Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Gölgeler

Gölgeler

Bir insanın gölgesinde yaşamak bir ağacın gölgesinde yaşamaya benzemez. Ağacın altında geçirdiğiniz birkaç dakika, ruhunuzun ve zihninizin dinlenmesine yardımcı olur. Sizi yaşadığınız dünyanın karmaşalarından, sonu gelmeyen meşgalelerinden birkaç dakikalığına da olsa uzaklaştırır. Ağacın gölgesi yakıcı sıcaklardan kaçıp, sığındığınız bir gemi olur ve içinizi serinletir. Fakat bir insanın gölgesinde yaşamak böyle değildir. Gölgesinde kaldığınız kişinin benliğinde yok olur ve hiçbir varlık iddiasında bulunamazsınız. Bana ait diyebileceğiniz hiç bir şeye sahip değilsinizdir, gölgesine sığındığınız kişinin varlığı ile kendinize bir yer edinmeye çalışırsınız. Gölgesinde yaşadığınız kişi aileden biri de olabilir dışarıdan biri de, hiç fark etmez. Kendi kazancınızla elde etmediğiniz bir saygınlığın tesiri yoktur. Gölgesinde durduğunuz kişiyi kaybettiğiniz gün çevrenizdeki insanları da kaybedersiniz.

Hepimiz gök kubbenin altında yaşayan fanileriz ve birbirimizin gölgesinden istifade ediyoruz. Fakat gölgesinde durduğunuz kişinin benliğinde kaybolmuşsanız bu bir sorundur. Ayrıca hangi ağacın gölgesinde durduğunuz da önemlidir. Bir âlimin, bir abidin erdem sahibi bir kişinin eteğinin dibinde yaşayıp, onun gölgesinden istifade etmek elbette güzel onurlu bir davranıştır. Buna karşın üç kuruşluk menfaat için şahsiyetsiz bir kimsenin gölgesine sığınmak ise ahmaklıktır.

Müminler için sığınılacak tek nokta İslam’ın şemsiyesidir. Onlar burada Kur’an ve Sünnetin gölgesinde yaşamaya ve İstikamet üzere kalmaya devam ederler.

Platon mağara metaforunda, mağaraya arkası dönük vaziyette oturan esir insanlardan bahseder. Bu insanlar mağaranın kapısından duvara yansıyan ışığın sadece gölgesini görebilmektedirler. Sonra içlerinden biri çıkar ve gölgelerin kaynağına vakıf olur ve gerçek hayatın mağaranın dışında olduğunu söyler. Fakat esarete alışan insanlar özgürleşmekten korkar ve kendilerini geri çekerler. Yani gölgeyi asıl zanneden insanlar özgürleşmeyi reddederler. Toplumda bunun örneğine sık sık rastlıyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi