Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Destek çekilsin sadece PYD değil, örgütlerin hepsi biter

Destek çekilsin sadece PYD değil, örgütlerin hepsi biter

Bazı okuyucularım yazılarımın altına yorum ekliyorlar. Bu yorumlar ister beğeni ister eleştiri ifadesi olsun hepsini okuduğumu ve yararlandığımı belirtmek isterim. Sadece, yazımın bütünlüğü içinden bir cümleyi ele alıp o cümleyi yazımın merkezi kabul ederek yapılan eleştiriler sebebiyle anlaşılmamaktan kaynaklanan üzüntüm oluyor. Söz gelimi adına ister Haçlı ittifakı, ister Batılı ülkeler, ister isimlerini zikrederek ABD, AB ülkeleri ve Rusya şeklinde nitelendirdiğim aslında hepsi birden Haçlı ittifakı olarak ifade edilebilen ülkelere yönelik eleştirilerime karşı, “Hep Haçlıları suçlayarak bir yere varılamaz. Haçlılar karakterlerinin gereğini yerine getiriyorlar. Önemli olan ülkeyi yönetenlerin tutumu” şeklinde eleştiri alıyorum. Elbette, ülkemizin yaşadığı olumsuzlukların birinci derecede sorumluları dün ve bugün ülkeyi yönetenlerdir. Aslında hemen her yazımda yıllardan beri Batı’yı erişilmesi gereken hedef olarak gören ve insanımızı bu hedefe çoğu zaman zorla yönlendirmeye çalışan kadrolara dikkat çekiyorum. Yani, başımıza gelenlerden sadece Haçlıları sorumlu tutmuyor, onların gizli düşünce ve planlarına dikkat çekmeye çalışıyorum. Kısacası, düşmanın ısırmasını engelleyecek bir takım tedbirlerin alınması gerektiğine vurgu yapıyorum.

Söz gelimi iktidar yanlısı bazı medya organlarında geçtiğimiz aylar boyunca yoğun bir İran aleyhtarı kampanya yürütüldü. Özellikle Suriye’de yaşanan tüm olumsuzluklar İran’a yıkılmaya çalışıldı. Böylece bölgemizde bir mezhep savaşı çıkmasını isteyen sömürgecilere hizmet edilmiş oldu. Türkiye adeta bir çatışmaya zorlandı. Böyle bir yaklaşımın yanlışlığına dikkat çekerken maksadımın İran’ı savunmak olmadığını vurgulamaya gerek duymadım. Sadece, bölgemizde karışıklıkların ana tetikleyicisinin başta ABD olmak üzere AB ülkeleri ve Rusya olduğuna dikkat çekerek İran’ı birincil düşman ilan etmenin gerçek düşmanı gizlemek anlamına geldiğini belirtmeye çalıştım. Ne var ki kolaycılığı seçen bir takım yazarlar ‘vur abalıya’ misali bölgemizi işgal ve dengeleri alt üst edenlerin ABD ve AB ülkeleri değil de tek başına İran gibi takdim edenler bilerek ya da bilmeyerek işgalcilere hizmet etmiş oldular. Bereket Türkiye ve İran’ı yönetenler bu oyuna gelmediler.

Gelinen noktada İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Suriye barışı için İran’la aynı düşünüyoruz” açıklaması bundan sonra olsun bazı iktidar yansı medyayı uyaracaktır. Çünkü bölgemiz karıştıkça ayrılıklar körükleniyor, düşmanlıklar kalıcı hale geliyor. Bundan da bölge ülkeleri zarar görürken, sömürgeci güçler hedeflerine daha kolay ulaşmanın imkânını elde ediyorlar. Dengelerin bozulması sonucu meydan terör örgütlerine kalıyor. Terör örgütlerini destekleyenlerin sömürgeci güçler olduğu düşünüldüğünde ortaya çıkan boşluktan yararlanan terör örgütleri ülkeleri işgal etmek, yönetimleri ele geçirmek sevdasına kapılıyorlar. Bu noktada Suriye Kürt Ulusal Konseyi temsilcisi Abdülhakim Beşar’ın açıklamasına dikkat çekmek istiyorum:

“PYD’nin federasyonunu kimse tanımıyor. Amaç Esad’ı korumak ve  bölgeyi karıştırmak. Uluslararası güçler desteğini çeksin PYD’nin birkaç günlük ömrü var.”

Bu köşede sıkça ifade ettiğimiz, “Dış desteğe sahip olmayan hiçbir terör örgütü uzun ömürlü olamaz” değerlendirmemizin bir başka açıdan ifadesinden ibaret. PYD’ye yönelik bu değerlendirmeyi tüm terör örgütleri için söylemek yanlış olmaz. Bu bakımdan yaptığımız değerlendirmeleri sadece bir ucundan ele alıp ona göre genel bir yoruma ulaşmanın doğru olmayacağını belirtmek istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi