Kemal Belgin

Kemal Belgin

Ne yazık ki!

Ne yazık ki!

GALATASARAY’LA Lazio’nun arasındaki UEFA Kupası eleme maçı 1-1 bitti. Bunu herkes biliyor. Ama bilinmeyen, ya da farkına varılamayan önemli bir noktası var bu maçın... O da futbol dünyasının önemli ülkelerinden olan İtalya ile bizim Türkiye’nin futbol anlayış farklılıklarıdır.

Galatasaray maçı kazanabilirdi de... Ama bir futbol takımının 2016 yılında hücuma nasıl kalkacağı, savunmaya nasıl döneceği, hücumda sahaya nasıl yerleşeceği, rakibin savunma bölgelerinde ne gibi çeşitlemeler yapacağı çok önemlidir. Tabii ki aynı takımın savunmasına dönerken, sahayı nasıl parselleyeceği, rakibe alan nasıl bırakmayacağı, birebire nasıl özen göstereceği de çok önemlidir. İşte bugün kriz yaşadığı söylenen Lazio bütün bunların hepsini yaptı desek yeridir. En azından maçın yüzde seksenlik bölümünde... Ya biz, yani Galatasaray? Açık ve net söylersek koca maçın toplasanız belki de sadece 5 veya 10 dakikası arasında...

Buraya kadar olanı futbolun temeli üzerinde idi. Şimdi Mustafa Denizli hocaya soralım bakalım... Donk’la Chedjou’yu çift ön libero oynatarak kendi sahanızda gol yememeyi garanti altına aldınız. Tamam... Peki, Podolski ne kadar katılır buraya? Sneijder gibi bir yıldızı sahanın sol kenarına hapsetmek de nedir? Siz hiç bu Hollandalının geldiği ünlü takımlarda böyle bir görevle oynadığına tanık oldunuz mu? Hollanda milli takımı da dâhil... Selçuk’a daha kısa ve dar bir alan bırakarak daha etkili olmasını istemişsiniz belli ki! Tamam da Podolski’yle duvar işi yapması kolay mı sizce? Yani Denizli hoca demiş ki, “Bu Lazio krizde... Ama İtalyan... Bize bu maçta gol atmasın yeter...” Peki, sen atabilecek misin bu kadro ile? İşte tek falsolarında buldu Galatasaray golü...

 Geçen sezon üç kupa ile bittiğinde yazıp söylemiştim... Bu Galatasaray takımına büyüklüğü, şöhreti ile paralel olacak en az dört veya beş futbolcu lazım diye... Öyle mi oldu? Hayır! Sadece “aldık mı, ne haber” anlayışı çıktı karşımıza... Bence bu maçta Galatasaray’ın tek kazancı nedir biliyor musunuz? Umut’un 77. dakikada oyuna girdikten sonra kendini toparlamış görünmesidir. Attığı kafa da bunun en belirgin işaretidir. İtalyan takımı istediğini aldı. Kendi liginde genelde çabuk yıkılan bu takım bile, günümüz futboluna uygun neler neler yapmadı... Bu arada önemli bir noktayı daha işaret edeyim. Fiziksel üstünlük alabildiğine göze çarptı. Yani onlar çarptıklarını yıktılar, onlar ikililerde hep üstün çıktılar. Sahayı zaman zaman komple parsellediler... Bizim takım da koştu ama sadece koştuk... Ne yıkabildi, ne de mesafe kazanabildi.

Rövanş mı? İnşallah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi