Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

USTA

USTA

Gazeteleri, haber sitelerini açtığımızda, bizi klişe muhabir cümleleri karşılar:

“Filanca yerde gergin bekleyiş sürüyor.”

“Şu kadar yıl sonra bir araya gelen eski dostlar hasret giderdiler.”

“Falanca yerde yaşanan hadisede filan örgütün parmağı olabileceği yönündeki şüpheler yoğunlaşıyor.”

“İsminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili gazetemize açıklamalar yaptı.”

“Milli bayram yurtta, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde çoşkulu törenlerle kutlandı.”

Zaytung gibi haber-parodi siteleri neredeyse tamamen bu klişeleri kullanaranak yazılan uydurma haberler üzerine kurulmuştur.

Bu tür klişelerden birisi de şudur:

“Usta gazeteci filanca gelişmeleri sizin için değerlendirdi...”

Ne zaman bu ifadeyi görsem “usta” denilen yazarın “ustalığını” sorgularım.

Nedir bir insanı usta yapan?

Kıdem midir?

Mesela otuz beş yaşında bir futbolcu, sırf yirmi senedir futbol oynadı diye “usta” sayılır mı?

Yahut kırk senedir aynı masayı işgal eden bir memura “usta memur” denilir mi?

Sanırım kıdemin ustalıkla bir ilişkisi var ama tek başına ustalığı tanımlamıyor bu ilişki.

Peki mesele başarı göstermiş olmak mıdır?

Mesela Tansu Çiller, seçimlerde kitlelerin karşısına çıkıp oy istemiş, nihayetinde bu ülkenin başbakanı seçilmeyi başarmıştı ama kimse Çiller'e usta siyasetçi sıfatını uygun görmez sanıyorum.

Başarı da tek başına “ustalığı” tanımlamıyor.

“Ustalık” bir mesleğin inceliklerini diğer herkesten daha ileri seviyede kavramak ve o mesleği diğer herkesten daha iyi icra edebilmekle ilgili bir kavram.

Bu noktaya ulaşmak için elbette uzun zaman boyu çok gayret etmek gerekiyor.

Mesleğinin inceliklerini kavrayan kişi o mesleği hakkıyla icra ettiğinden başarılı da oluyor.

Yani kıdem ve başarı, neden değil sonuç.

Ancak ustalığı tamamlayan önemli bir unsur daha var: Çırak yetiştirmek.

Bir mesleğin inceliklerini öğrenmenin en iyi (ve çoğu zaman tek) yolu, o işin ustasına çırak olmaktır.

Çırak yetiştirmeyen ustanın ustalığı eksiktir.

O yüzden “usta gazeteci”, “usta oyuncu”, “usta sanatçı”, “usta siyasetçi” ifadelerini görünce aklımdan iki soru geçer:

Bu “ustanın” ustası kim?

Bu “ustanın” çırakları kimler?

Benim için “usta gazeteci” Abdi İpekçi'nin talebesi, Can Dündar, Mithat Bereket, Çiğdem Anat, Ali Kırca, Deniz Arman, Cüneyt Özdemir, Rıdvan Akar, Musa Çözen, Talip Korkmaz, Sacit Baydar gibi isimlerin “ustası” Mehmet Ali Birand'dır.

Benim için “usta şarkıcı” Aysel Gürel'in talebesi, Levent Yüksel, Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Emre Altuğ, Seden Gürel, Işın Karaca, Yıldız Tilbe, Zeynep Casalini, Hande Yener, Göksel, Mustafa Ceceli, Yaşar Gaga, Cihan Okan gibi bir çok meşhur şarkıcının ustası Sezen Aksu'dur.

Benim için “usta oyuncu”, Ferhan Şensoy ve Demet Akbağ'ın talebesi, Bülent Emrah Parlak, Metin Keçiçi, Metin Yıldız, Gülsüm Alkan, Aydan Taş, Burcu Gönder, Ayşegül Akdemir, Eser Yenenler, Şahin Irmak, Şevket Süha Tezel, Gizem Tuğral, Nazmi Karaman, Oğuzhan Koç, Zeynep Ender İge, Ersin Korkut, Ayça Erturan, Hamdi Kahraman, Emre Canpolat, E. Büşra Pekin, Pelin Öztekin, Zeynep Koçak, Murat Eken gibi bir çok oyuncunun ustası Yılmaz Erdoğan'dır.

Benim için “usta siyasetçi”, Mehmet Zahid Kotku'nun talebesi, Recep Tayyip Edoğan, Abdullah Gül, Numan Kurtulmuş, Bülent Arınç, Recai Kutan, Abdüllatif Şener, Mustafa Baş, Azmi Ateş, Salih Kapusuz, Mehmet Ali Şahin, İsmail Kahraman, İrfan Gündüz, Mehmet Elkatmış, Ali Coşkun, Şevket Kazan, Fehim Adak, Temel Karamollaoğlu, Bahri Zengin, Oğuzhan Asiltürk, Lütfü Esengün, Veysel Candan, Ertan Yülek, Şeref Malkoç gibi sayısız siyasetçinin hocasıNecmeddin Erbakan'dır.

Siz kendisinden “usta gazeteci” diye bahsedilen Fehmi Koru'nun yetiştirdiği bir gazeteci tanıyor musunuz? Yahut Abdurrahman Dilipak'ın, Hasan Karakaya'nın, Nazlı Ilıcak'ın, Cengiz Çandar'ın,  Hasan Cemal'in yetiştirdiği bir “çırak”? Mehmet Barlas'ın, Emin Çölaşan'ın ya da Güneri Cıvaoğlu'nun tecrübelerini aktardığı, elinden tutup öne çıkarttığı bir genç isim?

Bir “işte” ustalaşmak, naçizane fikrimce “usta” payesini almak için yeterli değil. O “ustalığı”  gelecek nesillere aktaracak “çıraklar”, “talebeler”, “fidanlar” yetiştirmeden gerçek “usta” olunmuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Salih Cenap Baydar Arşivi