Kemal Belgin

Kemal Belgin

Ara pası!

Ara pası!

FUTBOLDA en etkili pas, rakiplerin arasından arkasına atılan adı da ara pası olan pastır. Biz de bugün, yarın gol olur mu olmaz anlamında bazı ara pasları atacağız.

Önce  tirajı yüksek olan bir gazeteye düşen haberden başlayalım. Deniliyor ki; Abdullah Avcı Galatasaray yolunda... Henüz net karar yokmuş ama bu yönde kollar sıvanmış. Avcı evet der mi? Neden demesin? O kulübün alt yapısında çalıştı. Üstelik o kulübün de sempatizanı... Deneyim mi? Eh, özellikle de adı değişen şimdiki takımında epeydir çalışıyor. Ancak Galatasaray’ın girişimde en ciddi dayanağı bu hocanın gençlere önem vermesidir diye bir cümle var haberde. Yazan ya kendini salladı, ya da başka bir hocayla karıştırıyor. Ben Avcı’nın ismi değişmeden görev yaptı takımda hiç bir genci bize sunduğunu hatırlamıyorum. Ya şimdi? Bakın bakalım Fenerbahçe’yi yenen takımda bu hocanın tedrisinden geçmiş kaç genç var... Ne ilk on birde, ne de sonradan girenler arasında böyle bir etiket taşıyan yok. Sol bek Ferhat mı? Açın bakalım kaç yaşında... Neyse hayırlı olsun diyelim. Ama haber yazarken bilmeden, öğrenmeden sallamayın lütfen! Sonra taraftar, hatta yönetici ağzı açık kalıveriyor.

Fenerbahçe’de de Nani elden çıkartılacakmış. Şaştım mı? Şundan şaştım, bu Nani nasıl alındı diye şaşmıştım ben önce... Neden mi? Acaba İngiliz kulübü bu Nani’yi neden ülkesindeki bir takımada kiraya vermişti? Sonra da Nani gibi yetenekli bir oyuncuyu nasıl olup da sadece sekiz milyon avroya satıyordu? Hem de daha otuzunu bulmadan... Demek ki bir arıza vardı İngiliz kulübü tarafından tespit edilmiş... Haa şimdi bir Çinli safa satılırsa bence Fenerbahçe’nin en isabetli transfer girişimi olur. Ama pardon! Santrfor arkası ne oynadı be değil mi? Asıl Van Persie’ye talip çıkar mı? Uçan Hollandalı lakabını almış bir 33 yaşındaki elemanı İngiliz kulübü ki, şirkettir onlar, nasıl da 6 milyoncuk avro bonservisle sattı? Ama siz taraftar, kongre üyesi ve spor basını öyle güzel yutuyorsunuz ki dolmaları... Yeter ama patlayacaksınız vallahi!

Şampiyon gibi durana mı gelelim? Oğuzhan, Kerim, Olcay, Gökhan, Serdar, Veli, Tolgay gibi genç ve gerçek yıldız adaylarını ucuz ucuz kadroya katmak büyük maharettir. Bu aynı zamanda Beşiktaş’ın geleceğini de garantiye almaktır. Hatta bunlara Cenk’i de katabiliriz. Beşiktaş’ın bu tasarrufları tam anlamıyla bir Batı standardındadır. Alınan ürün de yüzde doksan beş oranındaki lig şampiyonluğudur. Beşiktaş, stadı olmadan bu genç kadroyla ikinci olsaydı ne nedir, ne yazılırdı? Bence yine kutlanırdı sadece... Hiç düşünmeden Demba Ba’yı, Ersan’ı iyi paralara satmak, hatta Atınç’ı da öyle, iyi bir çağdaş kulüp yöneticilik anlayışıdır.

Ve Trabzonspor... Başkan İstanbul kulüplerini taklit etmeyeceğiz açıklamasıyla bence göreve geldiğinden bu yana en ciddi ve en doğru çıkışını yaptı. Ö kaynak, bunun yanı sıra Karadeniz hayata olanların üzerinde yoğunlaşmak altı defa şampiyon olmuş bu firmaya yeniden hayat verecektir.

Bir başka şampiyon Bursaspor... Elinde kaliteli oyunculardan kurulu bir kadro var. Hem de sayısal olarak zengin... Acaba aşçı bu aşçı mı olmalı? Biraz kafa kaşımalı Bursasporlu yöneticiler... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi