzulünden sonra bir müddet yaşayacak ve vefat edecektir. Bir rivayete göre, Medine’de Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (salat ve selam olsun ona) türbesine gömülecektir.

Benim saf kardeşim sakın sakın sakın, inkarcıların yalanlarına kanma, inanma, Mehdi çıkacaktır, İsa Mesih nüzul edecektir. Bu konuda Ehl-i Sünnet büyükleri ittifak etmiştir.

Âhir zaman fitneleri içinde sahih iman ve sâlih amel sahipleri, sıkıntılar çekseler de, (ömürlerinin ölümlerine iman ile bitişmesi şartıyla) kurtulacaklardır.

Ey Müslüman!.. Sen mübrem kazayı değiştiremezsin. Senin gücün âhir zaman fırtınalarını ve tufanlarını durdurmaya yetmez.

Yapabileceklerini söylüyorum: İmanın tashih et… Gafletten kurtul, uyan uyan uyan… “Yarın Kıyamet’in kopacağını bilsen, sen yine elindeki fidanı toprağa dik” hadisine göre hareket et.

Mutlaka gideceğin yer olan âhirete yönel.

İbadet et… Kendine ve başkalarına âdil ol… Para, şeytanın en korkunç ve öldürücü tuzağıdır, onun kölesi olma, para için her haltı yeme… Helal kazan, helal ye…

Azgınlıklardan ve beyinsizliklerden uzak dur.

İstiğfar et, afv ve bağışlanma dile, ateşten korunmak için zekat ve sadaka ver.

Kur’andaki ve hadislerdeki dualarla dua et.

Sadakalar ve dualar belaları def eder, unutma bunu hiç.

Namazı terk edip çeşitli şehvetlerine uyanlardan olma.

Deccal ve Tağut senin en büyük düşmanındır, onlara uyma.

Nefs-i emmârene tâbi olursan mahv olursun.

İki melek senin iyiliklerini ve kötülüklerine yazıyor, bunu hatırından çıkartma.

Aptallığı ve beyinsizliği bırak, dünya tuzaklarına düşme… İhtirasları bırak…

Birinci ve ikinci dünya savaşlarında insanların çektiklerini düşün. Üçüncü savaşın ayak seslerini duymaya çalış.

Ayakta uyuyanlardan olma, uyan… İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar ama artık çok geç olmuş olur.

Şu dünyada yapabileceğin çok güzel mânevî ticaretler vardır. Yarım hurma ile olsun kendini kurtarmaya bak. Üşenme, mutfağa git, bir avuç bulgur al, pencere kenarına koy, aç kuşlar gelip yesin. Melekler bu iyiliğini deftere yazacaklar ve Rahman seni mükafatlandıracaktır..

Ölümü, âhireti, kabir hayatını, Kıyameti, insanların tekrar diriltilip hesaba çekileceğini, Sırat köprüsünü, Cenneti Cehennemi unutma.

Sakın kul hakkı yeme… Haram kazançlardan ve servetlerden uzak dur… Haram yersen belanı bulursun…

Rüşvet, zina, riba, lüks, israf, gurur, kibir… Bunlar kişiyi yakar.

Sen bir yaratıksın ve senin bir Yaratıcın var, O seni niçin yaratmış biliyor musun?

Dinden uzaklaşma senin için bir intihar olur.

Gaflet etme…

Fâni dünyayı terk edip âhirete göçünce, orada ölüm yoktur. Ya ebedî mutluluk, yahut (şirk ve küfür üzere olanlar için) ebedî azap vardır.

Bu mektubumu dikkatle oku ve iyi düşün.

Zarar edenlerden olma, kazananlardan ol.

(İkinci yazı)

MERHAMET

TİCARETLE uğraşıyor, büyük ve güzel bir dükkanı var. Giyim kuşam eşyası satıyor. Soğukta kedilere acımış içeriye almış, her biri bir kenarda yatıyor. Ortalık biraz kirlenecek, maddî ticaretine biraz zarar gelecek ama bu merhametli zatın mânevî ticareti inşaallah çok olacak.

İslamın temel değerlerinden biri de şudur:

Merhamet et ki, sana da merhamet edilsin… Merhamet etmeyene merhamet edilmez…

Merhamete layık insanlar vardır, onlara mutlaka merhamet etmeliyiz.

İslamî kriterlere göre:

Hırsızlık etti, yakalandı, Şeriatın emr ettiği ceza verilecek, bu cezanın uygulanmasında ona merhamet edilmez. Hırsıza merhamet, halka zulüm olur.

Kasıtlı olarak, müteammiden adam öldüren katile de, kısas cezasının uygulanmasında merhamet edilmez.

Bir İslam toplumu merhametli bir toplumdur.

Müslümanlar suya, denize, toprağa, yeşilliğe merhamet eder. Müslüman, lüzum ve zaruret olmadıkça ağaç kesmez, dal bile kopartmaz.

Müslüman bir belediye sokak köpeklerini öldürmez. Zekatlar sadakalar… Fakirlere yemek veren imarethaneler… Eski kervansaraylar… Sadaka taşları… Bunlar İslamın merhamet eserleridir… Müslümanların merhameti, Rahmanın rahmetinin onlardaki tecellileridir.

Merhametli insanların ellerinden öpüyorum.

Merhamet hidayete vesile olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi