Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Rusya da ABD de İşgalci

Rusya da ABD de İşgalci

Benmerkezci, materyalist Batı anlayışının mensuplarının adının Rusya, ABD ya da Avrupa ülkelerinin olması fazla fark etmiyor.

Maddeyi esas alan, hayatın merkezine maddeyi oturtan bir kültürün mensuplarının sömürgeciliklerini yadırgamanın fazla bir anlamı yok. Sömürgeci Batılı ülkelerin Suriye’deki eylemlerine ve tavırlarına baktığımızda bile Haçlı ittifakının mensuplarının birbirlerinden bir farklarının olmadığını görmek mümkün.

Bu bakımdan Suriye söz konusu olduğunda ABD ve Avrupalı koalisyon ortakları ile Rusya’nın birlikte hareket ettikleri görülür. Özellikle de birbiri ile çıkar çatışması içinde oldukları havası vermeye dikkat eden Rusya ve ABD’nin Suriye’de muhaliflere karşı ittifak oluşturduklarının artık gizlenecek bir yanı kalmadı. Bu ittifak genellikle birbirlerine destek vermek şeklinde tecelli ediyor. Bir diğer ifade ile Suriye’nin bu iki sömürgeci güç arasında önceden paylaşıldığı, sıra bölüşmeye geldiğinde birbirlerinin eylemlerine sessiz kalarak bu destek veriliyor.

Kısacası, Suriye’de ABD ve Rusya paylarına düşen alanları ele geçirme ve yerleşmenin peşindeler. Bu bakımdan Suriye’de günlük gelişmelere bakarak bir gün Rusya’nın bir başka gün ABD’nin işgalci olduğunu dile getirmek olayın bütününü gözden kaçırıyor.

 Söz gelemi ABD, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye sonuna kadar destek verdiğini gizlemeye bile gerek duymuyor. Bu arada, Suriye’nin paylaşımı konusunda Rusya havadan vururken, PYD karadan vuruyor. Bu da gösteriyor ki, ABD ve Rusya’nın Suriye’de ortak müttefiki PKK’nın Suriye kolu PYD’dir. Tüm bunlar Suriye’nin işgalinde ABD ve Rusya’nın birlikte hareket ettiğini gösteriyor.

Bu gerçek açıkça ortada iken ABD’ye yönelik, “Senin ortağın ben miyim, Kobani’deki terörist mi?” diye sormak gerekli ama yeterli değil.

 Artık, sömürgeci güçlerin Irak’tan sonra sadece Suriye’yi parçalamanın ve paylaşmanın peşinde olmadıkları geleceğe dönük hedefleri arasından ülkemizin de olduğunu sadece siyasiler değil toplum olarak görmek durumundayız. Sadece bu gerçeği görmek yeterli değildir.

 Ülkemize yönelik bu emperyalist planlara karşı toplum olarak birlik olmak zorundayız. Çünkü aylardan beri ülkemizin bir bölümü savaş alanına dönmüş ise bunun sadece PKK terör örgütü ile izah edilmesi eksik bir değerlendirme olur.

Çünkü Türkiye sadece PKK terör örgütü ile mücadele etmiyor, arkasındaki tüm emperyalist güçlerle mücadele ediyor. Çatışmaların sürdüğü yerleşim birimlerinde ele geçirilen silahların hangi ülkelere ait olduğu bile emperyalistlerin hedefindeki bir sonraki ülkenin Türkiye olduğunu gösteriyor.

 Sömürgeci güçlerin ülkemize yönelik planları sadece terör örgütüne verdikleri destekten ibaret değildir. Halep’e yönelik Rusya, PYD ve Esad güçlerinin günler süren saldırıları sebebiyle yüz binlerle ifade edilen yeni bir göç dalgasının gündeme gelmesi üzerine Türkiye’ye sınırlarını açık tutması gerektiği tavsiyesi dillendiriliyor

. Bunu dillendirenlerin başında Almanya ve ABD’li yetkililer geliyor. Kendileri sınırlarını kapatarak göç dalgasından ülkelerini korumaya çalışırken Suriye’deki göçü önleyecek ne diplomatik ne de askeri hiçbir adım atmıyorlar, yani Suriye’yi boşaltmaya çalışanlara seslerini çıkarmıyorlar ama Türkiye’ye kapılarınızı açık tutun diyorlar. Yani bizim göçe zorladığımız insanlara siz sahip çıkın diyorlar.

Ülkeleri aralarında paylaşırken ortaya çıkan göçlerin yükünü Türkiye’ye havale ederek ne yaparsanız yapın diyorlar. Bu tavır sebebiyle Türkiye olarak bu emperyalist sömürgeci güçlerle ilişkilerimizi gözden geçirmek mecburiyeti vardır. Çünkü onlarla sürdürdüğümüz stratejik müttefiklik ilişkisi zararımıza işlemektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi