D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Bu İkinci Sarıkamış!

Bu İkinci Sarıkamış!

Sarıkamış’ı bilmeyen, o “melhameyi kübra”yı yâdından silen bu vatanın, bu milletin evladı sayılır mı? Hatta insanlık safında zerrece yeri olur mu?

  1.Dünya Savaşı’nın en iç burkucu sahnelerinden biri orada yaşandı. On binlerce vatan evladı düşmanla savaşamadan, tek kurşun atmaya eli varmadan şiddetli kış soğuğunda donarak şehid oldu...  Rus Kurmay Başkanı Pietroviç raporunda şöyle yazdı: “Allahuekber dağlarındaki Türk müfrezesini esir alamadım. Bizden çok evvel Allahlarına teslim olmuşlardı...”

“Vay anam kurası”nın şerefli askerleri, dönmemesine çıktıkları yolculukta, kış kıyamette vatan toprağına karıştılar. İşte onlar için yakılan ağıtlardan bir dörtlük: Tabur taburu karşılar Talim eder onbaşılar Yağmur yağıp gün değince Yatan şehidler ışılar... O Sarıkamış’ın üzerinden bir asır iki sene geçti... Acısı dün kadar taze... Her “Sarıkamış” sözü yüreğimizin derinlerinde bir yerleri sızım sızım sızlatır...

İşte yeni bir Sarıkamış’ımız oldu.

  Hangi güçler adına sürdürüldüğü bilinmeyen dünyanın en kirli, en alçak, en şerefsiz savaşının rezil piyonları, Diyarbakır’ın Sarıkamış köyü Dürümlü mezrasında binlerce insanı berhava edecek miktarda patlayıcı ile dört masum vatandaşımızı katletti. Daha doğrusu katledilenlerin ancak 4’ü teşhis edilebildi. En az üç katı masum kardeşimizin teşhis edilmesi ancak DNA testleri ile mümkün olacak...

İnsan olup da dehşete kapılmamak ne mümkün.  Hunharca katledilen kardeşlerimiz için dua etmek elbette boynumuzun borcu. Fakat bu alçak, bu kirli, bu şerefsiz savaşı lanetlemek de, sorumlularından hesabını sormak da hepimizin birinci vazifesi. Bu hainler, bu alçaklar, bu şerefsizler hâlâ Meclis’imizde sandalye işgal ediyor. Onların adamları masum vatandaşlarımızı katlediyor, fakat onlara dokunulamıyor. 

İnsanlıktan nasipsiz anti-Selahattin sırıtmaya, Baydemir de kırıtmaya devam ediyor! Bu alçaklıkta sınır tanımayanlar hâlâ ülkemizin yönetim kademelerinde, belediyelerinde ihanet ettikleri devletten maaş almayı sürdürüyor. 

Ve bunlar, kanunları kötüye kullanarak siyasi parti, sivil toplum kuruluşu mensubu görüntüsü içinde aramızda dolaşabiliyor. 

Artık bu gülünç oyuna son vermeliyiz. Savaşacaksan, erkekçe savaş, barış taraftarıysan, terör örgütüne karşı tavrını ortaya koy.

 Bu pişkin ahlâksızlar, hem bu hunhar cinayeti işleyenlerin yanında saf tutuyor, hem de içi yanmış vatandaşların taziye çadırına girmeye teşebbüs ediyor. 

Bu rezillik dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Nitekim köylü vatandaşlarımız bu alçaklara gereken dersi veriyor. Her fırsatta barıştan bahseden bu eli kanlı yüzsüzlere icap eden tepkiyi gösteriyor. 

Sarıkamış, bir daha ve apaçık gösterdi ki, Kürt kardeşlerimizin en amansız düşmanı eli kanlı terör örgütü ve uzantılarıdır. Bu şerefsizleri vatan topraklarından kovmak, ülkemizi kanlı terör örgütünün tasallutundan kurtarmak, bütün vatandaşlarımızın huzuru ve güveni için şarttır.

Sarıkamış köylüleri 17 canını vererek vakarlı ve şerefli bir tavır ortaya koydular. Yarından tezi yok, Sarıkamış adının önüne “gazi” veya “yiğit” unvanını yazmalıyız. Yine bu köye, büyük bir ziyaretgâh olacak anıt mezar yapmalı ve kitabe dikerek teröre karşı mesajımızı bütün insanlığa ilan etmek üzerine kazımalıyız.

  Bu anıtın açılışı kardeşliğimizin ebediliğini gösterecek bir katılımla yapılmalı. Şehidlerimize rahmet, kalanlara sabır ve metanet niyazıyla. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi