M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Tâcizler Tecâvüzler

Tâcizler Tecâvüzler

CİNSEL tacizlere, hele tacize uğrayanlar çocuklar olursa astronomik hapis cezaları veriliyor… 96 sene, 100 sene…

Suçlu hem taciz ve tecavüz ediyor, hem de vahşi ve acımasız şekilde öldürüyorsa, idam cezası verilemiyor. Öyle ya, vahşi bir katili idam etmek AB kriter ve normlarına göre uygarlık dışı bir şey.

Tâciz ve tecâvüz edenlere ağır cezalar veriliyor ama iğrenç aşırı müstehcen yayınlar yaparak bazı cahilleri tahrik edip kudurtanlara, suça itenlere hiçbir ceza verilmiyor. Basın hürriyetine gölge düşermiş. Sevsinler…

**

Bir ara camiler çeşitli afişlerle donatılmıştı. Birileri kadınları camilere çekmek istiyordu. Onların bu yaptıkları fıkha aykırıydı. Kadınlar elbette camilere gelip, kendilerine ayrılan yerlerde ibadet edebilirlerdi ama Ehl-i Sünnet İslamlığında camileri kadınlarla doldurmak diye bir mesele yoktu. Asıl mesele camileri erkeklerle doldurmaktı. Feminist reformcuların elbette gizli planları, projeleri vardı. Light ve ılımlı bir İslam türetilmesinde kadınları kullanmak istiyorlardı. Projeleri tutmadı. Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak bastırdıkları büyük miktarda afişin masrafı Feminist reformculara ödetilmelidir. Milletin paralarına yazık oldu.

**

Ehl-i Sünnetin itikat konusunda iki büyük imamı vardır. İmam Eş’arî ve İmam Mâturidî… İslamın itikat (inanç) ile ilgili bilgilerini bunlardan öğreniriz. Bunların öğretilerine aykırı ve zıt inançlara sahip kimseler Ehl-i Sünnet değildir ve onlar, ilimleri olsa bile Ümmete, Müslümanlara kesinlikle imam olamaz. Din konusunda birliğin sağlanması, fitne ve fesadın giderilmesi, kaos ve anarşinin bitirilmesi için bütün Müslümanların itikatta iki imamdan birine, fıkıhta dört hak mezhep imamından birine bağlı olması gerekir.

**

Ramazanda, üzerinde öncelikle durmamız gereken ana mesele, Müslümanların oruç tutmasıdır. Müslüman halkın yüzde kaçı oruç tutuyor? Yüzde yirmi diyen var, yüzde kırk diyen… Yüzde elli olsa bile bu oran yeterli değildir. Bütün din hocalarının, bütün Müslüman ziyalıların, bütün hizmetkarların, elinde imkan olan bütün ehl-i imanın; halkın sahih (doğru) itikada sahip olması, beş vakit namazı dosdoğru kılması, Ramazan orucunu tutması ve zekatı fıkha göre vermesi için çalışmaları gerekir. Bu önemli konuları bırakıp da cami klimaları, Ramazan pideleri, iftar çadırları, cemaat ve tarikat tantanaları ile uğraşmak bizlere yakışmaz.

**

Müstehcen yayın yapan, ahlaksızlığı teşvik eden, dine aykırı bin türlü fitne ve fesada sebep olan Dönme ve mürted tv’lerin ve gazetelerin Ramazan yayınlarını seyretmeyiniz, okumayınız. Din onlardan öğrenilmez. Onların tuzaklarına düşenler imanlarını yitirip ebedî felakete mâruz kalabilir.

**

Üniversitelerde okuyan gençlerin içinden, binde biri bile mezun olup hayata atıldığında kendi işini kurmak, müteşebbis olmak istemiyor. Herkes devlet memuru veya özel kuruluşlarda maaşlı çalışan olmak istiyor. Bu durum, Türkiyenin geleceği için büyük bir tehdit ve tehlikedir. Yeterli miktarda gencimiz kendi işini kurmalıdır. Parası sermayesi yoksa diyeceksiniz. Son derece başarılı, ahlaklı, faziletli, iş bilen, iş beceren, muvaffak olmak için canını dişine tırnağına takan bir gence sermaye verecek elbette çıkar. Bu sermayeyi gerekirse devlet verir. Yeter ki, Allah’ın izniyle başarılı olunsun. Bizde böyle azimli, idealist, başarılı müteşebbis gençler olsa on sene içinde yüz bin küçük işletme kurulur, en az bir milyon insana iş temin edilir ve memleket sanayii kalkınır… Böyle gençler, ellerine para ve sermaye geçince lüks araba, lüks mesken, lüks telefon almazlar, lüks hayat sürmezler, lüks yemekler yemezler, yedi yıldızlı otellerde kalmazlar; deliler gibi üretmeye, helalinden kazanmaya çalışırlar. Böyle gençler yetiştiren liselerimiz, üniversitelerimiz nerededir?

12.06.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi