D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Savaş Türkiye İle

Savaş Türkiye İle

Suriye’deki kirli savaşın gerçekte Türkiye’ye karşı yapıldığını görmekte daha fazla geç kalmayalım. Savaşa bugüne kadar bulaşanlar gözönüne getirilirse, bu çok açık olarak görülüyor. Tarihen iki hasım devlet: İran ve Rusya bu savaşın en görünür aktörleri. O iki Türkiye düşmanı gücü piyasaya süren kim? Elbette ABD! 

Bütün bunları bildikten sonra Suriye meselesinin seyri konusunda doğru değerlendirmeler yapılabilir. 

Suriye savaşı bir Amerikan tezgâhı!

Çıkışı ayrı bir fasıl, bugünkü seyri tezgâhı apaçık ortaya koyuyor. Türkiye’nin akilleri bunu görmemekte direndiler. Kağıt üzerinde ABD dostumuz ve stratejik ortağımız. “Amerika bizden vazgeçemez” avuntusu ile bugünlere geldik. 

Bunun anlamı şu: Türkiye ABD stratejisine uyduğu nisbette ortaktır! Ortak bir stratejide anlaşıldığı için değil. 

Batı emperyalizminin bugünkü patronu ABD Ortadoğu’da nasıl güçlü olabilir? İsrail’siz olmaz. İsrail’i yaşatmak, daha da ötesi, her şeye rağmen bölgede dokunulmaz kılmak ilk şarttır. Bölgede İsrail’den hiza tutan bir sistem kurulabilir. Böyle bir sistemin kurulmasının önündeki engel Türkiye’dir, Türklerdir!

“Türk” kelimesini kullanmaktan imtina etmeyelim. Çünkü Türk etnik bir kavram değildir, elbette bir etnik Türk kavramı vardır fakat bu topraklarda bir sürü etnisiteyi içinde barındıran bir Türk kavramı da vardır. Türkler bu coğrafyayı bin yıl yönettiler. Düzeni sağladılar, adaleti tesis ettiler. 20. yüzyıla kadar bu bölge halklarının rızası ile yürüdü. İngiliz emperyalizmi bu rızayı hiçe sayıp Ortadoğu’da Hüseyin üzerinden bir isyan başlattı. Bu ihanetin bölgeyi barış içinde yaşatacak bir yeni otorite inşa etmediğini biliyoruz. Bu parçalanmanın başlangıç noktası idi. 

Türkler şanla şerefle, bin yıl yönettikleri coğrafyadan el çektirildiler. Elbette orada yerleşmiş unsurları yerli yerinde kaldı ve araziye uydu. Osmanlı sonrası Ortadoğu yüz yıldır dünyanın huzursuzluk kaynağı. İsrail faktörü bölgenin istikrarının önündeki en önemli engel. Her istikrarsızlık bölgenin Osmanlı ve Selçuklu geçmişini hatırlatıyor. Kendini yöneten bir coğrafyanın kilidi Türklerde, Türkiye’de. 

ABD İsrail’i uslandırarak Ortadoğu’yu istikrara kavuşturmak yerine, İsrail’i güçlendirerek kendi zor istikrarını tesis etmek istiyor. 

Bunu fiilen mücadele ederek yapamayacağını bildiği için İslâm dünyasını kendi içinde çatıştırma yolunda güçlü adımlar atıyor. İlk adım, Irak’a yapılan müdahale idi. Irak yüzyıllarca sünnilerin yönettiği Şii nüfusun yoğun olduğu bir ülke idi. ABD Sünnileri yok saydı, Şiiliği Bağdat’ın hakimi yaptı. Bununla yetinmedi, Irak’ı Şiilikten ötürü İran’ın tesirine açtı. İran sadece Irak’ta değil, Yemen’de de güç gösterecek hale geldi. İran’ın Suriye savaşında bir aktör olarak tanınması, daha derin bir hamledir. Nükleer konusundaki mesele çözüldükten sonra, ABD’nin Suriye’deki meşru güçlerinden biri de İran olmuştur. 

ABD’nin bununla de yetinmediğini görüyoruz: Son hamle Rusya’nın sahaya sürülmesi!

Bu on yıl, hatta beş yıl önce dillendirilse idi, kimse ciddiye almazdı. Şimdi ABD’nin Suriye’deki en güçlü eli Rusya’dır. Ya YPG? 

YPG şu sıralar İran’ın, Rusya’nın ve ABD’nin gözdesidir. 

Neden? 

Türkiye’yi tehdit için bu Stalinist örgüt kullanılacaktır. Türklerle Araplar araya Kürt görünümlü Stalinist örgüt sokularak tamamen ayrılacaktır. 

Suriye’de Amerikan stratejisinin özü Türkiye’nin bölgede güçlenme eğilimine sınır çekmek ve Sünni İslâm’ın bütünleşmesini önlemektir. Bunu görmeden atılacak hiç bir adım, takip edilecek hiç bir strateji sonuca ulaşamaz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi