Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Z Kuşağı

Z Kuşağı

Z kuşağı 90’lı yıllardan 2000’li yıllara uzanan sürecin büyüttüğü çocuklardır. Aile bağları zayıflayan bu çocuklar teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar fakat çevreleriyle ve yakınlarıyla ilişkilerinde uyumlu olamıyorlar. Yalnızlığı seviyorlar, insanlarla bir arada olmaktansa odalarına çekilip bilgisayarla meşgul olmak istiyorlar. Bilgiye hızla ulaşabiliyor, çağın getirdiği değişimlere uyum sağlayabiliyorlar. Fakat kişilerarası ilişkilerde başarılı olamıyorlar. Teknolojinin bir parçası gibi hareket ediyor ve kendi türlerinden gittikçe uzaklaşıyorlar. Bu çocukların özgüvenleri oldukça yüksek fakat bu durum onların kendilerini üst bir konumda algılamalarına neden oluyor ve bencilleştiriyor.

Z kuşağının en büyük sorunu kendi türüyle yakınlık kuramaması ve çevresine yabancılaşmasıdır. Bireysel iletişimin yerine teknolojiyi koymaları bu çocukların empati ve paylaşım duygularını köreltiyor. Z kuşağının analitik düşünme yetenekleri oldukça yüksek fakat buna karşın yaşanan sorunlara pratik çözümler getiremiyorlar. Okulunu yüksek başarı ile bitirip, kariyerinde zirveye ulaşan bir kişi arkadaşları yaşadığı küçük sorunları dahi çözüme götüremiyor. İnsanlarla ilişkilerinde verici olmaktan ziyade alıcı durumundalar. Kolay kolay arkadaş edinemiyorlar, kendi dünyaları ile kaim olan yalnız bir hayat yaşıyorlar. Teknolojiyi kendileri için bir imkan olarak değil bir ihtiyaç olarak görüyor ve buna haklarının olduğuna inanıyorlar. Kararlı bir yapıya sahipler, ne istediklerini biliyorlar. Akademik başarıları oldukça yüksek fakat bu onları mutlu etmeye yetmiyor.

Z kuşağını diğerlerinden ayıran etkenlerden biri de gelecekle ilgili hedefleri ve beklentileridir. Onlar için hangi noktada durduğunuzun önemi yoktur, fakat iyi bir eğitim almanız, kariyerinizde istenilen seviyeye ulaşmanız önemlidir. Bağımsızlığınızı elde etmeniz şarttır, duygu ve düşüncelerinizi özgürce ifade etme becerisi kazanmış olmanız önemlidir.

Z kuşağında yer alan çocukların, teknolojiyi kullanmada mahir olmaları, ne istediklerini bilmeleri, kendilerini rahatça ifade edebilmeleri elbette bir avantajdır. Fakat bütün bunların yanında bu çocuklar, topluma çıktıklarında insanlarla iletişim kuramıyor ve aile bağlarını güçlendiremiyor adeta robotlaşıyorlar. O yüzden onları sadece avantajları ile değil dejavantajları ile de değerlendirmek zorundayız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi