D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Uçları Osmanlı Düşmanlığı Birleştiriyor!

Uçları Osmanlı Düşmanlığı Birleştiriyor!

İngilizler Çanakkale mağlubiyetinin üzerine Kut’ül Amare bozgununu hazmedebilmiş midir? 

Hazmedilebilir gibi değil... Sadece asker telefatı değil, teslim olan ve İstanbul’a getirilen General Towshend ve diğer 13 general, 481 İngiliz subayı ve 13.300 asker esir var…

“İngiliz tarihinde şartları itibarıyla en aşağılık teslim anlaşması” sözü bir İngiliz’in. Devrin İngiliz basını mağlubiyeti gördü, kamuoyu infiale kapıldı. İngiliz hükümeti Irak’taki generallerini azletti. Bizimkilerde İngiliz basını kadar haysiyet yok!

Kut’ül Amare bozgununu önlemek için meşhur casus Lavrens’in Halil Paşa’ya rüşvet teklif ettiği çok yazılıp çizildi. İngiliz casuslarının en alçağı, en şerefsizi olan Lavrens bizim “Acemi Paşa” dediğimiz Irak şeyhülmeşayihi Uceymî Sadun Paşa’ya da aynı teklifi götürdü...

Bizim echel taifesi “o da kim?” diyebilir...

O GERÇEK BİR KAHRAMAN!

Eğer kahramanlığının tescili konusunda tereddüt varsa, “Mustafa Kemal Paşa’dan tescilli” diyebiliriz. Bu satırları Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu (3. bs. 2012) kitabımızdan naklediyoruz:

“Ankara yönetimine destek konusunda en bilinen isim ise geniş bir aşiret olan Muntafıkların şeyhi Uceymi/Acemi Paşa Es-Sa’dun idi. ‘Acemi Paşa, eskiden beri birçok aşiret ileri gelenleri ile din ve düşünce adamları gibi 1915 yılının 12-14 Nisanı’nda Şuaybe savaşında İngilizlere karşı Türklerin yanında yer almıştı.’ Acemi Paşa, din gayreti yanında iktisadî sebepler ve Osmanlı’ya geleneksel sadakat duygularıyla hareket ediyordu. ‘Acemi Paşa Şuaybe savaşında şöhretin zirvesine ulaştı. Osmanlı Devleti kendisini ödüllendirerek mir-i miran rütbesi verdi.’ İngilizlerin Acemi Paşa’yı kendi taraflarına çekme girişimleri de sonuç vermedi. (Samih N. Tansu: İki Devrin Perde Arkası)”

“1917 başlarında Osmanlı Ordusu’nun Bağdat’tan çekilmesi üzerine, Acemi Paşa da kabilesiyle yer değiştirdi ve 1919 Haziranı’nda Cezire (Cizre)’ye geçti. “Acemi Paşa Kemalistler yanında çok büyük mevki kazandı. Kendisine özel önem verildi. Irak aşiretleri arasında bağlantı sağlayan kişi oldu.” Kuva-yı Milliyecilerin programlarında Acemi Paşa’nın ne dereceye kadar önemli bir yer almış olduğunu Amasya Mülâkatı (20-22 Ekim 1919) ortaya koymaktadır. İstanbul Hükümeti ile ilişkilerin geleceği görüşülürken, Acemî Paşa’ya müstakil bir madde ayrılmış, kendisinin ve beraberindeki kişilerin uygun bir şekilde güçlendirilmesi istenmiştir. [Amasya Mülâkatı’nın gizli telakki edilip imza altına alınmayan 4. protokolünün 11. maddesi: “Acemi Sadun Paşa ve maiyetinin sûret-i münasibede ikdarı”. (Acemi Sadun Paşa ve yanındakilerin uygun şekilde güçlendirilmesi”. Gazi Mustafa Kemal: Nutuk. İstanbul 1938, sf. 177]”

“Irak-Suriye ve Irak-Türkiye sınır bölgelerinde cereyan eden olaylar ve faaliyetlerde Acemi Paşa’nın önemli rolü vardır. Acemi Paşa Irak’ın İngilizlerin elinden kurtarılması için muhalif unsurlarla ilişki içinde idi. Mustafa Kemal Paşa’nın Bağdat’ta bulunan ajanına 31 Mart 1920’de yazdığı bir mektupta İngiliz siyasetinin tüm desise ve manevraları kullanarak İslâm kardeşliği bağlarını parçalamaya çalıştığını belirtmektedir. Kuva-yı Milliyeciler Acemi Paşa’yı Irak “şeyhülmeşayih”i olarak kabul ediyorlardı. Paşa da yazışmalarda bu unvanı kullanıyordu. Ankara’da yapılacak Büyük İslâm Kongresi’nin hazırlıkları için Acemi Paşa da Ankara’ya dâvet edildi. Bu dâvete uzaklıktan ötürü icabet edemedi ama görüşlerini yazılı olarak bildirdi. Nihaî zafer kazanıldıktan sonra tebrik maksadıyla Ankara’ya geldi. Musul üzerine İngilizlere karşı kuvvet gönderilmesi için Mustafa Kemal Paşa’yı ikna etmeye çalıştı. Acemi Paşa ve yakınları, Lozan’dan sonra Urfa civarına yerleştirildi.”

Acemi Paşa, hayatının geri kalan kısmını Urfa’da geçirdi. 29 Ekim 1960’ta Ankara’da Gülhane Hastahanesi’nde vefat etti. Ankara’da defnedildi. Sadun Paşa’nın yeğeni Abdülillah Sadun yıllar sonra menfur İngiliz Casusu Lavrens’in rüşvet teklifini şöyle anlatıyor:

“O zaman çok sayıda İngiliz casus Irak’a gelmişler. Meşhur Lawrence de en etkililerinden. Irak Şeyhül Meşayihi Uceymi Sadun Paşa’nın emrinde 40 bin atlı vardır. O yıllar İngilizler Arapları Osmanlılara karşı ayaklandırmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Casus Lawrence ayaklanmayı reddeden tek kişi olan Sadun Paşa’ya Emir Abdullah ile şu haberi gönderir; ‘Bizimle birlikte ol seni Irak kralı yapalım.’ Sadun Paşa bu teklifi hemen reddeder ve Emir Abdullah’a şu cevabı verir; “O hain elime geçmesin. Bir insan sadakati bilmeyebilir, fakat kendi ihanetini başkasında düşünmesi için bir sebep lâzımdır. Ona bir gün bu teklifi bana yapabilme cesaretini nereden bulduğunu soracağım.” (Mehmet Gündem, Yeni Şafak 24.12.2007)

Biz de İngilizlerin safında yer alarak büyük bir zaferi yok sayan ahmaklardan bu cesareti nereden bulduklarını sorsak sonuç ne olur acaba? 

Velhasıl onları Osmanlı düşmanlığı birleştiriyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi