ZAMANE Müslümanları, Şeriat nizamında yaşayabilir mi? Başka bir deyişle Şeriat kurallarını kaldırabilir mi?

Bu soruya, çoğunluk için müspet cevap veremeyeceğim.

Müşrikler, münafıklar, kâfirler, mürtedler bin şeytanî desise ile İslamın içini boşaltırken, Müslümanların bir kısmını da alabildiğine bozdular, koflaştırdılar, dinî konularda şuursuz hale getirdiler.

Şeriatın hükümleri, emirleri, yasakları, haramları, hududu (sınırları) vardır. Bunlara uyabilmek, bunları kaldırabilmek için İslam’ı yeterli seviyede bilen Müslüman olmak gerekir.

Bir örnek vereyim:

Cuma ezanı okununca bütün Müslümanların işyerlerini, dükkanlarını, bürolarını, atölyelerini kapatıp camilere, Allah için namaz kılmaya seğirtmeleri gerekir. Bugünkü Müslümanlar bunu yapabiliyor mu?

Ramazan gelince, o mübarek ayın gündüzünde hiçbir Müslüman yiyip içemez. Bugünün Müslümanları bunu yapabilir mi?

Müslümanların yüzde kaçı Şeriatın tesettür ve hicab kurallarına uyabilir?

Ben Müslümanım demek kolaydır ama Şeriata uymak zordur.

Müslüman halkı Şeriat konusunda sıkı bir eğitimden geçirmek gerekir.

Şeriat, Kur’an ve Sünnetten çıkartılmış hükümlerin tamamına verilen isimdir. Şeriat İslam demektir. Hem Müslüman olacak, hem Şeriatı inkar edecek. Bu ikisi bir arada olmaz.

“Şeriat Nedir?” unvanlı mükemmel bir risale hazırlanacak, ilk baskısı bir milyon adet yapılacak ve halka dağıtılacak… İçindeki bilgiler öğretilecek, ezberletilecek… Bunu yapıyor muyuz, yapabiliyor muyuz?

Böyle bir hizmeti, bir cemaat bir grup bir tarikat bir fırka veya hizip yapamaz. Bütün cemaatler ve tarikatlar birleşecek, hep birlikte hazırlayacaklar.

Müslüman halk Şeriat nedir, belli başlı hükümleri nelerdir, iyi bilecek.

Şeriat konusunda bir uyanış, bir derlenip toparlanış, bir ıslah hareketi böyle başlar.

Ellerinde milyarlarca dolarlık maddî imkan bulunan Müslümanlar bunu niçin yapmıyor?

Bu ülkeye elbette Şeriat gelecektir… Ne zaman?.. Mehdi’nin hurucundan, İsa aleyhisselamın nüzulünden sonra…

Melhame-i Kübra’lardan, korkunç kanlı savaşlardan sonra…

Ortadoğu’da her şeyin allak bullak olmasından sonra…

Üçüncü dünya savaşından sonra…

Ellerinde imkan ve fırsat bulunan sorumlu Müslümanlar keşke, halkı şimdiden eğitseler, uyarsalar, aydınlatsalar.

Şeriat Kur’an demektir… Şeriat Sünnet demektir… Şeriat İslam demektir… Şeriat kutsaldır… Şeriatın sınırları hükümleri, emirleri, yasakları, öğütleri vardır… Şeriata aykırı ve zıt her şey hederdir, sapıklıktır…

İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat hizmetleri paraya, dünyalığa alet edilemez. Bu hizmetlerin Allah rızası için ihlasla yapılması gerekir. İhlas olmazsa, hizmetin bereketi olmaz.

Yazımda bahs ettiğim Şeriat risalesini hazırlayacak, yayınlayacak hürriyet, imkan, fırsat var ama bu iş yapılmıyor. Ne büyük eksiklik, ne büyük gaflet, ne büyük himmetsizlik ve gayretsizlik…

Ey bilenler, ey sorumlular, ey vazifeliler, ey pabucu büyük Müslümanlar!.. Bu işi niçin yapmıyorsunuz?

Müslüman halkın büyük kısmı Şeriat konusunda cahil kalmışsa, bunun mes’uliyeti bilenlere ait değil midir?

Şu hususun da altını çizeyim: Şeriat risalesini hazırlayacak hocalara bir kuruş telif ücreti bile verilmemelidir. Allah için çalışıp yazsınlar.

Şucu bucu ocu cemaatler, tarikatlar, hizipler veya fırkalar!.. Niçin böyle hayırlı konularda birleşmiyor, aranızda işbirliği yapmıyorsunuz?

Şeriat-ı Garra-i Ahmediyye Allahın bize büyük nimetidir. Türkiye, İslam dünyası, insanlık alemi Şeriatla barışa, huzura, âsâyişe, selamete, afiyete kavuşur.

Yazık bin kere yazık ki, Şeriat hizmetlerine, camilerdeki klima cihazları, yahut ceplerimizdeki akrep cep telefonları kadar önem vermiyoruz.

Ve sen, kendisini dev aynasında gören iki yüzlü kaba sofu, sana soruyorum:

Kanunlar müsait olduğu halde miras taksimini niçin Şeriata göre yaptırmadın?

10 .04.2016