Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Terörün sona ermesi başkanlık sistemine mi bağlı?

Terörün sona ermesi başkanlık sistemine mi bağlı?

FARKLI siyasi ve fikri düşünceler sebebiyle terörün malzeme yapılması doğru bir yaklaşım olmaz. Bu sebeple bu ülkede yaşayan herkesin terörle mücadele konusunda el ve gönül beraberliği haline olması ve o doğrultuda hareket etmesi gerekir. Ancak, böyle olursa terör örgütü ve teröristler ortada yapayalnız bırakılır. Bu sebeple başlığa bakarak peşin bir hükümle yazıya eleştiri niyetiyle başladığım anlaşılırsa üzülürüm. Ancak, bir hususa dikkat çekmek istiyorum. O da AK Parti’nin 14 yıldır tek başına iktidar olduğu ve buna rağmen terörün bir türlü sona erdirilemediğidir. Bu mücadeledeki bir eksiklik ya da zaaftan ileri gelmiyor olabilir. Hatta elden gelen her türlü mücadeleye rağmen sonuç alınamıyor olabilir. Şahsen bu ihtimali akılıma bile getirmek istemiyorum. Ancak, artık buna bir son verilmesi gerekiyor. Bu hususta toplumun çok büyük bir bölümünde birliktelik söz konusudur. Çünkü, insanlar her gün gelen şehit haberleri karşısında günlük normal hayatlarını bir kenara itmiş durumdalar. Özellikle çatışma bölgelerinde evlatları bulunan ailelerin aklı hep gelecek haberlerdedir.

Bu noktada bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.

İktidar partisinin çıkarması gereken bir yasa var da Meclis’ten mi geçiremiyor? Yani ne yapmak istiyor da yapamıyor? Dışarıdan bakıldığında yeni bir yasal düzenleme konusunda sorun yoktur. İktidar atması gereken her türlü adımı atabilecek noktada ve Parlamento’da gerekli çoğunluğa sahip. Böyle olunca ülkenin bir numaralı sorununu başkanlık sistemine bağlamış olmak ister istemez akla başlıktaki soruyu getiriyor: Terörün sona ermesi başkanlık sistemine geçilmesine mi bağlı?

Eğer bu soruya evet deniyorsa bunun nedeninin topluma izah edilmesi lazım. Çünkü göründüğü kadarıyla ortada terörle mücadele konusunda iktidarın elini bağlayan bir husus yoktur. Elbette terörle mücadele edilirken sivillere zarar verilmemesi için gereken titizliğin gösterilmesi gerekir  –ki buna dikkat ediliyor- ama bunca yıldır terörle başa çıkılamayışı sadece bu gerekçe ile izah etmek yeterli olmaz/olmuyor. Akla daha pek çok soru gelebilir. Ancak, yeni başbakan ilk açıklamasında öncelikli halledilmesi gereken iki konudan birini başkanlık sistemine geçilmesi, ikincisi ise terörün sona erdirilmesi olarak ilan etti. Buna bir itirazımız yok. Ancak terörle mücadelenin başkanlık sistemi tartışmaları arasında kaynamasına itirazımız var. Bir de mevcut yapı içinde iktidarın yapmak isteyip de yapamadığı, atmak isteyip de atamadığı hangi adımın olduğunu toplum ile paylaşması gerekir. Başkanlık sistemine geçilmesi terörle mücadelede iktidara ne gibi yeni imkânlar sağlayacağı düşünülüyor. Sanıyorum terörle mücadelede esas sorun içeriden çok dış kaynaklı. Bir diğer ifadeyle terörle mücadelede işlerin böylesine uzayıp gitmesinin ana sebebi dost ve müttefik (!) ilan ettiğimiz ülkelerin terör örgütüne ve teröristlere sağladığı destektir. Böyle olmasa terör örgütünün karargâhına haftada birkaç kere hava operasyonu yapılmasına, her operasyonun ardından Kandil’in yerle bir edildiği, bilmem ne kadar teröristin etkisiz hale getirildiği açıklanmasına rağmen, çok geçmeden yeni bir operasyon yapma ihtiyacı niçin duyulsun. Söz gelimi Kandil’in kökünü kazımaya hava harekâtı yetmiyor da bir kara harekâtına mı ihtiyaç var? Eğer böyle ise buna dost ilan ettiğimiz bazı ülkeler mi engel oluyor? Böyle ise başkanlık sistemine geçildiğinde bu engel nasıl aşılacak. Çünkü başkanlık sistemi hem terörle mücadelede hem de ülkenin dış borçlardan kurtulması ve gelişip ileri ülkeler seviyesine çıkmasında tek şart olarak görülüyor, böyle takdim ediliyor.

Mesela, Suriye’de karışıklıklar başladığında izlenmeye başlanan ve bugün çok yanlış olduğu görülen politika farklı mı olacaktı? Farklı olacaktıysa bunu Parlamenter sistem mi engelledi? Yöneticilerin yetki ve var olan yetkilerinin artırılmasını istemeleri doğaldır. Bunun yanlış bir yanı yoktur. Ancak, bu isteklerinin sebeplerini topluma izah etmelidirler. Başkanlık sistemini olmazsa olmaz olarak takdim edenler meseleyi getirip sadece ülkeyi daha kolay yönetmeye bağlarlar, olayın bir dış ayağı olduğunu, hatta bunun bir takım dayatmalara kadar vardığını topluma izah etmezlerse bu yetki artırımı kişisel bir talep olmaktan öte gitmez. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi