D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Ergenekon: Bir Varmış Bir Yokmuş!

Ergenekon: Bir Varmış Bir Yokmuş!

Ergenekon var mıydı, yok muydu?

Dün vardı, bugün yok! Gerçekten böyle mi? 

Yahut da, Yargıtay’ın kararı nasıl yorumlanmalı? Yargıtay, kararı bir sürü hukukî gerekçelerle bozdu. Hukuk ihlalleri, Ergenekon’un yokluğu anlamına gelir mi? 

Mahkeme davayı görürken hukuk ihlalleri yaptı…Burası tamam, bu ihlaller yapılmasa sonuç ne olacaktı? Yeniden yargılamada bunu göreceğiz elbette. 

Fakat Yargıtay kararının mahkemeye ulaşmasını ve davanın yeniden görülmesini beklemeden sanki nihai karar verilmiş gibi bir hava oluşturuldu. Bu hava en çok da geçmişte darbecilerle içli dışlı olan basın yayın organlarında hissedildi. 

“Ergenekon yoktur!”

Bu Türkiye’nin 1990’lı, 2000’li yıllarında darbeci temayüller, şiddet ve zorlamalar, tehditler, baskılar olmadığı anlamına mı gelir? Yoksa, “vardır ama, cezayı gerektirmez” manasına mı alınmalıdır? 

Ergenekon, darbeye dönüşememiş olan 28 Şubat’ın davasıdır. Halk seçimle sözünü söylüyor, millî irade tecelli ediyor, devletin ittihatçı geleneğini sürdüren güçleri bu sözü tesirsiz bırakmaya çalışıyor. Bu tesirsizleştirme yöntemleri içinde neler yok ki? 

Konu “gayri nizami harp” olarak algılanırsa, neler olmaz! Gizli cephanelikler, bombalar, patlayıcılar, her türlü silah, soba borusuna benzeyen” lav silahları…

Elbette bunlar olunca, bunları kullanarak dehşet uyandıracak, sistemi sarsacak eylemler ve bu eylemleri yapacak elemanlar da olacak. 

Türkiye’de siyasetin yargıya müdahalesi üzerine çok yazılıp çiziliyor. Bir zamanlar yargı-silahlı bürokrasi ilişkilerinin ne kertede olduğunu hatırdan çıkarabilir miyiz? Kendimizden örnek verelim: Askerleri bağlayan kanunlara göre, iki asker bir araya gelip dilekçe veremezken 312 general emirle bir araya getirilip dava açıldı ve mahkeme şıpın işi karar verdi. Neyse ki, Yargıtay bu kararı lehimize bozdu! Sebep eksik inceleme! Hâkimin acelesi vardı, incelemeye vakti yoktu, hatta bilirkişi tayini için bile vakıt bulamadı!

Sonra bilirkişiler görevlendirildi ve mahkeme lehimizde karar verdi. Peki hakim neden bu kadar usulsüzlük yaptı? Tahmin edemeyen varsa, onlara yardımcı olabilirim!

Ergenekon davasının bugünkü safhaya gelmesinin sebebi haklı bir davayı kendi güç zeminini oluşturmak için kullanmak isteyen bir yapının varlığı. Bunun için sahte delil üretmek dahil her şeyi yaptıklarını artık biliyoruz. Ergenekon davasını oyuna, eğlenceye, hatta tiyatroya çevirdiler. Gözümüzün önünde oynanan oyunun son sahneleri hepimizi davadan soğuttu. Bu gerçeği ne kadar değiştirebilir ki? 

Şimdi bilhassa sorgulanması gereken hususlardan biri şu: Dava boyunca Türkiye’nin dokunulmazlarına dokunuldu, emekli veya muvazzaf paşalar derdest mahkemeye çıkarıldı. Ergenekon’un üniversite ayağı da payını aldı. Bir tek medya ayağı dokunulmaz kaldı. Bunun hangi şantajlar pahasına sağlandığını düşünmemeli miyiz? Ergenekonun gazetecileri yargılanmadı… Bu sevinç onların sevinci. Ordunun en yüksek kademesindekileri itibarsızlaştıranlar, her fırsatta darbecilere çanak tutan medya mensuplarını neden dokunulmazlık zırhına sardılar? 

Ergenekon davası gerçek anlamda asıl şimdi başlıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi