D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Futbol Kitlelerin Afyonu!

Futbol Kitlelerin Afyonu!

Gazetelerin spor sayfaları arkadan başlıyor ve artarak önlere doğru ilerliyor. Belki bir kaç yıl sonra, tabiî basılı gazeteler tarih olmazsa, birinci sayfalar spor sayfası olacak. 

“Spor sayfası” dememiz lâfın gelişi... Yani “futbol sayfası” olacak...

Türkiye’de spor futboldur!

Futbolun gerçekte spor olduğu ise şüphelidir. Hele ki profesyonel futbol asla spor değildir, gösteridir, oyundur, eğlencedir ve maalesef kumardır!

Evet kumardır! Futbol üzerine oynanan müşterek bahisleri nasıl adlandırabiliriz? 

Türkiye’de taraftarların da katılımıyla ciddi kamplaşmaların meydana geldiğini, taraftarlığın holiganlaştığını yani saldırgan sokak serseriliğine, haytalığa dönüştüğünü biliyoruz. 

Futbol muhabbetinin sporu teşvik etmekle bir alâkasını kurmak mümkün değil. Aksine futbol muhabbeti gençleri spordan uzaklaştırmaya, saldırgan seyirciler haline getirmeye yarıyor. 

Spor kulüpleri tezahürat ihtiyacını karşılamak için fanatik taraftarlarını destekliyor. Onlara imkânlar sunuyor; hatta maaş bağlayanlar var. Bu imkânlardan yararlanan ipsiz sapsız gençler en üretken çağlarında seyirci kalmalarının intikamını kırıp dökerek alıyorlar. 

Aslında statta onun olması lâzım. O sahadaki birçok oyuncudan daha fazla başarılı olabilir. Bu hisle başarısızlığın faturasını ödetmek için sahaya saldıranlar çok. Nitekim Trabzon’da olan hadise bundan ibaret. 

“Takımımın başarısız olması, benim başarısız sayılmamdır. Ben, yani takımım, her hâlükârda başarılı sayılmalıdır. Bu olmuyorsa sorumlusu ben olmayacağıma göre, hakemlerdir, idarecilerdir!”

Futbol teşvikinde belediyelerin büyük rolü var. Trabzonspor’un arkasında durmayan bir Trabzon belediyesi düşünülebilir mi? Bütün belediyeler mahalli futbol takımlarını desteklemek zorunda. Yoksa kamuoyu önünde zor durumda kalırlar. Bütün desteklere rağmen başarısız olunursa ya? 

Var mı böyle örnek, diyeceksiniz? Hatırladığım kadarıyla Erzurumspor var. Her şeye rağmen ortadan kalkan bir takım. Erzurum belediyesi desteklemekten yorulmadı galiba, yöneticileri bu desteği başka sahalara yönlendirdiler ve artık böyle bir kulüp yok. 

Ankara gibi, futbol destekçiliğinde başarısızlığını kronikleştirmiş olanı yoktur herhalde. Ankara’nın başkanı kaç kulüp batırdı, belediyenin hangi imkânlarını bu batan kulüplere harcadı? Burası meçhul ve hesap sorana aşkolsun!

Her türlü kötü örnek onu durdurmaya yetmiyor!

Peki belediyelerin sporu desteklemesi, bilhassa futbolu desteklemesi kanun icabı mı? Yok böyle bir şey. Belediyeler kanununa göre, belediyelerin görevleri belli. Şöyle bir ibare var kanunda: “Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine aynî ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar.”

Dikkat edilirse, belediyelerin desteği “amatör spor kulüpleri” olarak sınırlanmış. Hakikati halde böyle mi peki? 

Kanunlar çiğnenmek içindir!

Siyaset kitlelere ulaşmak için futbolu kullanıyor. Ne kadar ulaşıyor, orasını bilmiyoruz. Fakat sonuç işte böyle tecelli ediyor. Siyasetçilerin gençleri seyircilikten başka rollerinin olmadığı futboldan uzak tutarak kültürel alanlara yöneltmeleri lâzım. Gençlerin ayaklarına değil, kafalarına yönelik çalışmalara destek vermeleri şart. Yeni belediyeler kanununda rastlayamadım, ama Cumhuriyet’ten sonra ilk kabul edilen belediyeler kanununda şöyle bir madde var: “Halk için kütüphane ve okuma salonları açmak...”

Bu hükme belediyeler ne kadar uydu? Orasını bilmiyoruz. Ama şimdi bu hükmü belediyeler kanununa koymak ve uygulamasını takip etmek için mekanizmalar oluşturmak gerektiğini düşünüyorum.

Kütüphaneyi tanımadan stadyuma düşen gençlikten ne beklenir? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi