D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Ben Senin Düşmanınım” Daha Nasıl Denilir?

“Ben Senin Düşmanınım” Daha Nasıl Denilir?

Ankara’da, Genelkurmay’a bir kurşun atımı mesafede 28 şehitli bir terör saldırısı... Ardından resmî gayri resmî teröre lânet, teröriste lânet açıklamaları...

Teröriste lânet” diyemeyenler var... Bunlar hem de ülkenin Meclisi’nde yuvalanmışlar.

Teröre lânet” diyemeyen ne demiş olur? 

Aferin bizimkiler, Türk ordusunun şu kadar personelini öldürdünüz...”

Bu ülkede şehit cenazelerine katılan milletvekilleri var. Devletin canevinden vurulduğunu gören ve bu uğurda öldürülenlere gerekli saygıyı gösterenler...

Peki başka “milletvekilleri” bu kanlı saldırının faaili teröristin cenazesine katılır, taziyesinde bulunursa ne yapmış olur? 

Daha açığı: “Ben senin düşmanınım, hem de kanlı bıçaklı” nasıl denilir? 

Bunun adı “demokrasi” filan değil. Burada hak ve hürriyet sözkonusu olmaz. Burada düşmanca fiilin yüceltilmesi var. 

Düşmanlık edene, bunu siyaset olarak yürütene söylenecek bir şey yok mu? Bunlar hatta, terör eylemini yapan teröristten daha şerefsiz, daha ahlâksız. 

Bu vicdan yoksunları, ağızlarını açtıklarında barıştan söz ediyorlar, insanlıktan söz ediyorlar. Fiiliyata gelince savaş tahrikçiliğinin dibini buluyorlar. 

BU ÜLKEDE BİR ŞEYLER YANLIŞ GİDİYOR 

Türkiye’nin düşmanları ister silah kullansın, ister silah kullananların alanını genişletmek veya onlara zaman kazandırmak için siyaset yapıyor görünsün, gereken karşılığı görmeli. Halk da devlete düşmanlığın maliyeti olduğunu bilmeli. 

Burada İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğunu bir kenara yazalım. Adalet mekanizması neden harekete geçmez? Onu da bir tarafa bırakalım, bu teröristi yücelten güya milletvekilleri yarın Meclis’teki koltuklarına oturacak mı? 

Bu mümkünse, neden terörizmle savaşıyoruz? 

Meclis başkanının yapabilecekleri vardır herhalde. 

O onun işi...

Asıl sivil toplumun ayağa kalkması lâzım...

Malûm Türkiye’de “sivil toplum” denilince kanunla kurulmuş, devletten destekli, ödenekli odalar, sofalar, sendikalar... vesaire anlaşılıyor. Bunlar zaman zaman bir araya gelip sade suya tirit açıklamalar yapıyorlar. 

Bunların tıkırı yerinde, tuzları kuru. Memleketin dertleri ile dertlenen gerçek sivil toplum kuruluşları iyice kenara itilmiş durumda. 

Sivil topluma düşen iş bugünlerde şudur: “Meclis teröristlerin şov yapacağı bir yer değildir!”

Teröre destek olduğu apaçık meydanda olanlar Meclis’e girmeyi unutsun. Eğer bâtıl davalarının sahibi iseler, gerçek yerleri dağdır, silahlı taraftır. Meclis’imizi bunların kirletmesine müsade edilmemelidir. 

Türkiye’de sivil toplum varsa, bunun için harekete geçer!

✶ ✶ ✶

MHP sizlere ömür mü? Ülkücü gençlik mevta mı? Bunların telinden çalan gazeteler hükümete saldırmaktan gerçekleri göremez hale gelmişler. Hadi gösterin milliyetçiliğinizi, ülkücülüğünüzü...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi