Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Uzlaşmamak üzere bir araya gelmek!..

Uzlaşmamak üzere bir araya gelmek!..

ANAYASA Uzlaşma ya da Mutabakat Komisyonu çalışmalara başlayamadan dağılmış. Bana göre beklenen bir sonuç ortaya çıktı. Çünkü daha işin başında uzlaşmak için değil uzlaşmamak için bir araya gelen temsilcilerin mutabakat sağlayarak yeni bir anayasa yapmaları mümkün değildi. Yani, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun görevi yeni bir anayasanın nasıl yapılabileceğini değil, yapılamayacağını göstermekti. Daha komisyon oluşmadan partiler kendilerine göre kırmızıçizgiler ilan etmiş, katı bir tavır takınmışlardı. Böyle olunca uzlaşma masasının devrilmemesi mümkün değildi. Meseleye bu açıdan bakıldığında ortada kesinlikle insanı şaşırtan, sürpriz bir durum yok, beklenen bir sonuç söz konusu. Geçen dönemde de yeni bir anayasa yapmak için komisyon oluşturuldu, uzun süre çalışıldı hatta bazı maddeler üzerinde anlaşma sağlandığı ilan edilmiş olmasına rağmen üzerinde uzlaşılan 60 maddenin hayata geçirilmesi bile mümkün olmadı. Yeni bir anayasa hazırlanması hususunda uzlaşma iddialarının samimi olmadığı görüldü. Başarısızlıkla sonuçlanan geçen dönemde 60 madde üzerinde uzlaşıldığının ilan edildiği günlerde bile Meclis’te temsil edilen 4 partinin mutabakatı ile yeni bir anayasa yapmanın mümkün olmayacağını bu köşede dile getirdim. Aynı düşüncemi bu dönem için başlatılan yeni anayasa hazırlama çalışmalarının gündeme gelmesi ve komisyon kurulmasının ardından da ifade ettim. Keşke yanılmış olaydım da yeni bir anayasa hazırlanabilmiş olaydı. Bu bakımdan artık Meclis’te temsil edilen partilerin uzlaşması ve oy birliği ile yeni bir anayasa yapmak ya da yapıyor görünmekten vazgeçerek bunu en çok isteyen bir ya da iki partinin uzlaşması ile yeni bir Anayasa’yı Meclis’ten geçirerek halkoyuna sunmaktan başka bir yol yoktur. Olduğunu söyleyenler ya hayal âleminde yüzüyorlar ya da bunu yaparken halka, “Biz istiyoruz ama diğer parti ya da partiler istemiyor” görüntüsü vererek oyalamaya çalışıyorlar.

Bu noktada iktidar yanlısı medyanın ifade ettiği gibi CHP masayı devirmiş ya da masadan kaçmış ise diğer iki parti ya da birisi ile anayasa hazırlama çalışmalarını sürdürmek gerekmez mi? Çünkü CHP’nin her fırsatta tekrarladığı kırmızıçizgilerini koruyarak yeni bir anayasa hazırlamanın mümkün olmayacağı açıkça ortada idi. Özellikle de başkanlık sisteminde iktidar partisinin ısrar etmesi durumunda toplanan komisyonun sadece görüntüden ibaret kalacağı da kimsenin meçhulü değildi. Yani, iktidar kanadı başkanlık sistemini yeni anayasa için olmazsa olmaz şart olarak sürdükçe, CHP ve diğer partilerde bu şarta sonuna kadar karşı oldukları sürece komisyon kurulması bile gereksizdi. Kaldı ki, bazı partilerin başkanlık sistemini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsı ile birlikte algıladıkları, olaya, “Erdoğan’ı başkanlık koltuğuna oturmayacağız” noktasından baktıkları sürece daha işin başında yeni bir yol haritası çizilmesi, yeni anayasanın hazırlanmasını 4 partinin uzlaşmasına bağlamaktan vazgeçilmesi gerekiyordu. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın komisyon kurulması ile birlikte başkanlık sistemi ile ilgili bir kampanya başlatması, bunun için Anadolu’yu dolaşacağını ilan etmesi de başta CHP olmak üzere diğer partileri rahatsız etmiş olabilir.

Gelinen noktada daha önce de belirttiğim gibi ya başkanlık sistemi bir süre rafa kaldırılmalı ya da bu işi iktidar partisi bulacağı dış desteklerle halletmelidir. Bunun da ülkede ciddi sıkıntılara yol açacağı, zaten gergin olan siyasi ortamı daha da gereceğini görmek gerekiyor. Hemen belirteyim ki, iktidar partisi başkanlık sisteminden vazgeçmiş olsa bile 4 partinin her konuda mutabakatı ile yeni bir anayasa hazırlamak mümkün olmayacaktır. Çünkü başkanlık sistemi ile ilgili tavır ön planda tutuluyor ama özellikle CHP’nin özgürlükçü ve sivil anayasadan anladığı ile iktidar kanadı ile iki partinin anladığının aynı olmadığını düşünüyorum. Ancak, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun daha işin başında dağılmış olması en azından zaman kaybını önlemiş oldu. Olayı masa devrildi gibi tanımlamanın da anlamı yok. Çünkü kurulmamış masanın devrilmesi söz konusu olabilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi