D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Amerikan Kuşatmasını Yarmak!

Amerikan Kuşatmasını Yarmak!

Türkiye rezil bir kuşatma altında. Düşmanın kuşatması amenna, kuş kuşluğunu yapacak... Ya dost tafrası satanların katmerli kuşatması?

Dostluk “canım cicim”le olmaz! Fiille, uygulama ile olur. Şu andaki manzara tereddüte mahal bırakmayacak kadar açık: ABD, Türkiye’nin düşmanıdır! Hem de birinci! ABD, Türkiye’nin düşmanlarının dostudur aynı zamanda. Hatta daha ötesi, Türkiye’ye karşı düşmanlıkları uyumlaştıran bir mevkidedir. 

Bir zamanlar Uzakdoğu’nun “çirkin Amerikalı”sı artık Türkiye’de!

Bu düşmanlığın nereye kadar varacağını seyretmekten başka bir şey yapamıyoruz, maalesef. Eğer siyaset siyaseten bir şey yapamıyorsa, sivil toplum ayağa kalkmalıdır. Amerikan karşıtı kampanyalar ayyuka çıkmalıdır. Eğer düşmanımıza “düşman” demezsek, sürüp giden ihanetleri sineye çekmek zorunda kalırız. 

Haine hain diyeceğiz, düşmana düşman! Fütur getirmeden!

ABD neden Türkiye’nin düşmanı?

Makul gerekçeler arasak bulabilir miyiz? 

En makul gerekçe İsrail’in vazgeçilmezliğidir. İsrail’in bu sekter, bu müfrit siyasetle bölgede dost kazanması mümkün değildir. İsrail’in dostları ABD tarafından ayarlanmış dostlardır. 

Mısır-İsrail dostluğu bir darbe sonucu raya sokulmuştur. Mısır’ın sarsıntı geçirmesi demek, bu dostluğun sona ermesi demektir. ABD uzun süre Türkiye’yi İsrail dostluğu çizgisinde tuttu. ABD’nin tesirinin en güçlü olduğu 28 Şubat döneminde bu dostluk o kadar rezil görüntüler ortaya çıkardı ki, hatırladıkça mideme bir haller oluyor!

Sonra köprünün altından çok sular aktı... İsrail “Bidakka” parantezine alındı. Mavi Marmara katliamı İsrail’in Türkiye ile ilişkilerini doğru çizgiye çekti: İsrail’in düşmanları dostlarımızdır, başta Filistin halkı!

Türkiye bunu demeye devam ettikçe, Ortadoğu’da ABD planının hedefine varması mümkün değil. 

İmkânsızı mümkün kılmak için ABD şimdiye kadar denenmemiş yollara başvuruyor. Türkiye’yi Esed’in üzerine sürüyor, bir süre sonra bakıyoruz ki, ABD, Esed’in ardında! Esed karşıtı cephede Türkiye yalnız bırakılmış. 

Esed dostları cephesinde ABD açık, İsrail gizli yer tutuyor. Bu cephede bütün ABD karşıtı veya İsrail düşmanı olanlar sarmaş dolaş!

İran-ABD artık açık, İran-İsrail ise maslahat icabı hâlâ gizli. 

İran-İsrail ilişkileri önümüzdeki dönem gizliden açığa dönüşecek... Acemler bu ittifaka şık bir kılıf bulacaklar. 

Türkiye’nin baskılanma sebeplerinden biri de, doğu Akdeniz havzasında ortaya çıkan büyük doğalgaz kaynakları. İsrail bunu Avrupa’ya satacak. Türkiye olmaksızın mümkün mü? 

Irak petrolü Türkiye olmaksızın batıdan dünyaya açılabilir mi? 

Türkiye’ye söz geçiremeyenler bu enerji hatlarını güvenli hissedebilir mi? 

İşte Irak’tan Suriye’ye bir PYD kuşağı oluşturuluyor. Burada ABD var, İsrail var, Rusya var ve İran var...

Bir zamanlar siyonizmin en amansız düşmanlarından Cevat Rifat Atilhan’ın bir kitabı vardı: Türk Düşmanını Tanı!

Tanımak yeter mi? 

Düşmana düşman, dosta dost muamelesi yapmak da mecburiyettir!

Kuşatmayı yarmak için önce kuşatmayı yarma irademizin olması lâzım!

İcab ettiğinde irade gösteremeyenler mağlub olmaya mahkûmdur!

Kitap hattı:

Hatıralardaki Erzurum. Yusuf Kotan ve M. Hanefi İspirli kırk kalem sahibinin yazılarını bir araya getirerek Erzurum muhabbetini bu kitapla anıtlaştırmış. Listede has Erzurumlular (Çetin Baydar, Muammer Cindilli, Şaban Abak, Muzaffer Taşyürek, Nurullah Genç, M.Sıtkı Aras, Rasim Cinnisli) olduğu gibi, Erzurum’un has dostlarının (Orhan Okay, Turan Karataş, Ahmet Efe) da yazıları var. Kitabın sunuşunda eser Erzurum muhabbetinin müşahhas örneği olarak sunuluyor. Şehirler yüzyıllar boyunca sözlü kültürle kendilerini tanımladılar. Sözün uçtuğu bir zamanda şehirler yaniden tanımlanırken böyle kitapların büyük değer taşıdığı görülebiliyor. (TYB Erzurum Şubesi yayını, 0537 321 78 98, m_h_ispirli@hotmail.com)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi