Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Dokunulmazlıkların kaldırılması ve erken seçim!..

Dokunulmazlıkların kaldırılması ve erken seçim!..

Ankara dün geceyi andıran bir gün geçirdi. Şiddetli rüzgâr ile birlikte gelen yağmur nerede ise göz gözü görmez hale getirdi. Bu havada AK Parti olağanüstü kongresi gerçekleşti. Aslında, kongre bir prosedürün tamamlanmasından ibaretti. Genel Başkan adayı ve yeni Başbakan belli idi. Ancak, bunun için belirlenmiş olan genel bakan adayının kongrede delegelerin oyları ile seçilmesi gerekiyordu. İşte bu prosedür tamamlandı. Yani, olağan bir durum yaşandı. Önemli olan husus bu sabahtan itibaren başlayan yeni gün ve gelecek günlerde neler olacak sorusunun cevabı. Çünkü, dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte önümüzdeki günlerde çok sayıda milletvekilinin hâkim önüne çıkması söz konusu. Gerçi her yargı önüne çıkan milletvekilinin vekilliğinin düşmesi söz konusu değil ama, haklarında dava açılan vekillerden 1 yıl ve üzeri hapis cezası alanların vekillikleri düşecek. Bunların sayısı 28 ve üzerine çıkarsa ara seçim kaçınılmaz olacak. Ancak, başlıkta sözünü ettiğim erken seçimin bununla ilgisi yok. AK Parti’de olağanüstü kongre kararı alınmasının ardından bazı AK Partililer ısrarlı bir şekilde erken seçimden söz etmeye başladılar. Bunlara göre önümüzdeki son baharda bir erken seçim olabilir. Ancak, bu ihtimal bana göre zayıf. Erken seçim güdeme gelebilir ama en erken önümüzdeki ilkbaharda söz konusu olabilir. Bunu söylerken sonbaharda erken seçim mümkün değil diyor değilim. Ancak, çok fazla sıkıştırılmış, yeni Başbakan’a ne yapıp yapamayacağını gösterme fırsatı verilmemiş olacaktır.

Bazı AK Partililer erken seçimi dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde dillendirmeye başladılar. Bunlara göre dokunulmazlığın kaldırılmasının referanduma bırakılması halinde bunun seçmen tarafından yüksek bir oyla kabul edileceği –bu yüksek oranı yüzde 70’e kadar çıkartanlar vardı- böyle bir referandum sonucu da iter istemez özellikle Başkanlık sistemini hayata geçirmek için bir fırsat oluşturacağı şeklindeydi. Böyle olunca da taze Başbakan Yıldırım için Davutoğlu’nda olduğu gibi başkanlık sistemi öncelikli gündem olacaktır. Hatta Davutoğlu başkanlık sistemi için yeteri kadar çaba sarf etmediği için başbakanlığı bırakmak zorunda kaldığı düşünülürse Yıldırım için başkanlık sistemi olmazsa olmaz bir meseledir. İktidar ortaya çıkacak duruma ve toplumda oluşacak havaya göre her an bir erken seçimi gündem getirebilir.

Bu arada dokunulmazlıkların kaldırılması ile kapağı Avrupa’ya atan HDP milletvekilleri ile içeridekiler Türkiye’ye dışarıda sıkıntıya sokmak ve baskı oluşturmak adına bir kampanya yürüteceklerdir. Hatta şimdiden ABD başta olmak üzere bazı ülkelerdeki bir takım kişiler demokrasimizi yargılamaya başladılar bile. Hemen belirteyim ki bu tür dışarıdan gazel okumaları ciddiye alıyor değilim. Çünkü Türkiye’nin demokrasisini sorgulayanlar önce kendi demokrasi anlayışlarına bakmak durumundadırlar. Özellikle Irak’ı işgal etmiş milyonlarca insanın ölüme sebep olmuş, Suriye’de aynı manzaranın sorumluları hatta Afganistan ve Libya’daki fiili durumlar ile bu ülkeleri parçalayanların Türkiye’ye demokrasi dersi vermeleri söz konusu olamaz/olmamalıdır. Dikkat çekmeye çalıştığım husus, önümüzdeki dönemde ülkemizi içeride ve dışarıda sıkıntılı günler bekliyor. Bu sıkıntılı dönemde bir de erken seçimin gündeme gelmesi kime ne kazandırır iyi değerlendirmek gerekir.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner’in dokunulmazlıkların kaldırılmasının Türkiye genelinde konuşma özgürlüğü üzerinde olumsuz etki edeceğinden endişe ettiklerini açıklaması bile daha şimdiden kötü niyetli yorumların başladığını gösteriyor. Kaldırılan dokunulmazlığın büyük bir bölümünün konuşma özgürlüğünü kısıtlamakla değil, terörle mücadele konusunda olduğunu ABD sözcü bilmez mi? Kaldı ki, yukarıda hatırlattığım gibi Irak, Suriye, Afganistan ve Libya’da milyonlarca insanın hayıtını kaybetmesini sağlayan zemini hazırlayarak insanların can emniyetini ortadan kaldıranların konuşma özgürlüğünden söz etmeleri saçma değilse utanmazlık olmaz mı? Her ne ise, dileriz bu ülkeyi yönetenler bir takım kişisel hırslar uğruna ülkeyi daha da karışık bir ortama sürüklemezler, kararlarında akıl ve mantık hâkim olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi