Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Amellerin değerini ne belirler?

Amellerin değerini ne belirler?

Et ve kemikten yaratılıp içindeki ruhla harekete geçen insan bedeni bir komutayla yürür, koşar, durur, geri gider, ilerler vs.

Bedeni harekete geçiren etkene baktığımızda karşımıza sevgi melekesinin çıktığını görüyoruz… Nereye gitmek istediğimizi belirliyoruz/niyet ediyoruz ve o bedeni o adrese doğru sürüyoruz…

Bazı adresler vardır ki birçok sebepten ziyaretçiler kabul eder… İyi niyetli olanları da kabul eder, kötü niyetli olanları da… Sonuçta hangi niyetle gelirsen gel, aynı ameli işlemiş olursun…

Hele de bu amel bir ibadetse, kendisine ibadet edilen varlık/Allah, kendisine sunulan amelde ilk olarak hangi niyetle yapıldığına bakar… Sadece kendisi adına yapışmışsa o amel, tarafından kabul görür… Ama o amelde başka bir isim görürse işte o zaman o amel o kişinin başına büyük bir bela olarak çıkar… Keşke o ameli yapmamış olsaydı da elleriyle kendisini tehlikeye atmamış olsaydı…

Allah’a sunulan bir ibadet ister ecri en büyük bir ibadet olsun ister ecri en az olsun fark etmez… Önce hangi niyetle yapıldığına bakılır…

Bu hafta için seçmiş olduğum hadisimiz tamamen niyetle alakalı… Bakalım o amel için niyetin farklı olmasıyla neler kaybediliyormuş;

Ebu Musa  (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselâm)'e, şecaat olsun diye veya hamiyet (kavmi, ailesi, dostu) için veya gösteriş için mukatele eden kimseler hakkında sorularak bunlardan hangisi "Allah yolunda"dır? Dendi. Resulullah: "Kim, Allah'ın kelamı yücelsin diye mukatele ederse, o Allah yolundadır" diye cevap verdi."[1]

Evet…

İki cümlelik bu hadisimizde çok dersler ve ibretler vardır… Şimdi dersler ve ibretlerden birkaçına bakalım;

Hadisimizdeki dersler ve ibretler:

Sahabeler Allah’ın resulünü gördüklerinde ahiret merkezli sorular sorarlardı… Bu da onların Ahiret günün olan imanlarının ne kadar zirve yaptığını gösterir.

Sahabeler, Allah’ın resulüne bazen belirli miktarda gaybdan haberler verdiğine iman ediyorlardı. Bu yüzden gayb ile alakalı sorular da yönetiyorlardı.

Sahabeler işlenecek olan bir amelin kabul şartlarını amel etmeden önce sorarak öğreniyorlardı… Bu da salih amele vermiş oldukları önemi gösterir…

Allah yoluna çıkartan sebepleri tek tek zikretmeleriyle hangi sebep ya da sebebin ecir getireceğini öğrenmeleri ecir avcıları olduğunu gösterir.

Soruyu dikkatli incelediğimizde cihada çıkartan üç etkenin zikredildiğini görüyoruz. Ve bu üç etkenin hiçbirisinin Allah’ın razı olmadığı amellerin olmasının bir başka hikmeti de kim bu niyetle cihada çıkmak istiyorsa bakalım Allah razı olacak mı? Sorusuna alınacak cevaptır…

Sahabeler, hiç çekinmeden sorularını sorarlardı… İçinde zerre kadar şüphenin kalmaması için azami gayret gösterirlerdi.

Resulullah aleyhisselamın vermiş olduğu cevaba baktığımızda ilk üç maddeyi eleştirip sözü uzatmayarak İslam davetçilerine bir yol göstermiş oluyor…

Vermiş olduğu cevap sadece Allah yolunda olursa olur demeyip cümle içinde gerekli açıklamaları da yapıyor…
Allah’ın kelamının yüceltilmesinin ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor… Çünkü cihad gibi bir ibadet tam bir riya malzemesi olduğu için bu malzemeden uzak durmak başlı başına bir cihaddır… Bu yüzden zor olan bir ibadetin ecri de aynı derecede büyüktür.

Cihad gibi bir ibadete sahabelerin talip olması

[1]  Buharî, Cihad 15, Hums 10, İlim 35, Tevhid 28; Müslim, İmâret 149, (1904);

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi