D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Samanlıkta Basılan Şerefsizin Yediği Halta Bak!

Samanlıkta Basılan Şerefsizin Yediği Halta Bak!

Dün yazımızın başlığını duyurmuştuk, fakat o konuyu bilahare yazmak üzere son günlerin birbiriyle ilgili resimlerini bir araya getirerek intibalarımı paylaşmak istiyorum.  

Terör örgütünün “çukurlu özerklik” siyasetinin iflasını ilan eden bir gelişme: 26 terörist teslim oldu!  Bu bir dönüm noktası olarak görülmeli.  Resimlerine bakılırsa, yirmili yaşlarda çocuklarımız bunlar. Bu çağlarda ya bir üniversitede hayata hazırlanıyor olmaları, ya da iyi kötü bir işle meşgul bulunmaları lâzımdı. Hâlâ ana baba şefkatine, aile fertlerinin ilgisine muhtaç gençler... Neden bulunmaları gereken yerde değiller?  Hepsinin ayrı bir hikâyesi olabilir.

Fakat ortak yan şudur: Zorla veya kandırılarak dağa çıkarılmak!  Teslim olanların içinde güvenlik güçlerinin bulduğu mektup basına yansıyan kızcağız da var. Bu bir pişmanlık mektubu...

Önce kardeşlerine “ben hata ettim, siz hata yapıp asla örgüte katılmayın” diyor. “Her şeyi bu hale getiren her şeyi yıkıp geçen bunca ölümün sebebi gene örgüttür. Onları hâlâ da sevmiyorum ve sevmeyeceğim de. Hayatınıza bakın hiçbir şeyi takmayın, çünkü bu dava gereksiz ve boş bir davadır. Hepimiz de bir piyonuz kim güçlüyse daima güçsüzü yeniyor senden tek isteğim odur ki bu örgütün içine asla katılma…” Sonra baba, anne ve ağabeye, ağabeyin eşine olan bağlılık ve özlem... Neden insanlıktan nasipsiz örgüt bu çocukları dağa çıkarıyor? Şimdi Kandil yaranının resimlerini bulup bakın: Maşallah hepsi besili, göbek çapları geniş, yaşları ellinin üstünde... Dünyanın en kıdemli terör örgütü yöneticileri bunlar. Ya savaşa sürdükleri? Onlar da torunları yaşında! Bunların düzeninin sürmesi için bu çocukların dağa çıkarılması lâzım! Bu gencecik çocuklar sadece onlar için mi dağda?  Bir de düz ovada siyaset yapan, ülkenin bütün nimetlerinden faydalanan, devletten yüksek maaşlar alan zevat var. Bunlar 40 ve yukarı yaşlarda. Eğer çukur özerkliği tantanası olmasa idi, Meclis’te olağan siyasetin seyrine karışacak kişiler de var içlerinde.

“Çukursal özerklik” tantanası çıkınca kendilerini tayin eden makama bağlılık göstermeye devam etmeselerdi, Türkiye’nin geleceğine olumlu bir unsur olarak katılacak ve iyi namla anılacaklardı. Onlar halkın yanında duracaklarına, kanlı terör örgütüyle hiza tutmaya devam ettiler. Sahada perişan oldular. Halk da onlara destek vermekten imtina etti. Şimdi bu müptezeller, dokunulmazlıkları kaldırılınca halkı hatırladılar. Geçenlerde bir grubu en sert çatışmaların yaşandığı Diyarbakır Sur’da esnaf ziyaretine çıkmışlar.  “Hangi yüzle” diye sormayın!  Bakın şerefsiz ne diyor: “Hangi devlet topla tankla evleri tahrip eder?” Biz de o şerefsize diyoruz ki: “Hangi devlet senin gibi terör örgütünün propagandasını yapanlara müsamaha eder?”  Neyse, devletin konuşmasına gerek yok: Esnaf bu yüzsüzlere gerekeni söylemiş! Bir grubu da Siirt’te gösteri yapmaya tevessül etmişler. “Nasıl bizim dokunulmazlığımız kaldırılır” diye...

Tabii polis, gereken tedbiri almış. Onların içinde on yıllardır kişiliği üzerinde şaibe bulutları dolaşan birisi kendilerini durduran polise “silahlı çete” suçlaması yapmış... Bu zat, benim kuşağımdan. Biz onların beş para etmeyen ciğerlerini biliriz. Temel zeminleri İslâm düşmanlığı ve Müslümanlıkla aynileştiği için Türk düşmanlığıdır.  Hani bu 1970’lerin teröristleri Kızıldere’de güvenlik güçleri ile çatışma sırasında öldürüldü ya. 9 ölünün yanında, samanlıkta yakalanan biri hayatta kaldı... Şimdi o onursuz bir partinin “onursal başkanı”! Bunun üzerine gelen haber şu: Van’da 6 şehit, biri binbaşı! Şimdi siz buna siyaset mi diyorsunuz? Siyasetin ahlâkiliği hep tartışılmıştır, ama bu ahlâksızlığın daniskası.  Her gün güvenlik güçlerinin şehit verdiği bir ülkede böylelerinin bu tonda konuşması hangi vicdanı yaralamaz! Vicdanın bunların kitabında yeri yok!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi