Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan

‘Caz kalpli İstanbul’u sever misiniz?

‘Caz kalpli İstanbul’u sever misiniz?

Eğer yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz yıllarda bir gazetede caz festivalinin başladığı günlerde şöyle bir başlık vardı: Caz kalpli İstanbul... Herhalde cazı İstanbul’a yakıştıran bir ifade ancak bu kadar güzel olabilirdi. 17 Haziran’da başlayacak olan 23. İstanbul Caz Festivali vesilesiyle şiirin ve müziğin başkentine yeniden selam vermek istedim.

Biliyorum, hepimizi acılara, kederlere boğan zalim bir terör yüzünden hiçbirimizin şiire, müziğe, mimariye kısacası sanatsal coşkulara ayıracak vaktimiz de, mecalimiz de yok. Ama kalbimizi kurutamayız ki... Unutmayalım, eğer hayata ara verirsek kazanan terör olacaktır.

Uzun yıllardır kendi çapımda bir caz dinleyicisi olmaya çalışıyorum. Başta Türk musikisi olmak üzere, klasik batı müziği ve rock müziğini de mütevazi bir şekilde dinlediğimi söyleyebilirim.

***

Benim için özellikle ruh hallerime de bağlı olarak her müziğin belli dinleme zamanları vardır. Özellikle kendime ait zamanlarda kalbimi ayarlayıp, benim için cazın dahi isimleri olan Miles Davis ve Marcus Miller’in şarkılarıyla içimde dolu dizgin yolculuklara çıkarım. Bazen Itri’nin o muhteşem bestesi Tuti-i Mucize Guyem’le, bazen de Vivaldi’nin Dört Mevsimi ile kalbimi teselli ederim.

Rockın efsane isimleri elbette her zaman bana eşlik etmeye devam ediyorlar. Ancak 1980’li yıllarda kendimi adeta Cahit Zarifoğlu şiirinde kaybeder gibi parçalanarak dinlediğim bir Jimi Hendrix var ki Freedom şarkısıyla her gece uzak limanlara kaçardım... Jimi Hendrix bir gitar virtüözü ve rock tarihinin en etkili müzisyenlerinden birisi.

***

Aslında bu yazıya başlarken neden Marcus Miller’in bu yıl festivale katılmayacağını sorgulayacaktım ama görüldüğü gibi başka yollara saptım ve söz bir türlü Marcus Miller’e gelmedi. Grammy ödüllü dillere destan basçı Marcus Miller’in adını bu yılki İstanbul Caz Festivali’nde göremediğim için biraz üzgünüm. Zira o festivalin bir klasiği haline gelmişti, keşke bu yılda bir kez daha dinleyebilseydik. O bir dahi... 20’li yaşlarında, efsane Trompetçi Miles Davis’le çalmaya başlamış, sonrasında Stevie Wonder, Luther Vandross, David Sanborn gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşmış, Elton John’dan LL Cool J’e pek çoklarına albümlerinde eşlik etmiş bol ödüllü bir müzisyen.

***

Neyse fazla dert etmeye gerek yok, bu yıl da 23. İstanbul Caz Festivali’ne cazın çok önemli isimleri geliyor.

Mesela disko ve funkın efendisi, Madonna’dan David Bowie’ye hafızalardaki hit şarkıların neredeyse üçte birine imza atan Nile Rodgers. 

Mesela Amerikalı caz vokalisti ve 2014 Grammy ödüllerinde “En İyi Caz Albümü” ödülünü alan Gregory Porter ve 2000’lerin Aretha Franklin’i olarak da anılan Joss Stone geliyor.

Umarım her zaman daha az üzüleceğimiz, hatta hiç üzülmeyeceğimiz ‘caz kalpli’günlerde kalırız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ocaktan Arşivi